- 333 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SENİRKENT NAHİYESİNİN ULUBORLU KAZASINA BAĞLANMASIYLA İLGİLİ BELGELER (1886-1893)
Dr. İbrahim KARAER
NOT: Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.
Kuruluşundan itibaren Uluborlu kazasına bağlı bir köy olan Senirkent, 11 Şubat1880 tarihinde Hamid sancağı merkezine bağlı nahiye olmuş, 21 Haziran 1893 tarihinde tekrar Uluborlu kazasına bağlanmıştır. Senirkent’in 1880 yılında altı köy ile birlikte Hamid sancağı merkezine bağlı nahiye merkezi olması; Uluborlu şehri ileri gelenlerini endişelendirmiştir. Çünkü Senirkent’in nahiye yapılarak altı köy ile birlikte Isparta’ya bağlanması neticesinde, Uluborlu kazası 3 köyden müteşekkil kaymakamlıkla idare edilen küçük bir kaza haline gelmiştir. Bu durumda kaza merkezinin iptal edileceğini, resmi işlemler için başka yerlere gitmek zorunda kalacaklarını düşünen Uluborlu halkı, Senirkent nahiyesinin eskiden olduğu gibi Uluborlu kazasına bağlanması için her türlü yola başvurmuşlardır.
Kemal Turfan, Senirkent’in sancak merkezine bağlanmasından bir süre sonra Tola Bayramzade Hacı Ahmet ve Tola Bayramzade Hacı Veli’nin, kaymakam ve kadı tarafından Uluborlu’ya davet edilerek Senirkent’in Isparta’ya çok uzak olduğu, Uluborlu’ya bağlandıkları taktirde işlerini daha kolay halledebileceklerini telkin ederek hazırladıkları dilekçeyi işleme koyup Senirkent’in Uluborlu kazasına bağlanmasını sağladıklarını belirtmiştir (Turfan, 20 Haziran 1994: 3). Bu yazımızda Senirkent nahiyesinin Uluborlu kazasına bağlanmasını, Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivinde bulunan DH.MKT 84-44, DH.MKT 398-38, DH.MKT 1418-101 ve ŞD.1712-12 numaralı dosyalardaki belgeler ışığında değerlendireceğiz. Söz konusu belgelerin transkribelerini yazının sonunda ek olarak verdik.
Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivinde bulunan ŞD.1712-12 numaralı dosyadaki belgelerden, Senirkent nahiyesinin Uluborlu kazasına bağlanmasıyla ilgili ilk teşebbüsün 1885 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. Mir-i Miran’dan Mehmet İzzet Paşa, Sadaret Makamına 14 Nisan 1886’da çektiği telgrafta; kadimen Uluborlu kazasına tabi olan Senirkent’in eskiden olduğu gibi Uluborlu kazasına ilhakını temin eden Dahiliye Nezaretinin 21 Temmuz 301 (2 Ağustos 1885) tarih ve 4720 numaralı emrinin uygulanmasını talep eden Uluborlu halkı adına çekilen telgrafın gereğinin yapılmasını arz etmiştir (EK-1 COA ŞD.1712-12-9
Uluborlu halkı vekilleri Ahmet Nazif ve Halil Kamil tarafından 14 Nisan 1886 tarihinde Sadaret, Meşihat ve Mabeyin-i Hümayun Başkitabetine çekilen telgraflarla Uluborlu kazasına bir buçuk saat mesafesi olan Senirkent köyüne beş köyün bağlanmasıyla nahiye teşkil edildiği ve on dört saat mesafede bulunan Hamid sancağına bağlandığı ve kaymakamlığa halel gelmemek üzere Uluborlu kazasının üç köy ile bırakıldığı; daha önceden Uluborlu halkı tarafından Sadaret makamına arz ve istirham olunduğu üzere Senirkent’in nahiye yapılarak Hamid sancağı merkezine bağlandığı; Şurayı Devletçe verilen Senirkent nahiyesinin Uluborlu kazasına bağlanması kararının sancak merkezinde bekletilerek uygulanmadığı; bu durumun asayişi bozacağı, adaletin yolundan çıkaracağı, kazanın mahv ve perişan olacağı hususları İslam ve Hıristiyan halkının feryad ve figanları olarak arz etmişlerdir (EK-2,3,4 COA ŞD.1712-12-7/8, COA ŞD.1712-12-11/12, COA ŞD.1712-12-13)
Miri-i Mirandan Mehmet İzzet Paşa ve Uluborlu halkı adına Sadarete çekilen telgraflar üzerine Sadrazam Kamil imzalı Dahiliye Nezaretine yazılan 17 Nisan 1886 tarihli yazıda; Uluborlu kazasına bir buçuk saat mesafesi olan Senirkent köyünde nahiye teşkiliyle Hamid sancağına ilhakına teşebbüs edildiği ve Senirkent’in sancak merkezine uzak olmasının mahzuru ve Uluborlu halkının rahatsızlığı belirtilerek; Uluborlu kazasına bağlanmasıyla ilgili Mir-i Miran’dan Mehmet İzzet Paşa ve Uluborlu halkı adına çekilen telgraflar, gereği için Dahiliye Nezaretine gönderilmiştir (EK-5 COA ŞD.1712-12-5)
Dahiliye Nezareti Muhasebe Kalemi Vilayat Şubesinden yazılan 15 Mayıs 1886 tarihli yazıda; Agros (Atabey) nahiye müdürlüğünden Senirkent nahiye müdürlüğüne atanan Derviş Efendinin maaşı ve Senirkent nahiyesinin Uluborlu kazasına bağlanması talebi ile ilgili dört adet telgrafın Şurayı Devlete (Danıştay’a) havale edilmesi talep edilmiştir (EK-6 COA ŞD.1712-12-15).
Konya Vilayetinden Danıştay’a yazılan 21 Ekim 1886 tarihli yazıda; Senirkent köyünde nahiye teşkil edilerek sancak merkezine bağlanmasıyla ilgili çok ilginç ifadeler yer almıştır. Söz konusu yazıda; “Şu istidanın vuku’u Uluborlu heyetinin eser-i tahrikinden ileri gelmiş bir hal olduğu ve nahiye-i mezburenin Uluborlu’ya ba’id mesafesi olup merkez livaya yakın olması cihetle terviç-i istida maslahaten kabil olamayacağı” vilayet meclisi kararı olduğu bildirilmiştir (EK-7 COA ŞD.1712-12-1).
