- 409 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ömer Seyfettin’in Yarınki Turan Devleti
Giriş
Bugün Türk Hikayeciliğinin büyük öncüsü Ömer Seyfettin’in vefatının sene-i devriyesi… Geçtiğimiz sene vefatının 100.yılı olması itibariyle hayatının ve edebi yönünün geçen senelere nazaran daha fazla ele alındığına şahit olduk. Hiç şüphesiz birbirinden değerli edebiyat tarihçileri ve eleştirmenleri merhumun çok farklı yönlerine işaret ettiler fakat nedense hala Erken Cumhuriyet yıllarında olduğu gibi fikri yönüne yapılan vurgu düşük tondaydı. Oysa Seyfettin’in öncüsü olduğu modern hikayeciliğimiz olsun, bugün ona borçlu olduğumuz ortak iletişim dilimiz olan İstanbul Türkçesi olsun yaptıklarının ve yazdıklarının arka planında Genç Kalemler Dergisinin sistemleştirdiği Türkçülük- Turancılık fikriyatı vardı. Bu fikrin billurlaştığı metinlerden biri de Yarınki Turan Devleti’dir.
Metnin Kaleme Alındığı Ortam veya Savaşı Anlamlandırma
Risale 11 Teşrin-i Sâni 1330’da (24 Kasım 1914) kaleme alınmıştır.Yani Osmanlı Devleti’nin savaşa girdiği 29 Ekim 1914’ten yaklaşık bir ay sonra… Metin “Milletler Niçin Harp Ederler?” sorusuyla başlamaktadır. Ömer Seyfettin hem Avrupa’daki anti- militaristleri hem de fikri edebi olarakta karşısında konumlandığı Osmanlıcı Batıcı aydınları “İçtimai müesseselerin fertler üzerindeki mehib tahakkümünü duyamayan evvel zamanın masum ve şair filozofları” olarak nitelemektedir. “Niçin?” sorusuna Seyfettin’in cevabı basittir: büyümek ve yayılmak için… Devamında yazar “bugünkü harbin” sebebini ise “itilaf-ı müselles” olarak nitelediği İngiltere, Rusya ve Fransa’nın yayılma emellerine bağlamaktadır. Buna karşı Müslüman Türklerin ayakta durabilmesini de Türklerin bir milli mefkureye sahip olmasından geçmektedir. Bu da daha önce denenmemiş olan Turancılıktır. Seyfettin “Almanlarla aynı düşmanlara malik olduğumuz için aramızda tabii bir ittifak doğdu.” diyerek Almanya’yı doğal bir müttefik olarak gördüğünü söylemektedir.
Ömer Seyfettin’in Turancılık Anlayışı ve Yarınki Turan Devleti
Modern anlamda Turancılığın menşei Macaristan’dır Macar Turancılığını doğuran sebep ise Macarların Germen ve Slav halkaları arasında kalmış olması ve bunun sonucunda uzak köklerini Avrupa dışında arayıştır. Türkiye’ye ise Turancılık akımı Rusya’da esaret altında bulunan Türk Soylu kavimlere mensup aydınlar tarafından getirilmiştir. 2.Meşrutiyet sonrası Türk Derneği ve Türk Ocaklarının kurulmasıyla hız kazanan Türkçülük faaliyetleri Ömer Seyfettin’in de bizzat asker olarak iştirak ettiği ve esir düştüğü Balkan Savaşlarından sonra sosyal meşruiyet alanı genişlemiş ve “Turancılık” devleti kurtarma reçetesi olarak Osmanlı aydınının gündemine girmiştir. Edebiyatımızda Halide Edip’in Yeni Turan ve Müfide Feride Tek’in Aydemir romanlarıyla beraber Turancılık akımı Türk Edebiyatının sınırlarına dahil oluyordu. İşte bu noktada Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp ve Ali Canip Yöntem’in öncülüğünü yaptıkları Genç Kalemler Hareketi bu akımın lokomotifiydi. Genç Kalemlerin ve özelde de Ömer Seyfettin’in Turancılığının Çarlıktan gelen Türkler’in Turancılığı ile farkları vardı. Genç Kalemlerin anlayışı dönemin İttihat Terakki yönetiminin güncel siyaseti ile paraleldi.Osmanlı’nın merkezde olduğu bir Turan anlayışını savunuyordu. Dolayısıyla din olmazsa olmaz bileşeniydi. Irkçılık yapmak lüzumsuz bir işti. Ömer Seyfettin’in millet tanımı da bunu özetler niteliktedir.”Millet; bir lisan konuşan, bir din , bir terbiye, bir maarifle birbirine merbut insanların mecmu’udur.” Türkiye dışındaki Müslüman Türkler de dince, terbiyece ve dilce Osmanlı Türkleriyle birdi. Ömer Seyfettin’in de dediği gibi siyasi sınırlar bu birliği ayıramazdı.
