DEVRİK YAZAR
Önce oturup kendime yazdım. İşin özünde kendimle tanışmak vardı. Herkese anlattığımdan fazlası, açık kapılarımın aksine sır dolu odalarım vardı. Çoğu zaman kalabalık meydanın tam ortasına oturup insanları izliyormuşum gibi hissettiren bu hayata karşı artık ayna karşısına geçmem gerekir diye düşündüm. Kapattığım kapıların ardında gecenin bilmem kaçı vardı, uzun uzadıya iç konuşmalar hatta bazen dışa vuruşlar.. Kimi kime anlatıyordum? Kaç zamandır kimdim ben? Kapıların ardında kağıda, kaleme, kulplu bardak güzelliğine, kokulu mumlara ve tütsülere emanet etiiğim ruhumu ancak gecenin bir vakti iyi bilirdi. Öyle süslü laflar etmeden de kendimle tanışabileceğimi biliyordum, kandırmaya niyetim yoktu hiç kendimi. İnsan kendine yakın olanı bulur çıkarırmış bir inci tanesi gibi. Öyle de yaptım. Şunu diyordu bu yakınlık bana: ’’Beni hiç gözetmediler.’’ basit bir cümle gibi geldi başta, dokununca anladım ağırlığını. Birbirini gözetmenin umut olduğu bu dünyada gözetilmeden kaç adım giderdi insan? Çok soru sormuştum daha en baştan kendimi sıkmak olmazdı. Zaten bugünde kendimle tanışmak için yazmaya başladım. Devrik cümleler kurdum içime. Devrik bir yazının, devrik yazarına. Gecenin bilmem kaçına, şarkının nakaratına ve devrik cümlenin sonuna geldim. Devrildi gecenin şarkısı. umut artık sona koyulmuş üç noktada...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.