Dahiliye Nezaretinden Konya vilayetine yazılan 10 Mayıs 1887 tarih ve 241/56 numaralı yazıda; Senirkent nahiyesinin Uluborlu kazasına bağlanması için köylerdeki imam ve muhtarlar dahil Uluborlu eşraf ve ulemasının imzaladığı bir dilekçenin mabeyni hümayuna gönderildiği belirtilmiştir. Ancak bu girişimden de, istenilen sonuç elde edilememiştir (EK-8 COA DH.MKT 1418-101-1)
1893 yılına gelindiğinde Hamid sancağı idaresinin, Senirkent nahiyesinin Uluborlu kazasına bağlanmasına karar verdiği ve bunun için gerekçeler oluşturulduğu görülmektedir. Hamidabad Sancağı Müdde-i Umumi (Savcılık) Muavinliği makamına yazılan 14 Mayıs 1893 tarih ve 56 numaralı yazıda; Cinayet Adliyesi Isparta Bidayet (Asliye) Mahkemesine bağlı olan Senirkent nahiyesinin sancak merkezine on saat, bazı köylerinin on üç - on dört saat mesafede bulunmasından dolayı herhangi bir vukuat meydana geldiğinde, tahkikatın başlatılması ve suçluların tutuklanmasında karşılaşılan zorluklardan söz edilmiştir. Senirkent’te yaşanan bir öldürme olayında soruşturmaya başlanıncaya kadar oradan katillerin kaç¬tığı, tutuklama olayları ile ilgili 143 dosyadan 46’sının Senirkent nahiyesine ait olduğu belirtilerek, Senirkent nahiyesinin bir saat mesafedeki Uluborlu kazasına bağlanması önerilmiştir (EK-9 COA DH.MKT 84-44)
Müdde-i Umumi (Savcı) Muavini tarafından Hamidadabad Mutasarrıflığına yazılan 15 Mayıs 1893 tarihli ve 116 numaralı yazıda; Senirkent nahiyesinin sancak merkezine on saat mesafede bulunmasından dolayı herhangi bir suç işlendiğinde hemen tahkike başlanamadığı ve suçluların tutuklanamadığı, sorgulama aşamasındaki 212 dosyadan 55’inin tutuklama olayları ile ilgili 143 dosyadan 46’sının Senirkent nahiyesine ait olduğu; sanık ve tanıkların duruşmalarda hazır bulundurulamadığı; kolluk kuvvetinin azlığı ve subay sayısının yetersizliğinden dolayı suçların arttığına vurgu yapılmıştır. Senirkent nahiyesinin Uluborlu kazasının öte tarafında ve bir saat mesafesinde olup Uluborlu’ya uğramadıkça ne o nahiyeye geçmek ve adı geçen nahiyeden buraya gelmek mümkün olmadığı halde, böyle merkez livaya uzak olan bir nahiyenin Uluborlu’ya bağlanması halinde suçluların kolayca yakalanıp cezalandırılacakları belirtilmiştir (EK-10 COA DH.MKT 84-44).
DH.MKT 84-44 numaralı dosyada yer alan 5 numaralı belge; 15 Mayıs 1893 tarihli Senirkent nahiyesinde henüz yakalanamayan hüküm giymişlerin isimlerinin kayıtlı olduğu 3 sayfalık defterdir.
Hamidabad Sancağından Konya Vilayetine yazılan 15 Mayıs 1893 tarihli ve 73 numaralı Hamidabad Sancağı Muta¬sarrıfı ve yedi idare heyeti üyesinin imzaladığı yazıda; Vilayet Teşkilatı Nizamnamesine göre; birbirine yakın olan nahi¬yelerin diğerine bağlanması gerektiği belirtilmiştir. Söz konusu yazıda, Senirkent’in 1500 haneli mevki ve geliri bakımından önemli bir kasaba olduğu vurgulanmış, Senirkent’in nahiye olması ve sancak merkezine bağlanması ile ilgili şu bilgiler verilmiştir: Senirkent halkının, Uluborlu kazasından hoşnutsuz olmaları ve mevkisinin önemi dikkate alınarak her nasılsa merkez sancağa bağlı nahiye yapıldığına dair 30 Kanun-ı Sani 1295 (11 Şubat 1880) tarihinde Dahiliye Nezaretinden gelen emirname üzerine Isparta kazasına bağlı nahiye olarak yönetilmiştir. Konya vilayeti ile Dâhiliye Nezareti arasında yapılan yazışmada “Uluborlu kazasına bağlı Senirkent köyünün mevkiinin önemi ve büyüklüğü sebebiyle eskiden olduğu gibi adı geçen kaza idaresinde kalmak üzere nahiye teşkili müna¬sip olduğu” yazılmasına rağmen, “Ahali Vekili Selahadin”in dilekçesi üzerine Uluborlu kazasından ayrılarak Isparta kazasına bağlanması ka-rarlaştırılmıştır. Bunun için yüksek makam oluru terk edilmiştir. Adı geçen nahiyenin nüfus, tapu, orman ve vergi gibi işlemlerinin adı geçen kaza idaresine bırakılıp, yalnız idari işlemlerle şer’i ve adli işlemlerin sancak idaresine alınmış ise de bu meselenin Şurayı Devlet’in kararıyla irade-i âliye suretiyle olduğu halde; Dâhiliye ve Maliye Nezaretinden gelen yazılarda adı geçen nahiyenin, adı geçen kazadan ayrıldığına dair açıklık görülmemekte” denilmektedir. Senirkent nahiyesinin Ulu¬borlu’nun kuzey doğusunda ve bir saat mesafede olması bakımından şer’iye ve adli işlemlerin on saat mesafede bulunan merkez livadan idaresi, bir takım zorluklara sebep olduğu belirtilerek; bundan böyle şer’i ve adli işlemlerin Uluborlu kaza idaresine terki, dolayısıyla Senirkent nahiyesinin Uluborlu kazasına bağlanması önerilmiştir. Bu yazının altına 2 Haziran 1309 (14 Haziran 1893) “Senirkent nahiyesinin kemakân (eskiden olduğu gibi) Uluborlu kazasına raptı ve ilhakı muktezi (gerekli) bulunmuştur” şeklinde açıklama notu eklenmiştir (EK-11 COA DH.MKT 84-44)
Erkan-ı Harbiye Umumi Dairesi Dördüncü Şubeden Dahiliye Nezaretine yazılan 20 Haziran 1893 tarih ve 354 numaralı Serasker imzalı yazıda; 2 Ağustos 1885 tarihli yazı ile Senirkent nahiyesinin Uluborlu kazasına bağlanması tasvip edilmesine rağmen, her nasılsa şimdiye kadar bu kararın uygulanmadığı; adı geçen nahiyenin Uluborlu’ya üç buçuk ve Isparta’ya on dört saat mesafede olmasından ve Uluborlu’nun redif taburu merkezinde bulunmasından dolayı askeri işlemlerin yürütülmesinde zorluk yaşandığı; Senirkent nahiyesinin eskiden olduğu gibi Uluborlu kazasına bağlanmasının askeri işlemleri kolaylaştıracağı ve hızlandıracağı belirtilmiştir (EK-12 COA DH.MKT 84-44)
Konya Vilaye¬tinden Dahiliye Nezaretine yazılan 9 Haziran 1309 (21 Haziran 1893) tarihli ve 79 numaralı yazıda; 21 Temmuz 301 (2 Ağustos 1885) tarihli ve altmış dokuz numaralı yazıda Senirkent nahiyesinin eskiden olduğu gibi Uluborlu kazasında kalmak üzere nahiye teşkiline müsaade buyrulmuş olduğu; adı geçen nahiyenin Uluborlu kazasından ayrılması için emr-i aliye bulunmadığı gibi, Bab-ı Alice de eski bağlılık üzere kayıt olduğu halde; nahiye vekili namıyla bir adamın dilekçesi üzerine Uluborlu kazasından ayrılarak merkez livaya bağlanmasına Meclis İdare-i Vilayetçe karar verildiği kayıtlardan anlaşıldığı; vaktiyle Konya vilayetince yetkiyi aşan işlem yapıldığı belirtilmiştir. Senirkent nahiyesinin Uluborlu kazasına bir saat mesafede bulunduğu, sancak merkezine on saat mesafede olması cihetiyle yasal işlemlerin uygulanmasında birtakım zorluklar yaşandığı, asayişin ve inzibatın sağlanması için Senirkent nahiyesinin eskiden olduğu gibi Uluborlu kazasına bağlanması teklif edilmiştir (EK-13 COA DH.MKT 84-44)
Bab-ı Ali Daire-i Umur-ı Dahiliye’den yazılan yazıda; “Hamidabad sancağına merbut Senirkent nahiyesinin Hamidabad sancağından ayrılarak Uluborlu kazasına rapt ve ilhakı hakkında Konya vilayetinden yazılan 79 numaralı 21 Haziran 1893 tarihli yazı, 29 Haziran 1893 tarihli huzur-ı aliyye-i hazreti nezareti penahi onayına sunulduğu belirtilmiştir (EK-14 COA DH.MKT 84-44). 12 Temmuz 1893 tarihinde Dahiliye Mektubu Kaleminden Seraskeriyeye yazılan yazıda; Senirkent nahiyesinin Uluborlu kazasına bağlandığına dair 21 Haziran 1893 tarih ve 79 numaralı yazının bir sureti tebliğ edilmiştir (EK-15 COA DH.MKT 84-44).