Metinde dikkat çeken bir ifade de “İlhanlık” ifadesiydi. Seyfettin’e göre Türklerin Milli Ülküsü “ Osmanlı’nın gölgesinde bütün Müslüman Türklerin toplanacağı bir ilhanlık” oluşturmaktı. İlhanlık TDK sözlükte ” Kendi topraklarında oturan çeşitli ulusları egemenliği altında toplayan devlet biçimi, imparatorluk” olarak tanımlanmaktadır. Hiç şüphesiz ki Turan Devletinin siyasi rejimi o dönemin Osmanlısı’nın kağıt üzerindeki sistemi olan meşruti monarşi olacaktı. İhtimaldir ki Enver Paşa’nın Türkistan’da şehit düşerken kurmayı tasarladığı devletin siyasi rejimi de bu minvaldeydi. Yanında sayıları az da olsa dünya görüşü İttihatçılarla paralel olan Ceditçiler vardı.
Ömer Seyfettin’in Turan Devletinde dikkati diğer çeken bir diğer noktada İslam alemine bakıştır. Yazar bugün internet ortamında Turancı olduğunu iddia eden Gayrı Türk Müslümanlara dışlayıcı ifadeler kullananların aksine onları dindaşlık söylemiyle kucaklayan olumlu ifadeler kullanmaktadır. “Dünyadaki bütün Müslüman Türklerden teşekkül eden Turan hükümeti, dindaşları olan Arapların, Farsların, Berberilerin Hıristiyanlar tarafından esir ve perişan edilmelerine müsaade etmediği gibi kendi de onların milliyet ve hürriyetlerine asla dokunmayacaktır” Sözlerinin devamında Osmanlı önderliğindeki Turan İlhanlığının Müslümanların halifesi olacağını belirtmektedir. Seyfettin’in bu düşüncelerinde Ümmetin Müslüman milletlerin kurutulmasıyla kıyama edeceğini savunan Cemaleddin Efgani etkisi ve dönemin İttihat Terakki yönetiminin politikasındaki İslam Birlikçi boyutunda etkisi vardır fakat yine de yazarın düşüncesiyle yaşantısı arasındaki uyum dikkate alındığında Seyfettin’in görüşlerini salt o günkü sürece bağlamak bu büyük adama büyük bir haksızlık olacaktır. O her şeyden önce şuurlu bir Müslüman Türk’tür ve her Müslüman Türk gibi Türk İslam ittihadını iç dünyasında arzulamaktadır.
Sonuç veya “Turan hayal mi?”
Ömer Seyfettin risalesini Turanın hayal olup olmadığı ile ilgili soruya cevap vererek bitirir. Yazara göre Turan hayal değildir fakat “bütün hakikatlerin evvela bir hayal ve tasavvur devresi geçirdiğini unutma. Ve hatırla ki fiilin meşimesi fikirdir.” diyerek metnine son noktayı koyar.
Kaynakça
Ömer Seyfettin, Yarınki Turan Devleti, Çağrı yayınları
www.ttk.gov.tr/tarih-cevirme-kilavuzu/
sozluk.gov.tr/
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.