- 423 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hem ağladım hem güldüm dünya için
Bismillahir-Rahmanir-Rahim
Rabbim kulunu darda bırakmaz. Yeter ki inanmalı ve ümitsizliğe kapılmamalı. Nice çaresizliklerin içinde buz dağlarında nice kardelenler çiçekler açar, lavantaların kokusu heryeri sarar vakti gelince. Cemreler düştükçe yüreğimden kelebekler, kuşlar uçar.
Hem ağladım hem güldüm dünya için
halime bak hayal edemeyeceğim binbir türlü çiçekle bezenmiş, hoş kokular sarmış eteklerimi.
Dağlardan şırıl şırıl akan suların sesleri. Baharın gelişini müjdeleyen kuşlar. Birbirinden alımlı elbiseler giymiş çiçekler sürüklüyor peşinden insanı, ya gökyüzü yalın bir okyanus, bembeyaz yumuşacık öyle hoş ki kum taneli sıcacık bulutlar.
Güneş gülümsüyor ki o kadar içten, tek hamd edilen Allah. Beşeri sistemler tiyatro oynar dünya üzerinde. Allah’ın kitabı Kur’an ve sünnete bak.
Nefes alıyor insan. Gücüme güç katan tohumlar atılmış yüreğimde yeşeren, farkına varıldığında tadına doyulamayan.
Bir anda değişiveriyor hava, dün güneş gülümserken, bugün kar taneleri gülümsüyor yüzüme, allı pullu giyinmiş konuklar...
"Büyük bir abidenin inşasında kullanılacak iki mermer sütunu, Fatih bir Rum mimarına teslim eder. Mimar da Fatih’in arzusuna aykırı olarak bu sütunları üçer arşın kesip kısaltır. Fatih ceza olarak Rum mimarının elini kestirir. Rum mimarı da Fatih aleyhine dava açar. Bunun üzerine mahkemeye gelen büyük padişah, baş köşeye geçmek istemiş. Birdenbire hâkimin şu ikazı ile karşılaşmış:
— Oturma beyim! Hasmınla yüzleleceksin, ayakta beraber dur!
Hızır Bey Çelebi (hakim) ; bu koca şanlı padişahı haksız el kestirdiği için kendisinin de kısasa tabi olduğunu ve elinin kesileceğini bildirir. Fakat mimar kısası istemediği için büyük Fatih günde on altın tazminata mahkûm olur ve hattâ kısastan kurtulduğu için bu tazminatı kendiliğinden yirmi altına çıkarır."
İslâm mahkemesinin adaletinin, hukukunun şanlı örneklerinden biridir, şanlı şöhretli padişahların, mevki makam sahiplerinin ve sıradan insanların bile mahkemede eşit olduğunu gösteriyor.
Kahraman ecdadımızın o yüceliğinin muhteşem sırrı. En yüksek makamda bulunan Kur’an mucizesinin sağlamış olduğu adalet, mucizesiyle nurlar saçan, kalplere indirmiş olduğu huzur ve sevinç kalıcı olan. Kur’an-ı tefsiriyle okuyan, evinde bulunduran ecdadımızın benliklerine kadar işleyen sırrının sağladığı iyilik, güzellik her iki dünyayı sımsıcak sevgi, saygı ve hoşgörü ile saran...
Sevgiyle kalınız...
Lütfiye Çanacık
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.