SONUÇ
Yukarıdaki yazışmalar neticesinde Senirkent nahiyesi Uluborlu kazasına bağlanmıştır. Senirkent halkı ve ileri gelenleri bu karardan memnun olmamış, Uluborlu kaza merkezi¬nin lağvı ile Senirkent’in kaza merkezi yapılması veya tekrar sancak merkezi Isparta’ya bağlanmak için girişimlerde bulunmaya devam etmişlerdir. Uluborlu kazası ileri gelenleri de bu girişimleri engellemek için büyük çaba harcamışlardır. Cumhuriyet döneminde de devam eden bu mücadele, Senirkent’in 16 Haziran 1952 tarihinde ilçe merkezi olmasıyla son bulmuştur. Senirkent halkının kaza merkezi olmak veya tekrar sancak merkezine bağlanma istekleri ile ilgili yazışmaları başka bir yazımızda ele alacağız.
EKLER
EK-1
Belge yer numarası: COA ŞD.1712-12-9
Tarih: 2 Nisan 302 (14 Nisan 1886)
Makam-ı Sadaret penahiye
Maruz-ı bendeleridir ki
Uluborlu kazasına kadimen merbut olan Senirkent’in kemakan (eskiden olduğu gibi) kaza-i mezkura ilhakını temin eden Dahiliye Nezareti Celilesinin 21 Temmuz 301 (2 Ağustos 1885) tarih ve 4720 numaralı emr-i aliyenin infazı yoluna gidilmediğinden ahali-i mazurenin (mazeretinin) bu babdaki makam-ı aliyelerine keşide etmiş olduğu telgrafname mucebince marül arz emirname-i aliyenin livadan adem is’afını beca göremediğinden telgrafname-i istirhamilerinin tenfizini vatan namına arz ile hüsn-i teveccühat-ı asafilerinin ifasını istirham ederim bu babda ferman 2 Nisan 302 (14 Nisan 1886)
Suriye Valisi Biraderi
Mir-i Mirandan
Mehmet İzzet
EK-2
Belge yer numarası: COA ŞD.1712-12-7/8
Tarih: 2 Nisan 1302 (14 Nisan 1886)
Makam-ı Sadr-ı Azam
Uluborlu kazasına bir buçuk saat mesafede olan Senirkent karyesine beş karyenin merbutuyla nahiye teşkil ve on dört saat ba’id mesafede bulunan Hamid sancağına raptına teşebbüsle kazayı üç karye ile bırakıldığı cihetle ahali-i umum tarafından makamat-ı aliyelerine arz ve istirham olunmuş olduğundan karye-i mezkurun nahiye teşkiliyle kema-fissabık Uluborlu kazasında kalmak üzere Şurayı Devletçe verilen karar-ı ali mucebince virgü emanet-i aliyesinden 12 teşrin-i sani 301 (24 Kasım 1885) Maliye Nezareti celilesinden 6 Ağustos 301 (18 Ağustos 1885) ve Dahiliye Nezareti celilesinden 21 Temmuz 301 tevarih (2 Ağustos 1885) ve 4720 numaralı evamirname-i aliyeleri sekiz mah akdem livaya gelmiş Maliye ve Virgü Emanet-i celilelerinden evamir tebliğ buyrulmuş her ne esbab-ı mebni ise Dahiliye Nezareti celilesinin emirnamesi altmış mah livada tevkifle 6 Şubat 301 tarihli (18 Şubat 1886) zeyl-i mutasarrifide nahiye-i mezkurun Uluborlu kazasına rabtını mutasarrıfı olmayup kaymakamlığa halel gelmemek üzere liva merbutiyetinden olduğunun imla ve tabiratla tebliğ buyrulmuş mamafih nahiye-i mezkur adliyesinin livaya ilhakı liva-i mezburun Konya vilayeti celilesine ba-mazbata istizan edildiği (izin isteme, danışma) ve mucebince vilayet-i müşarünileyden Adliye Nezareti celilelesine yazıldığı ihbaren ahbaran-i mevsukadendir (Güvenilir haberlerdendir) hin-i fethinden berü merbut olan Gönen ve Keçiborlu
İkinci sayfa
nahiyelerinden tefrik edildiği gibi marü’l arz bir buçuk saat mesafede bulunan nahiye-i mezkurun dahi on dört saat mesafede bulunan livaya rabtı emri inzibatiye ve asayişe ne derece halel geleceği derkar çend nefer eşhasın tervicine riayetle ma’delet çığırından ihracına tazyikat-ı ahali ve hısar-i miri olacağı dahi evliya-yı umur nezdinde müsellem ve beridar (ulak, haberci) bulunmakla nahiye-i mezkurun kemakan idaresi kazamıza rabtıyla evamir-i mezkure akamının infazıyla iade-i şerefine maruz buyrulmaz ise liva-i mütecavireye tayin olamadığı halde (..) müsareatla (süratle) perişaniyete yüz tutub ve kazamız mahv olacağı hususları İslam ve Hıristiyan ahali-i sekinenin feryad ve figanlarını haseb’ül- vekale (vekalet itibariyle) arz ve tasdi’ata (baş ağrıtma, rahatsız etme) cüretle üç kıt’a kopya dahi ücreti başkaca verilmiştir ol-babda ferman fi 2 Nisan 1302 (14 Nisan 1886)
Vekil Ahali-i Uluborlu Vekil Ahali-i Uluborlu
Halil Kamil Ahmet Nazif
EK-3
Belge yer numarası: COA ŞD.1712-12-11/12
Huzur-ı Meşihatpenahiye
Uluborlu kazasına bir buçuk saat mesafede olan Senirkent karyesine beş karyenin raptıyla nahiye teşkili ve on dört saat baid mesafede bulunan Hamid sancağına raptına teşebbüsle kaza üç karye ile bırakıldığı cihetle ahali-i umum tarafından makamat-ı aliyelerine arz ve istirham olunmuş olduğundan karye-i mezkurun nahiye teşkiliyle kemafissabık (eskiden olduğu gibi) Uluborlu kazasında kalmak üzere Şurayı Devletçe verilen karar-ı aliye mucebince virgü emaneti aliyesinden 12 Teşrin-i sani 301 (24 Kasım 1885) Maliye Nezareti celilesinden 13 Ağustos 301 (25 Ağustos 1881) ve Dahiliye Nezareti celilesinden 21 Temmuz 301 (2 Ağustos 1885) tevarih ve 4720 numaralı evamirname-i aliyeleri sekiz mah akdem livaya gelmiş ve maliye ve virgü emaneti celilerinden evamir-i ali tebliğ buyrulmuş her ne esbaba mebni ise Dahiliye Nezareti celilesinin emirnamesi altmış mah livada tevkifle 6 Şubat 301 tarihli zeyl-i mutasarrıfda nahiye-i mezkurun Uluborlu kazasına raptını mutasarrıf olmayub kaymakamlığa halel gelmemek üzere liva merbutiyetinden olduğunun imla ve tabiratla tebliğ buyrulmuş mamafih nahiye-i mezkur adliyesinin livaya ilhakı liva-i mezburdan Konya Vilayeti celilesine ba-mazbata istizan edildiği ve mucebince vilayet-i müşarünileyhden Adliye Nezareti celilesine yazıldığı ahbaran-i mevsukadendir hin-i fethinden berü kaza ve ibtida-i teşkilata merbut olan Gönen
İkinci sayfa
