- 699 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SAVAŞ - BARIŞ (TARİHİN YILMAZ İKİ GELECEĞİNİN ÖYKÜSÜ)
Gecenin uçsuz bucaksız saplantılı rüyalarınn tam ortasında terk edilmiş bir bebek.Taşlarla örülmüş kapkara elmaslarla adeta İşlenmiş varoş sokaklar, yürekleri derin yangınlar içerisindeki koskoca bir şehrinde doğmuş kara yağız bir ışığın tohumu.
Kaç vakitler zamanın bitmek tükenmez hezeyanlarında kaybolmaktan korkan bir babanın umuda doğru büyüğen çiçek kokulu ruh.
Babası anaları doğum sırasında bu illet dünyanın ızdırabına dayanamayarak göçmüş.
Babaları bu iki bebeğin adlarını bile o an koymuştu "Savaş, Barış".
Zaman ağlarını öyle bir örecek öyle ki sahnelecekti ki kader bu iki bahtsız bebek ilerde kardeş olduklarını bile bilemeden biri iyiliği diğeri ise ismi gibi yıkımı, kötülüğün si mgesi olacaktı.
Babaları da içki,, sefaletten ölünce mecbur iki farklı aileye evladlık olarak verildiler.
Barış, daha o günler de tüm ışığıyla, yüreğindeki pırıltı, gözlerindeki insanlara duyduğu aşkla tüm herkesin sevgilisi olacak,insanoğlunun bahtını belkide değiştirecek ilerde dev bir önder, devlet adamı olacaktır.
Savaş’a gelirsek, ruhu ateşe atılmış kömür tanesi misali verildiği ailede şiddet, dayakla geçecek yaşamıyla bütünleşik şans eseri girdiği askeri okulda geleceğin baş düşmanı bir komutan olacaktır.
Kader ağlarını öylesine örmüş, öylesine bu alanlardaki iki dev yüreğin amansız mücadelesi için her şeyi yapmıştır.
Barış (iyiliğin), Savaş(Kötülüğün) si mgesi olarak tarihe not düşülecektir işte.
Barış yaşadığı hayatına bakarsak derslerinde başarılı örnek bir çocukken, Savaş tam bir küçük şeytan, haylaz, yaramaz bir çocuk olarak dillenecektir.
Ülkede de tarihin çarkları iyi işlemektedir. Kral ülkeyi tek başına halkın gırtlağını sıkarcasına yönetmeye çalışmış, karşı koyan çoğu aydın kellesinden olmuştur.
Barış o dönem iyi bir eğitimden sonra ileri seviye birkaç dil bilen, demokrat ama tam bir özgürlük düşkünü lider olacaktır.
Kral’a direnen gizli cemiyetlere yardımcı olacak ve direnişin si mgesi haline gelecektir.
Kardeşi Savaş ise, girdiği askeri okullarda bile rahat durmayacak tam bir kan içici drakula gibi Kral sempatizanı kafatasçı, katliam makinası bir komutan olarak tarihle ya da tam manasıyla daha yollarının kesişeceği öz ve öz kardeşiyle tarihi mücadelesiyle talihiyle yüz yüze gelecek ve tabiki de olan masum insanlara olacaktır.
Zaman demir ağlarını sanki bu iki dev si mge için örtecektir.
Kral’a karşı bir suikast yapılacak fakat bu başarısızlıkla sonuçlanınca tüm muhalifler giyotin ile kellelerinden olacaktır. Birisi hariç.
Barış!
Uğradığı işkencelere rağmen bulunduğu Alkatraz hapishanesinden kaçıp bu uğurda verdiği işkence sırasındaki koluyla halkın sevdası haline gelecek ve yeni bir dünya düzeninde aktif olarak yer alacaktır ki en büyük engel tabiki de malum kardeşi "Savaş"!!
Savaş ordu içerisinde bile sevilmez, lanet herifin teki olan ve tasarladığı gayeleri uğruna çok insanı yok ede ede general olmuş ve ordunun tek komutanı adeta Napolyon ’u olacaktır.
Barış ülkenin ileri gelenlerini toplar ve top yekun direniş kararı alır. Bundan Savaş’ ında haberi vardır.
Barış’ı ele geçirme planları yapar ve şehrin az nüfuslu bölgesinde ajanları yoluyla istihbarat çalışmasına girişir ve sonunda yerini tespit eder.
Hatta operasyona bizzat kendisi katılır ki tarih sahnesinde az görülür bir şeydir.
Barış, Sen nehrinin batı yakasında pusuya düşürülür fakat çok ilginç hadiseler zinciri de başlar.
Yakalanan Barış ’a bizzat Kral tarafından işkence için Savaş görevlendirilir.
Bu iki dev göz göze geldiklerinde içlerinde bir ara sıcaklık duyar fakat etkisi fazla da sürmez.
Savaş o dev komutan! Tarihin en büyük korkutucu cellatı!
Yaptığı işkence esnasında bir değişiklik hissetmeye başlaması gecikmeyecektir.
Barış her vücudu ateş çubukları ile dağlanırken ki çektiği acı Savaş’ın geceleri rüyasına işlenecek karabasan olup çıkacaktır.
Barış yaşadığı travmalar sonucu şehit düşer ve Sen nehrinin amansız dalgalarına atılmasına karar verilir cesedi.
Tabi ki o muhteşem görev Savaş’ a verilir.
Savaş eski bir at arabasına bağladığı Barış’ ın cansız bedeni ile nehir kıyısına gelip suya atacağı vakit boynundaki yara izini görür.
O iz ondanda olduğundan mana veremez fakat içine kor düşmeye başlar ve amansız imtemsizce gözyaşları içinde bulur kendini.
Peki neden bu göz yaşı? NEDENNN.
Nehir kıyısı bu iki devin doğduğu evin ta kendisidir.
Birden hatırlar her şeyi hayal meyal. Altı yaşlarında evladlık verilmeden önceki olup biteni.
Tarih acımasız! Tarihin en büyük iki önderi sonunda karşı karşıya gelecek fakat biri iyiliği diğeri kötülüğün si mgesi olacaktır.
Savaş kardeşiyle oynadığı, çizik attığı duvarda bir yazı bulacaktır.
Kehanet adeta o duvarda o yıllarda yazılmıştır.
Savaş kardeşi olan baş düşmanını o evde açtığı çukura kimseye belli etmeden gömer ve saatlerce kaderin azabıyla kalbine sıktığı kurşunla devrilir kardeşinin toprakla örttüğü mezarına.
Tarih onları anmaya devam edecektir.
Bu iki dev gözlerdeki nefrette, ne de Barış gibi iyilikte anılacak ve hiç unutulmayacaksın.
Tarih bu devleri asla unutmaz......
YORUMLAR
Değerli kaleminiz sayfanızda yine güzel bir esere imza atmış akıcı ve duygusal çeşitli anlam ve yoruma açık eserinizi beğeniyle okudum sayfanızdan yürek sesiniz okuyucuların yüreğine güzel mesajlar vermesi dileğiyle yüreğinize emeğinize sağlık sayfanızda nice güzel eserlere imza atmanız temennisiyle kalemin daim ilhamın bol olsun selam ve sevgilerle kalın sağlıcakla
Kavramsal Empati Yılmaz S
Yüreğinize selam olsun 🙋♂️