- 571 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖLÜM HABERLERİ BİTMİYOR, TÜKENMİYOR
O kadar meyus olduk ki son zamanda, bitmek tükenmek bilmeyen ölüm haberleriyle yanıp kavruluyoruz. Bir taraftan acımışız salgın hastalığın aldığı canlar, öte taraftan azgın terörün gözü doymaz açlığı...
Bu acılar içinde Mehmet Akif’in kurtuluş savaşımız öncesinde yazdığı bir şiirin beyitleri çınlıyor kulağımda. Allah’a böyle sitem edilmez biliyoruz ama, Şairin için yanıyor:
“Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?
Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!
Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!
’Yandık! ’diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun!”
Çoğunlukla ileri yaşta, tanıdıklarımız teker teker Hakk’ın rahmetine kavuşurken gençlerin de gözünün yaşına bakmayan salgın boş durmazken, o bitiyor gencecik vatan aşıkı insanlarımızı aramazdan alıyor terör.
Eğer salgın ve terör olmasaydı ölmeyecekler miydi, demeyin. Biliyorum:
“ Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.” Diyor Cahit Sıtkı. Biliyorum, biliyorum da yine de içim yanıyor.
Yıllar önce, gençlik yıllarımda hatırlıyorum: ”Benim hiçbir yakınım, tanıdığım ölmedi.” Diyordum. Şimdi neredeyse hiçbir tanıdığım kalmadı, hepsi öldü diyeceğim.
“Ellezine iza esabethum musibetun, kalu inna lillahi ve inna ileyhi raciun.” diyor Rabbimiz.( “Onlar, bir musibetle karşılaştıkları zaman, "Bizler, Allah için varız ve muhakkak O’na döneceğiz." derler.”)
Biliyoruz Allah’ım, biliyoruz elbet, ama bu acı çok ağır.
Başta kendimize konduramadığımız bu ölüm, sinsi sinsi çevremizde dolaşıyor. Kimseye konduramasak da bir gün gelip bizi de alıp gidecek. Ve Bakinin dediği gibi:
” “Âvâzeyi bu âleme Davud gibi sal/ Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş.”
Ne kadar yaşarsak yaşayalım sonu belli. Ama hep derler ya, Allah geçinden versin, sağlıklı ve uzun ömürler dileriz birbirimize sonuç değişmese de.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.