ve Keçiborlu nahiyelerinden tefrik edildiği gibi marü’l arz bir buçuk saat mesafede bulunan nahiye-i mezkurun dahi on dört saat mesafede bulunan livaya merbutu inzibatiye ve asayişe ne derece halel geleceği derkar ve çend nefer eşhasın tervicine riayetle ma’delet çığırından ihracına tazyikat-ı ahali ve hısar-i miri olacağı dahi evliya-yı umur nezdinde müsellem beridar (ulak, haberci) bulunmakla nahiye-i mezkurun kemakan idaresi kazamıza rabtıyla evamir-i mezkure ahkamının infazıyla iade-i şerefine maruz buyrulmaz ise liva-i mütecavireye tayin olamadığı halde (..) müsareatla (süratle) perişaniyete yüz tutub ve kazamız mahv olacağı hususları İslam ve Hıristiyan ahali-i sekinenin feryad ve figanlarını haseb’ül- vekale (vekalet itibariyle) arz ve tasdi’ata (baş ağrıtma, rahatsız etme) cüretle üç kıt’a kopya dahi ücreti başkaca verilmiştir ol-babda ferman fi 2 Nisan 1302 (14 Nisan 1886)
Vekili Ahali Uluborlu Vekil-i Ahali Uluborlu
Ahmet Nazif Halil Kamil
EK-4
Belge yer numarası: COA ŞD.1712-12-13
Mabeyin-i Hümayun Başkitabet-i Celilesine
Uluborlu kazasına bir buçuk saat mesafesi olan Senirkent karyesine beş karyenin raptıyla nahiye teşkili ve on dört saat baid mesafede bulunan Hamid sancağına raptına teşebbüsle kaza üç karye ile bırakıldığı cihetle ahali-i umum tarafından makamat-ı aliyelerine arz ve istirham olunmuş olduğundan karye-i mezkurun nahiye teşkiliyle kemafissabık (eskiden olduğu gibi) Uluborlu kazasında kalmak üzere Şurayı Devletçe verilen karar-ı aliye mucebince virgü emanet-i aliyesinden 12 teşrin-i sani 301 Maliye Nezareti celilesinden 13 Ağustos 301 ve Dahiliye Nezareti aliyesinden 21 Temmuz 301 tevarih ve 4720 numaralı evamirname-i alileri sekiz mah akdem livaya gelmiş ve maliye ve virgü emaneti celilerini evamiratı tebliğ buyrulmuş her ne esbaba mebni ise Dahiliye Nezareti celilesinin emirnamesi altı buçuk mah livada tevkifle 6 Şubat 301 tarihli zeyli mutasarrifiyede nahiye-i mezkurun Uluborlu kazasına raptı mutasarrıf olmayub kaymakamlığa halel gelmemek üzere liva merbutiyetinden olduğunun imla ve tabiratla tebliğ buyrulmuş mamafih nahiye-i mezkur adliyesinin livaya ilhakı liva-i mezburdan Konya Vilayeti celilesine ba-mazbata istizan edildiği ve mucebince vilayet-i müşarünileyhadan Adliye Nezareti celilesine yazıldığı ahbaran-i mevsukadendir hin-i fethinden berü kaza ve ibtida-i teşkilata merbut olan Gönen ve Keçiborlu nahiyelerinden tefrik edildiği gibi marü’l arz bir buçuk saat mesafede bulunan nahiye-i mezkurun dahi on dört saat mesafede bulunan livaya merbutu inzibatiye ve asayişe ne derece halel geleceği derkar ve çend nefer eşhasın tervicine riayetle ma’delet (adalet) çığırından ihracına tazyikat-ı ahali ve hısar-i miri olacağı dahi evliya-ı umur nezdinde müsellem beridar (ulak, haberci) bulunmakla nahiye-i mezkurun kemakan idaresi kazamıza rabtıyla evamir-i mezkure ahkamının infazıyla iade-i şerefine maruz buyrulmaz ise liva-i mütecavireye tayin olamadığı halde müsareatla (süratle) perişaniyete yüz tutub ve kazamız mahv olacağı hususları İslam ve Hıristiyan ahali-i sekinenin feryad ve figanlarını haseb’ül- vekale (vekalet itibariyle) arz ve tasdi’ata (baş ağrıtma, rahatsız etme) cüret olunmuştur, ol-babda ferman
fi 2 Nisan 1302 (14 Nisan 1886)
Vekili Ahali Uluborlu Vekil-i Ahali Uluborlu
Ahmet Nazif Halil Kamil
EK-5
Belge yer numarası: COA ŞD.1712-12-5
Tarih: 13 Receb 1303 / 6 Nisan 1302 (17 Nisan 1886)
Sadaret Mektub-ı Kalemi
Aded: 153
Dahiliye Nezareti Celilesine
Devletlü Efendim Hazretleri
Uluborlu kazasına bir buçuk saat mesafede bulunan Senirkent karyesinin beş karye raptı ve nahiye teşkiliyle Hamid sancağına ilhakına teşebbüs edildiğinden ve bu suret liva-i mezkurun uzaklığı cihetle mahzuru dahi bulunduğundan bahisle kaza-i mezkura olan merbutiyetin ifası hakkında bazı ifade ve iş’ara dair mir-i mirandan (Beylerbeyi) saadetlü Mehmet İzzet Paşa ile ahali vekili Ahmet Nazif ve Halil Kamill Efendilerin Burdur merkezinden çekmiş oldukları iki kıta telgrafname leffen savb devletlerine irsal kılınmış olmakla maliklerine nazaran iktizasının ifasına himmet buyrulması siyakında tezkere-i senaveri terkim kılındı efendim 13 Receb 1303 / 6 Nisan 1302 (17 Nisan 1886)
Sadr-ı Azam Kamil
EK-6
Belge yer numarası: COA ŞD.1712-12-15
Tarih: 11 Şaban 1303 / 3 Mayıs 1302 (15 Mayıs 1886)
Nezaret-i Celile-i Dahiliye
Muhasebe Kalemi
Vilayat Şubesi
Agros nahiyesinin Hamid sancağına raptıyla karyeye, Senirkent karyesinin dahi nahiyeye tahviliyle müdürlüğüne Derviş Efendinin tayini hakkında Konya vilayetinden vuku’bulan iş’ar üzerine keyfiyet Maliye Nezareti celilesine bilmuhabere ol-babda Şurayı Devlet kararıyla bil-istizan müteallik buyrulan irade-i aliye mucebince mezkur Agros nahiyesi müdürlüğünden şehri (aylık) yüz doksan dört guruş maaşla mumaileyh Derviş Efendiye tahsis (..) bil-icra vilayet-i müşarünileyhe 21 şevval 302 (3 Ağustos 1885) tarihinde tahrirat ve nahiye-i mezkura kitabet maaşı olan yüz otuz beş guruş üzerine lazım gelen muamelenin ifası zımnında maliye ve li-ecl’il-malumat mezaib ve virgü emaneti celilelerine ve Beğlikci-i Divan-ı Hümayununa mezkur-ı aliye testır buyrulduğu kayden tesbit itmiş ve Uluborlu kazası esasen Hamid sancağına malumat verilmiş olmasına ve melfuf tezkere-i samiye ve matvi/mutvi (dürülmüş) dört kıta telgrafname meallerine nazaran tezkere icabı hususunda Şurayı Devlete havale buyrulması babında ferman hazreti menlehül emrindir 11 Şaban 1303 / 3 Mayıs 1302 (15 Mayıs 1886)
Mühür
Muhasebeci-i Nezaret-i Celile-i
Dahiliye?
