- 433 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Kadın Emine
Evini çok severdi. Akşamüstü olduğunda balkona çıkıp sevdiğinin eve dönmesini keyifle beklerdi. Hemde boşuna bir bekleyiş olduğunu bile bile hiç üşenmeden sorun çıkarmadan, aksatmadan her gün aynı saatte beklerdi nasılsa sonunda kocası geç saatlerde de olsa eve dönerdi, eşinin hazırladığı lezzetli yemekleri soğumuş da olsa iştahla yer sonra da kahve de nasıl okey oynadığını anlatırdı kocası. Okey oynamanın kendisi için bir tutku olduğunda anlatırdı. Emine kocasının kahveye gitme ve okey oynama alışkanlığını hiç önemsemezdi.
Onun önemsediği tek şey kocasının ağzından çıkmasını beklediği sevgi dolu sözlerdi lakin kocası böyle güzel sözlere hiç de aşina değildi. Emine bir ev kadınıydı günlük ev işlerini yapmaktan hoşlanırdı; çamaşır bulaşık, ütü ve güzel yemeklerle kocasını güzel karşılamak onun için bir tutkuydu. Silik bir kadın değildi Emine, gençlik yıllarında vazgeçişleri de olmuştu. Çok sevdiği halk oyununa ve başarılı olduğu okul hayatına devam etmek yerine lisede ki aşkıyla hayatını birleştirmişti. Hayatın diğer yönlerini hep merak etmiş olsa da evlenmek ona daha doğru gelmişti zira lise aşkıyla evlenmişti.
Bir gün en güzel elbisesini giydi Emine ve çok güzel bir akşam yemeği hazırladı. Masada renkli mumlar ve kırmızı şarap da vardı. Bekledi sevdiğini ilk gün ki gibi, ama o gün eve gelmedi kocası. Belliki yine kahveye takılmıştı, okey oynamayı unutmamıştı ama evlilik yıl dönümünü unutmuştu. Emine kapıyı açık bırakıp gitti evden, kayıplara karıştı. Kocası eve döndüğünde onu bulamayınca peşine düştü ancak nafileydi Emine çoktan evi ve kocasını terk etmişti. Kocası her gün karısının eve geri dönmesini bekledi ama Emine bir daha geri dönmedi çünkü bu onun hayattaki ilk vazgeçişi değildi. Kocası gün geçtikçe küçüldü, ufaldı adeta silik bir adam oldu. Bir daha ne kahveye gitti ne de okey oynadı.
ufuk akalın