12
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
1015
Okunma
BİR MANTO HİKAYESİ
Hava çok güzeldi.
Uzun zamandır pandemiden dolayı ev iş arası mekik dokuyordum.Malum öyle kafelere de pek gidemiyor insan hemde İstanbul gibi kalabalık bir yerde yaşıyorsa..
İnsan arada bir nefes almak için yarım bir saatte olsa yesillik görmek,doğayla haşır neşir olmak istiyor işte..
Bende böyle hava güzelken doğaya mı karışsam yoksa geçen begendigim indirime düşmüş mantoyu almaya mı gitsem diye düşünürken ayaklarım beni mahallemizin yeşilliklerle dolu parkına çekti. Bende kendi kendime boşver indirimin bir kaç gün daha süresi var mantoyu da almaya sonra giderim diye düşünüp parktaki banklardan birine oturup elime kitabımı alıp okumaya basladım.Önümdeki banka torunlarını parka getirmiş iki kadın oturdu.Biri tanıdıktı ama ben arka tarafta olduğumdan beni görmedi.. Açıkçası görsün de istemiyordum bilirsiniz işte kafa dinlemeye gelmişken o sohbete dahil olsam deşarj olmaya geldiğim bu yer bana zindan olacaktı.
Neyse uzun lafın kısası bu iki kadın hararetli bir şekilde konusmaya devam ederken,ister istemez konuşmalarına önümde oldukları için kulak misafiri oluyordum ne kadar kitabı okumaya çalışsam da...
Tanıdığım kadın anlatıyordu..
_Ne olsun bildiğin durumlar işte.Eşim öldükten sonra oğlum gelinle yanıma yerleşti.Damat iş begenmeyip çalışmayınca eşimden kalan para yalan oldu üstüne birde damadın kredi kartı borçları,çocukların masrafları derken epey bir sıkıntı çektik.
Sonra neyse ki sonunda bir ise girdi.Alt kattaki giriş dairesini eşimden kalan para ile biraz da borçlanarak onlara aldık.
Taksitleri yeni bitti rahatladım derken bu sefer oğlum korsan taksi işine girdi.
Oğlum haram işe girme düzgün bir işe gir desem de gençler dinlemiyor işte üstüne pandemi döneminde işi de batırdi borçlardan kirayı ödeyemez duruma gelince kendi evini sattı yanıma yerleşti..!
Yine rahat bana haram olurken onlara bakma işi bana düştü.
Şikayet etmiyorum evlatlarım ama,bazen de kızıyorum yıllarca büyüttüm ettim,eşimde ölünce çocukların maskaraları oldum.Benim elimdekine de göz dikiyorlar,ne bir şey alabiliyorum kendime nede kenara bir kuruş ayırabiliyorum bile..Al işte üstümde ki kaban onbeş yıllık rahmetli eşim almış astarları bile eskidi.
Diyorum sezon sonu şöyle indirimden bir manto iki yüz liraya bulup alabilirsem iyi olcak mevsim geçti onu’da anca seneye giyerim tabi o’nada ölüm izin verirse diyorum aklımca ama emekli maaşı elime geçince yine faturalar,borçlar, ihtiyaçlar ,torunlar derken elimde hiç bir şey kalmıyor işte...
Benim manto da hayallerde kalıyor öyle.
Karşısında ki komşusu onu teselli etmeye çalışıyordu..
_Sen boşver çocukları bir kere de kendini düşün bitmez evin ihtiyaçları bir türlü oğlun düşünsün azda ben gelirim seninle emekli maaşını alınca manto almaya dolaşırız seninle mağazaları indirimlerden buluruz istediğin gibi inşallah diyordu.
_ Bakma bana sen benimkisi hayal işte bana ne zaman sıra gelir ki o çocuk öyle evde yatıyor benim maaşa göz dikmiş bana güveniyor.
Arada" damadı iyi besledin anne" deyip laf sokuyor,ben ne yapayım manto alsam evin içinde huzursuzluk olur onu’da çok görür üstüne bir tanede karıma alsaydın der sanki bana güvenip evlendi.
Ah istemez miyim şık bir manto alıyım,giyiniyim gerçi nereye gidecem o’da var ya diyordu.
_Sen alda buluruz bir yer olmadı gider bir kafeye birer çay içer havalı havalı kız deyip gülüştüler..
Onları dinlerken içim sızladı,sözde nefes almaya gelmiştim ama nefesim daraldı..Yıllardır çocukları evladı için yaşayan bir anne ve halâ onlar için yaşayıp kendini unutmuşken o hayırsız çocuklar hala annenin evine maaşına göz dikmiş,hatta ölsün evi bize kalsın derdindeydiler.
Ne acı bir hayat hikayesi kendi için bir manto alma lüksü bile olmayan bir anne...
Ne denilebilir ki ...Zamanın en büyük imtihanı evlatlar atsan atılmazdı iste.
İçim daraldı aldım kıtabımı onlara görünmeden arkalarından sessizce gittim o indirimde ki mantoyu almak aklıma düştü.
Gittim aldım geri geldim..!
Onlar orada hâlâ konuşuyorlardı.Parkta oynayan bir çocuğu yanıma çağırdım git şu paketi o yeşil montlu teyzeye ver sakın benim verdiğimi de söyleme al sana on lira sonra da git bu parayla kendine oyuncak yada istedigini alırsın dedim.
Çocuk sevinçle parayı cebine koyup paketi teyzeye verdi..
Ben ileri de oturup kitabımı okur gibi yapıp onları izliyordum.
Kadın şaşırıp paketi çocuğa geri vermek istesede,çocuk koşarak gitti yanından..
Yanında ki kadının da yönlendirmesi ile paketi merakla açan kadın içinden mantoyu çıkardı
Şaşkınlıktan dili tutulacaktı.
Sanki bir mucizeydi Hızır dokunmustu duasına...
Arkadaşı da bu duruma şaşırmıştı . Sonra ona giy diye ısrar edince giydi mantoyu çocuklar gibi mutluyken mantoyu sevip ağlıyordu...
Rabbim’in ikramı diye...!
Bende iki damla gözyaşı ile onları öylece bırakırken bu gün ayaklarımın beni parka sürükleme nedenini iyi anlamıştım.
O manto o’nun nasibiydi.Benim de içim huzurluydu.Ben ticaretimi Allah ile yapmıştım, onun rızasını kazanmak icin...
Rabbimin de ayetinde dediği gibi..
“O halde yaptığınız bu hayırlı alış-verişten dolayı sevinin!” (Tevbe: 111)
Akşam eve gittim.Yatağımın üstünde bir paket ,paketin içinde beğendiğim o mor manto meğerse eşim ben o mantoyu vitrinde beğendim diye sürpriz yapıp almış...!
Bosuna demiyor ayetinde Yaradan;
Kim Allah’a güzel bir işle gelirse, iyilik işlerse, ona on misli verilir.Enam160/
Öyle..!.Ben aslında mükafatı bu dünya da beklemiyordum..O benim için ahiret yatırımıydı ama Allah’ım ise çok lutufkardı ve beni erkenden ödüllendirmisti..Artık o kadın ardımdan nasıl bir dua ettiyse..
Rabbim hepimizin iyiliklerini artırsın...Bizi iyiliksever onun rızasıni kazanan hayırlı insanlardan eylesin inşaallah..
Nevin Aktekin Gülfirat
Hikayemi günün yazısı olarak seçen seçki kuruluna sonsuz teşekkürler diliyorum 🙏