EK-7
Belge yer numarası: COA ŞD.1712-12-1
Konya Vilayeti Mektub-ı Kalemi
Adet: 450
Tarih: 22 Muharrem 1304 / 9 Teşrin-i evvel 1302 (21 Ekim 1886)
Şurayı Devlet Riyaseti Celilesi Canibi Alisine
Maruz-ı çakereleridir ki
Şereftestır ve tesyir buyrulan 14 Mayıs 302 (26 Mayıs 1886) tarihli ve beş numaralı tahrirat-ı aliye cenabı riyaset-i penahilerinde merbutiyet kadimesinde ifası istirham olunduğu beyan buyrulan Senirkent karyesi Dahiliye Nezareti celilesinin 21 Temmuz 302 (2 Ağustos 1886) tarihli ve altmış numaralı tahriratı mucebince bazı kura-yı mütecavire verilerek Uluborlu kazası mülhakatından fek irtibatıyla ve nahiye merkezi ittihazıyla merkez liva olan Hamid kazasına ilhak edilmişti. Şu istidanın vuku’u Uluborlu heyetinin eser-i tahrikinden ileri gelmiş bir hal olduğu ve nahiye-i mezburenin Uluborlu’ya ba’id mesafesi olup merkez livaya yakın olması cihetle terviç-i istida maslahaten kabil olamayacağı meclis-i idare-i vilayetten ifade olmakla ol-babda emr ü ferman hazreti menlehül emrindir. 22 Muharremü’l haram sene 1304 / 9 fi teşrin-i evvel 1302 (21 Ekim 1886)
EK-8
Belge yer numarası: COA DH.MKT 1418-101-1
Tarihi: 28 Nisan 1303 / 16 Şaban 1304 ((10 Mayıs 1887)
Evrak numarası 241/56
Konya Vilayeti Celilesine
Hamid sancağı dahilinde kain Uluborlu kazası mülhakatından Senirkent nahiyesinin geçende merkez livaya merbut ve ilhak olunması cihetiyle hususan ve ifadelerinden dolayı bidayet mesafesi olan merkez livaya müracaata mecbur olduklarından ve bu suretle kendilerince müşkülat-ı mucep olacağından bahisle nahiye-i mezkurenin kemafissabık kaza-i mezkura ilhakı hakkında bazı ifade ve istadayı havi kaza-i mezkur dahilinde muharrer’ül esma-i kura imam, muhtaran ve ahalisi tarafından gönderilen maruza leffen sub-aliye-i asafanelerine irsal kılınmış olmakla ber-muceb irade-i seniye-i aleyh ba-tahkik iktizasına ifa ve hakikat halinin beyan ve ibnasına himem-i aliye-i düsturileri derkar buyrulmak babında
Derkenar notu:
Ve bu halde bir arzuhal umumisi dahi mabeyin-i hümayun-ı mülukane canib-i aliyyesine takdim kılınıp manzur-ı ali buyrularak icabına bakılmak üzere Bab-ı Aliye gönderildiği ve ifayı muktezası ba-tezkire-i samiye emr ü izbar buyrulmak
EK-9
Belge yer numarası: COA DH.MKT 84-44
Tarihi: 2 Mayıs 309 (14 Mayıs 1893)
Numarası: 56
Hamidabad Sancağı Müdde-i Umumi Muavinliği Canibi Aliyesine
Cinayet adliyesi Isparta Bidayet (Asliye) Mahkemesine merbut bulunan Senirkent nahiyesi merkez livaya on saat ve dahilindeki kura on üç on dört saat mesafede olup vukuat zuhur ettikde Isparta’dan hareket olunarak nahiye-i mezkureye bir saat mesafede bulunan Uluborlu kazası merkezinden geçilerek gidilmekte ve bununla beraber nahiye mülhakında vukubulan ceraimden (cürümlerden) elyevm elli beş takım evrak saire istendikçe derdest tahkikat olup ikmali nahiye-i mezkureden bir takım kesan-ı celilerine mütevakkıf olarak icap edenler haklarında celbiyle ihzar (huzura getirme) ve tevkif-i mezkurları istar ve irsal eylemek gibi takibat-ı kanuniye devam olunmakta bulunduğu halde merkez nahiyeye celbi ve derdest olamamalarından tahkikat-ı mezkureye bi’t-tabi vakt ü zamanıyla hitam verilememekte ve hatta geçenlerde Senirkent’te zuhur eden bir katl hadisesinden dolayı nahiye müdürüne bir ihbar gönderilmiş bir günde merkez livaya gelip ikinci günde hareket ve muvasalat olunarak üçüncü günü tahkikata başlanılabilip cürmün vukuundan tahkikata başlanıncaya kadar aradan günler geçmiş bilistifade katil firar etmiş ve daha cinayet ve cani-i saireden dolayı pek çok maznunlar (sanıklar) da firarda olup derdest olamadıkları ve ber veçhi maruz maznunların tahkikat ve mücazatlarının (cezalandırılmalarının) eşkal ve te’ehhürü (gecikmesi) bi’t-tabi’ cürümleri teaddüd ve tekessürünü (çoğalmasını) icap ettirmekte idüğünden tedabir-i lazimenin itmamına (tamamlanmasına) ve bu hale bir netice verilmesi hakkında işbu tezkere takdim kılındı olbabda 2 Mayıs 309 (14 Mayıs 1893)
Muavinin kaleminden Senirkent nahiyesine müteallik doksan ilam mevcut idüğü beyan olunmak üzere kalem-i mezkur katibi (..)
2 Mayıs 309
İkmal-i müddetle tahliye kılınanlardan maada kesb-i katiyet etmiş olup henüz ahkamı icra olunmayan gerek muamele-i tebliyesi derdest icra bulunan yüz kırk üç adet ilamattan (mahkeme ilamları) Senirkent’e müteallik kırk altı adli ilamatın miktarıyla mahkumların esamisini mübeyyin defter bi’t-tanzim takdim-i huzur-ı ali-i mün’imaneleri (velinimet) kılınmış olmağın olbabda ferman.
2 Mayıs 309
Hamidabad Müdde’i Umumi (Savcı)
EK-10
Belge yer numarası: COA DH.MKT 84-44
Tarihi: 3 Mayıs 309 / 29 Şevval 310 (15 Mayıs 1893)
Numarası: 116
Hamidabad Sancağı Mutasarrıflığı Canib-i Aliyesine
Saadetli efendim hazretleri
Cinayet adliyesi Isparta bidayet mahkemesine merbut bulunan Senirkent nahiyesi merkez kasabanın merkez livaya on saat merbut kuraya dahi on üç on dört saat kadar mesafe-i baidede (uzaklıkta) olup vukuatın derhal tahkiki ve mütecasirlerinin hemen derdest yoluna gidilememesinden dolayı daire-i istintakda (sorgulama dairesinde) mevcut olan iki yüz on takım evraktan elli beş takımı nahiye-i mezkurda vuku bulan ceraime müteallik ve bidayet mahkemesi ceza dairesinde elli beş takım evrakından yine Senirkent’e ait on üç derdest-i tahkik ve muhakeme bulunmuş ve bunların ikmali tahkikatı ise nahiye-i mezkureden bir takım zükur ve inasın celplerini mütevakkıf (bekleyen) ve kanunen alelusul icab edenler haklarında celp ve ihzar ve tevkif-i mezkureleri dahi istar ve irsali ile takibat-ı kanuniye devam olunmakta bulunduğu halde merkez nahiyece celp ve derdest olunamamalarından tahkikat ve muhakemat-ı mezkure bi’t-tabii tehir etmekte ve bu cihetle de mesturen bil-derdest tevkif edilebilen kesanında (kimselerin de) imtidad-ı mevkufatına badi olmakta olduğu gibi li-ecli’l-icra idare-i aciziye tevdi’ olunan ilamat yüz kırk üç kıta olup bundan kırk altı adedi Senirkent’e ait bulunmakta mahkumların derdesti ve haklarında ahkam-ı kanuniyenin icrası zımmında makama bir kıta defteri memuriyet-i acizinden tanzim ve zaptiyeye teslim olunmuş ve mahallin baidiyeti hasebiyle derdest olamadıkları cihetle matlub-ı kanun hasıl olmamakta ve bunun başlıca esbabı merkez livanın nahiye-i mezkureye olan baidiyeti inzimam eden zaptiyeganın az bulundurulmasından ve zabitin bulundurulmamasından vukuat zuhurunda merkezden azimetle takibat icrası ve failin derdesti vakt-i muhtaç bulunduğu vareste-i kayıt izahdır ve zamanında yapılamayan tahkikattan maznunun bilistifade vadi karara teşebbüs ederek elde edilmesi mümkün olmadığı görülmektedir. Bu cihetten dolayı hukuk-ı umumiyenin hüsn-i muhafazası temin edilemeyerek sürüncemede kaldığı gibi nahiye-i merkumenin şu hali esef iştimale bir netice-i hasene verilmedikçe maznunların tahkikat ve muhakematının icrasıyla tedibat-ı kanuniye bi-hakkın icra eylemek emr ü aliye idüğünden bu halin devamı maruzat-ı mebsuta-i acizanem veçhile hem maslahat ve hem de ceraimin teadüd ve tekessürüne muceb olarak bu da şu asr-ı ma’delet (adalet) asrı canib-i hilafetpenahiye bir suretle tecviz olunamayacağına mebni nahiye-i mezkurede bulunan mahkum ve maznunların esamisini havi terkim kılınan bir kıta defteri ve Hamidabad istintak dairesinden ita olunan muamele-i mezkur leffen arz ve takdim kılınmıştır. Malum aliye-i canib-i mutasarrıf-ı ekremileri buyrulduğu üzere nahiye-i mezkur Uluborlu kazasının öte tarafında ve bir saat mesafesinde olup Uluborlu’ya uğramadıkça ne o nahiyeye geçmek ve nahiye-i mezkureden buraya gelmek kabil olmadığı halde böyle merkez livaya uzak olan bir nahiyenin merbut bulunması hukuk-ı umumiyenin tehiren ve adeta bi’l-külliye mahv ve izalesini mü’eddi (sebeb olmak) olacağından ve bu nahiye bir saat öbür tarafında bulunan Uluborlu kazasına ilhak edildiği surette hakikaten tamamen takibat-ı kanuniye bil-icra ve muhabirleri bissuhule (kolayca) ele geçirilerek tedip olacakları radd ve hatar olmakla ber-vechi maruz ve maksat hükümet-i kanuniye muvafık bulunan işbu mütalaa-i acizanem nezd-i aliye-i mütesarıfı-i ekremilerinin tasvip buyrulduğu halde mezkur nahiyenin muaamelatı adliyelerinin kazayı mezkura rapt olunması hususu hakkında icab eden muamelenin ifasıyla netice-i müstahsalenin emr ü iş’arı hususuna müsaade-i aliyyeleri erzan buyrulmak babında emr ü ferman hazreti menlehü’l emrindir. 3 Mayıs 309 / 29 Şevval 310 (15 Mayıs 1893)
Hamidabad Müdde’i Umumi
Muavini
EK-11
Belge yer numarası: COA DH.MKT 84-44
Tarihi: 3 Mayıs 309 / 29 Şevval 310 (15 Mayıs 1893)
Numarası: 73
Konya Vilayeti Celilesi Canibi Aliyesine
Malum rakik melzum-ı asafanelerinin olduğu üzere idare-i umur-ı mülkiyenin mazbute ve ahalinin teshil-i umur ve istirahatleri makasıdıyla kaffe-i kura ve nevahi ve kazaların birbirine mevki’en münasip ve mülahık olanlarının yekdiğerine raptı ve ilhakı Teşkilat-ı Vilayet Nizamnamesi icabından bulunmasından bu usul-i mehasin şümulün mer’iyyet-i ahkamına her yerde inzibat nokta-i nazarından itina kılınmakta olduğu mütefenni arzu olup bundan çend sene mukaddem Uluborlu kazası dahilinde vaki Senirkent karyesi müteneffizan (nüfuz sahipleri) ve menfa’at-perestanından birkaç kere merbut oldukları mezkur Uluborlu kazasına bir saat mesafede olmasından ve hükümetin karinde ve göz önünde bulunmalarından dolayı bu suret amal-i gayri meşrualarına muvafık olmadığından yalnız adem-i hoşnudiyesi vesilesiyle kaza-i mezkurdan fek irtibatları içün evvelce buraya müracaat etmişler ise de karye-i merkuma salifüzzikr kaza-i mezkurun karinesi ve merkez livaya ise on iki saat mesafede bulunduğundan bittabi’ istidalarının tervici yoluna gidilmeyip fakat bu Senirkent karyesi bin beş yüz haneye cami bir kasaba olarak mevkiini ve varidatını derkar olan ehemmiyetine mebni kaza-i mezkur idaresinde kalmak üzere civarında bulunan malum el-esami çend karyenin raptıyla zikrolunan Senirkent’in müceddiden nahiye teşkili tespit ve bu veçhile makam-ı ma’a-aksam asafanelerine arz ve izbar kılınmış ve bu sırada yine menfaat-perestlerden birisi ahali vekili namına vilayet-i celilelerine azimet ve kaza-i mezkurdan adem-i hoşnidiyetten bahisle mütekaddim istidanamesini tekrar eylemesi üzerine her nasılsa usul-i mevkisi nazar-ı itibara alınmayarak müsted’ayat vakı’a karin kabul buyrulmasıyla hem nahiye teşkili ve hem merkez liva idaresine alınması tasvib kılınıp olbabda 30 Kanun-ı sani 95 tarihli şerefvarid olan emirname üzerine olsuretle idare olunmakta bulunmuş ise de bu babda makam-ı vilayet penahileriyle Dahilye Nezareti celilesi arasında cereyan eden muhabere üzerine nezaret-i müşarünileyhden makam-ı seniyeden cevaben varid olup 18 Eylül 301 (30 Eylül 1885) tarihli zeylname ile tebliğ buyrulan 21 Temmuz 301 tarihli tahrirat-ı aliyye ile Maliye Nezareti celilesinden canib-i defterdara gelüb muhasebe-i celileye ibas buyrulan 13 Ağustos 301 (25 Ağustos 1885) tarihli diğer tahrirat-ı aliyyede Uluborlu kazasına muzaf Senirkent karyesinin ehemmiyet ve cesameti hasebiyle kemakan kaza-i mezkur idaresinde kalmak üzere nahiye teşkili münasip olduğu işar olunmasına göre kaza-i mezkurdan fek irtibatı içün makam-ı aliyye kaydı terkin edilerek nahiye-i merkumenin buraya ilhakı yalnız salifü’l-arz ahali vekili namındaki bir adamın istidası veçhiyle meclis-i idare-i vilayetin tasvibinden ibaret olduğu anlaşılmış ve bu rica dahi nahiye-i merkumenin nüfus ve tapu ve orman ve vergi gibi muamelatı kaza-i mezkur idaresinde bırakılıp yalnız umur-ı mülkiyeye dair olan muhaberatıyla muamelat-ı şer’iye ve adliyesi liva idaresine alınmış ise de bu misallü fek irtibatı meselesi Şurayı Devletin kararıyla irade-i aliye sudurına vabeste olduğu halde ber-vechi maruza Dahiliye ve Maliye Nezareti celilelerinden mürur-ı tahrirat-ı aliyyelerde nahiye-i merkumenin kaza-i mezkurdan tefrik edildiğine dair sarahat görülememekle zikr edilen muharrerat-ı aliyye suretleri manzur-ı sami-i hakayıkdanileri buyrulmak üzere leffen arz ve takdim kılınmıştır. Muhtac-ı izah olmadığı veçhile nahiye-i merkume Uluborlu’nun şark-ı şimalinde ve bir saat mesafede olduğu cihetle en müsellem cihetle olan umur-ı şeriye ve adliyesinin on saat mesafede bulunan merkez livadan idaresi hakikaten müşkülat-ı su’ubete (sıkıntıya) muceb olarak adliye müdde-i umum muavinliğinden verilip leffen itare kılınan (hemen gönderilen) takrir ve cetvelden müsteban (anlaşılan) buyrulacağı üzere ifayı cürüm eden maznunlar elde edilemedikten başka şuhud (şahid) gösterilen bir takım zükur ve inasın bu kadar mesafe-i baideye celbi bir çok zamana tevakkuf ederek bir suretle maznun mütecasirlere te’dibat-ı kanuniye gösterilemediğinden hukuk-ı abar tehirata uğramakta ve bunun başlıca esbabı ise mesafe-i baidede bulunmak mülabesesiyle (dolayısıyla) cürmün hemen ifayı akabinden yetişemeyüb bununla beraber mevcut zabtiyeganın kifayetsizliğine mebni nahiye-i merkumda mikdar-ı kafi zaptiye bulundurulamamasından neşet eylediği ve asıl mertebe-i yakın olmuştur.
Çünkü nahiye-i merkume kaza-i mezkura merbut olduğu zaman erbab-ı cürüm ve cinayetin az olduğu kayden malum bulunmuş karinin ve civarının inzibata olan dahl-i külliyesinden icap ettiği bil-tecrübe anlaşılmasıyla şu halde nahiye-i merkume umur-ı mülkiye ve adliyesinin külli-evvel kaza-i mezkur idaresine terki ezher-cihet hüsn-i idare ve inzibatı mucep olacağı azade-i şekk ü irtiyab olup binaenaleyh nahiye-i merkume kaza-i mezkurun şark-ı şimalinde ve tarafında bulunduğundan bu kazaya uğramaksızın merkez livaya gelip gitmek kabil olmadığından nahiye-i merkumenin ahali fukarası az ve çok mesalih-i vakalarından dolayı karye ve civarında bulunan bir müracaatgahı terk ve tecavüzle on iki saat mesafede olan merkez liva idaresinde kalmayı tercih ve temenni etmeyecekleri bedihi ise de bu emel ve arzu yalnız menfaat-ı zatiyelerini ahalinin mazarratında aramayan bir takım menfaatdanın namına olan kesane münhasır kalub anlar ise öteden berü faiz suretiyle para ikraz ve suver-i saire ile ahaliyi ızrara alışmamış olduklarından ol misullulerin böyle istifade-i na-meşrualarını elden kaçırmamak maksadına müstenid olan hilaf-ı vaki müstedimatlarının tervici idareten ve maslahaten caiz olamayacağından hakayıkı anlamak vilayet penahilerinin bi’l-bedahe malum bulunmaktan naşi hem ahalinin teshil-i umur ve hususatına hizmet etmek ve hem de nahiye-i merkumenin intizam idaresini mecrayı aslisine iade ettirmek üzere nahiye-i merkum umur-ı şer’iye ve adliyesinin dahi sabıkı üzere Uluborlu kazası idaresine terki ezhercihet mucep olacağına nazaran icrayı icabı hususuna inayet-i celile-i canib-i vilayet penahilerinin bi-diriğ ve sezavar buyurulması ve her halde hazreti emr ü ferman hazreti menlehül emrindir. 3 Mayıs 309 / 29 Şevval 310 (15 Mayıs 1893)
Hamidabad Naib Müftü Muhasebeci Malmüdürü Aza Aza Aza
Mutasarrıfı
Bu babda Dahiliye Nezaretinden celilesinden şerefvarid olan ve bir sureti leffen arz ve takdim kılınan 21 Temmuz 301 tarihli ve altmış dokuz numaralı tahrirat-ı aliyyede Senirkent kemakan Uluborlu kazası idaresinde kalmak üzere nahiye teşkiline müsaade buyrulmuş olup nahiye-i merkumenin kaza-i mezkurdan fek irtibatı içün bir güna emr-i aliyye olmadığı gibi bab-ı aliyyece de merbutiyet kaydıyesi üzere mukayyed olduğu halde ahali vekili namıyla bir ademin vuku’u istidası üzerine kaza-i mezkurdan fek irtibatıyla merkez livaya raptı ve ilhakına Meclis İdare-i Vilayetçe karar verildiği kayden anlaşılmış, halbuki bu misallü fek irtibatı ve diğer kaza ve livaya raptı ve ilhakı maddeleri usulen Şurayı Devlette karar ve nezaret-i müşarünileyhin emr ü işarına müstenid olmak lazım gelüb vaktiyle hilaf-ı salahiyet-i muamele-i icra edildiği nümayan olmuştur. Bu Senirkent nahiyesi, Uluborlu kazasına bir saat mesafede bulunduğu halde merkez livaya on saat mesafededir. Merkez livaya uzak olması cihetiyle kaza-i mezkurda ceraim-i mütenevviası tekessür edip muamalat-ı kanuniyenin vakti zamanında icrasını düçar-ı müşkülat tasirat olduğu evrak-ı melfufeden müsteban olmuş olduğundan ve işbu mazbata münderecatı tamamıyla muvafık-ı nefsü’l- emr bulunduğundan tehir edilmiş inzibat ve asayiş tahsilat ve tesri’i ve tesbit mesalih ibad içün mezkur tahrirat-ı aliyye mucebince Senirkent nahiyesinin kemakan Uluborlu kazasına irtibatı ve ilhakı muktezi bulunmuştur Ber mahsus u muharrer icabı icrası lüzumunun cevaben liva-i mezkur mutasarrıflığına emr ü işarı ve bu babda evrakın ve işbu mazbatanın leffiyle bab-ı ali canibi seniyemize de malumat itası hususlarında karar verilmiştir. 3 Haziran 309 (15 Haziran 1893)
Mühür
EK-12
Belge yer numarası: COA DH.MKT 84-44
Erkan-ı Harbiye Umumi Dairesi Dördüncü Şube
Tarihi: 8 Haziran 309 (20 Haziran 1893)
Numarası: 354
Dahiliye Nezareti Celilesine
Devletli Efendim Hazretleri
Senirkent nahiyesinin Uluborlu kazasına ilhakına dair Karahisar Redif Fırkası Kumandanlığından mebhus (sözü edilen) tahriratın merbutuyla maa (birlikte) irsal kılındığı beyanıyla münderecatına nazaran iktizasının icra ve inbası hakkında ikinci orduyu hümayun müşiriyet-i vekaleti celilesinden varid olan tahrirat Erkan-ı Harbiye Umumiye dairesine lebülhavale / leblalhavale Fırka kumandanlığının salifüzzikr tahriratı zirine (altına) Erkanı Harbiyesinden yapılan ilam ve kaza-i mezkur heyeti idaresinden tanzim kılınan mazbata ile beray-ı tenkıs olduğu azimet etmiş olan fırka erkanı harbiyesinin tahririnde idareten mülkiyece kadimen Uluborlu kazasına merbut olan mezkur Senirkent nahiyesinin bundan mukaddem kaza-i mezkurdan fek irtibatıyla Isparta sancağına rapt ve ilhak olmasından dolayı umur-ı mülkiye ve mesalih nahiyece müşkülat zuhur eylemesine mebni nahiye-i mezkurenin kemakan Uluborlu’ya raptı tasvip edildiği 21 Temmuz 301 (2 Ağustos 1885) tarihli tahrirat-ı aliye nezareti penahileriyle mahallen iş’ar buyrulmuş ise de her nasılsa şimdiye kadar iktizayı halin icra olunmadığı ve nahiye-i mezkurenin Uluborlu’ya üç buçuk ve Isparta’ya on dört saat mesafede olmasından ve Uluborlu’nun redif taburu merkezinde bulunmasından dolayı muamelat-ı askeriyece dahi müşkülat-ı tahdit eylemekte bulunduğu cihetle nahiye-i mezburenin kema fissabık Uluborlu kazasına raptı ve ilhakı muceb-i muhsenat olacağı dermeyan kılınan ve muamelat-ı askeriyenin tesri’ ve teshili hakkında lüzum-ı mütefenni bulunmuş olmakla nahiye-i mezkurenin ber-mucep iş’ar kemafissabık Uluborlu kazasına raptı ve ilhakı vesailinin istikmalı hususunun sub-aliye-i asafanelerine izbarı ve nahiye-i mezkureden ifade olunmuş suret-i işara nazaran muktezasının icra ve netice-i halin vekalet-i müşarünileyhaya li-ecli’t-tebliğ taraf-ı aciziye beyan ve inba buyrulması babında emrü ferman hazreti menlehülemrindir. 8 Haziran 309 / 6 Zilhicce 1310 (20 Haziran 1893)
Serasker
EK-13
Belge yer numarası: COA DH.MKT 84-44
Vilayet-i Konya Mektubu Kalemi
Tarihi: 9 Haziran 309 / 7 Zilhicce 310 (21 Haziran 1893)
Numarası: 79
Dahiliye Nezareti Celilesine
Devletli Efendim Hazretleri
Nüfus ve tapu ve orman ve vergi gibi muamelatı Uluborlu kazası idaresinde ve umur-ı mülkiyeye dair olan muhaberatıyla muamelat-ı şer’iye ve adliyesi Hamid sancağı merkezine merbut Senirkent nahiyesi, merkez kazaya bir ve merkez livaya ise on iki saat mesafede olup bittabi Uluborlu kazasının karini cihetiyle mezbur nahiyenin kaffe-i muamelatının bu kaza idaresinde bulunması ezher cihet muhassenatı ve merkez liva idaresinde kalması da hasbe’l-mesafe enva-ı müşkülat ve musibat-ı mucep idiğinden bahisle salifüzzikr umur-ı şeriye ve adliye ve muamelat-ı sairesinin ber-sabık kaza-i mezkur idaresine terki lüzumu liva-i mezkur Meclis İdaresinden 3 Mayıs 309 tarihli ve yetmiş üç numaralı mazbatası işar olunmuştur. Bu babda mukaddema makam-ı aliye-i canibi nezaret penahilerinden şerefvarid olan 21 Temmuz 301 tarihli ve altmış dokuz numaralı tahrirat-ı aliye mezkur Senirkent’in kemakan Uluborlu kazasında kalmak üzere nahiye teşkiline müsaade buyrulmuş olup nahiye-i merkumenin kaza-i mezkurdan fek irtibatı için bir gune emr-i aliyye olmadığı gibi Bab-ı Alice de merbutiyet kadimesi üzere mukayyed olduğu halde nahiye vekili namıyla bir ademin vuku’ istidası üzerine kaza-i mezkurdan fek irtibatıyla merkez livaya raptı ve ilhakına Meclis İdare-i Vilayetçe karar verildiği kayden anlaşılmış halbuki bu misallü fek irtibat ve diğer kaza livaya raptı ve ilhakı maddeleri emre müstenid olmak lazım gelürken vaktiyle buraca hilafi salahiyet muamele icra edildiği nümayan ve mezbur Senirkent nahiyesi mezkur Uluborlu kazasına filvaki bir saat mesafede bulunduğu halde mezkur livaya on saat mesafede olması cihetiyle kaza-i mezkurda ceraim-i mütenev’i tekessür edip muamelat-ı kanuniyenin vakt-i zamanıyla icrasına düçar-ı müşkülat ve te’assürat (zorluklar) olduğu bu babdaki evraktan müsteban olmuş olduğundan ve mezkur mazbata münderecatı ise tamamıyla muvafık-ı nefsü’l-emr (işin özüne uygun) bulunduğundan temin-i asayiş ve inzibatı teshil-i tashilat ve tesri’ ve tespit mesalih-i ibad için mezkur tahrirat-ı aliyye mucebince Senirkent nahiyesinin kemakan Uluborlu kazasına raptı ve ilhakı mukteza olmakla bervechi muharrer icabının icrası lüzumu meclis-i mezkur ifadesiyle cevaben liva-i mezkur mutasarrıflığına iş’ar ve mezkur mazbata takımıyla leffen arz ve takdim kılınmakla ol babda emr ü ferman hazreti menlehül emrindir. 9 Haziran 309 / / Zilhicce 310 (21 Haziran 1893)
Konya Valisi
Mühür
EK-14
Belge yer numarası: COA DH.MKT 84-44
Bab-ı Ali Daire-i Umur-ı Dahiliye
Hamidabad sancağına merbut Senirkent nahiyesinin Hamidabad sancağından fek irtibatıyla Uluborlu kazasına rapt ve ilhakı hakkında Konya vilayetinden tevarüd eden 79 numaralı 9 Haziran 309 (21 Haziran 1893) tarihli tahrirat iş’arıyla 17 Haziran 1309 (29 Haziran 1893) tarihli huzur-ı aliyye-i hazreti nezareti penahiye takdim olunduğu maruzdur.
EK-15
Belge yer numarası: COA DH.MKT 84-44
Tarihi: 30 Haziran 309 / 28 Zilhicce 310 (12 Temmuz 1893)
Numarası: 79
Dahiliye Mektubu Kalemi
Taraf-ı Valayı Seraskeriye
Senirkent karyesinin Uluborlu kazasına iade-i irtibatı ve teferruatı hakkında tevarüd eden 8 Haziran 309 (20 Haziran 1893) tarihli ve üç yüz elli dört tezkire-i aliyesinin ilk mütala’a-güzar-ı acizi olarak (..) 9 Haziran 309 (21 Haziran 1893) tarih ve 79 numaralı tahriratın bir sureti leffen takdim kılınmış olmakla olbabda
Derkenar
Olbabda evvelce sebk eden talimata cevaben Senirkent’in bir müddet Hamidabad sancağına ilhaken idaresini muceb olan halat ve anda görülen müşkülattan bahisle zaten Uluborlu’dan suret-i resmiyede münfek olmayan irtibatının kemakan iadesi hakkında icabının ifa olunduğuna dair Konya vilayeti aliyesinden
KAYNAKLAR
-Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi: DH.MKT 84-44, DH.MKT 398-38 ve DH.MKT 2418-101
-Turfan, Kemal (20 Haziran 1994), “Senirkent’in İlçe Oluşu”, Senirkent Memleket Gazetesi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.