- 686 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Oğul ( Yakarış-1 )
Nasılsın iyimisin hoşmusun..
Benim ilimde mevsimler yıllardır kış,
Sen baharı kucakla oğul!
Açtı mı oralarda nevruz çiçeği ,
Cemreler düştü mü?
Eridi mi karlar, gün yüzüne doğuyor mu ?
Saçların hâlâ altın sarısı mı?
Bir sene oldu oğul!
En son gördüğüm de ,
Uzun uzun izlemiştim kısacık o vakitte.
Yaz ayıydı, ama içimi ısıtan güneş değildi,
Gamzene konan gün, yüzüme doğuyordu.
Ağzına attığın o bir kaç lokma ile doymuştum,
Açlık neydi ki oğul!
Sen duruyordun karşımda, ekmek mi arar gözüm,
Susuz kalan yüreğime sular serpmiştin.
Birde izin verseydin doya doya dokunmama,
Koklamama müsade edeydin.
Sımsıkı sarsaydım yanan ciğerime,
Canın sağ ola oğul!
Yıl acımasız, aylar pek gaddar.
Seni benden ayrı koyan kullar zalim ,
Yangınım, ateşim ki ne ateş.
Kor ki benliğimi benden ayrı bırakır.
Susarak bağırtıyor oğul, yoklugun,
Içın için sarıyor zerremi hasretin.
Buz kestim eksik olmuyor kara kışım,
Yağıyor oğul yağıyor!
Özlemin yüreğime dolusunu döküyor.
Nerde papatya kokun,
Gülüşüne konan kuşlar.
Saçlarında ki kırlar nerde oğul!
Ağzının kenarından akan akarsular.
Kurudum, çorak oldum,
Anlatılmıyor oğul Anlatılmıyor!
İnsafsız eller teve koyuyorlar.
Alaycı bakışlarından acım sızıyor,
Görmüyorlar oğul!
Yaramı denizin dalgasında boğuyorlar.
Ne etsin Anan ,de oğul!
Dağa mı atayım başımı .
Taşlara mı vurayım boynumu,
De hele oğul!
Ne edeyim de sana kavuşayım.
Etimi kurda kuşa pay mı edeyim,
Iligimi kemiğini akbabalara mı vereyim.
Söyle oğul aklı fikri duran Anan ne etsin..
Konuşmuyor sesin .
Nefesin çarpmıyor yüzüme,
Dokunmak ne haddime!
Gönül kocadı oğul!
Yetti, yetti diyorda,
Deva bulamıyorum.
Hâlâ koynumda sütümdesin,
Soluğun dün gibi burnumda.
Olaydın ya oğul süt kokan ağzınla koynumda.
Büyümek ne sana ,ne bana yaradı,
Koydular oğul, koydular.
Beni senden, seni benden ırak,
Eskidi kahrolası ellerim.
Seni okşayamıyor ya olsalar ne fayda!
Titrek,buruşan bu eller, saçlarına değmiyor ya tutsalar neye yarar..
Doğuşun sonbahardı.
Avcuma gelişin, gazel güzelliğinde idi,
Sararan renkler sende bütünleşmişti .
Devasal varlığın, yüreğimde umut ,
Inanç, bekledigim yarınların ışığıydı.
Söndüm eridim, kaldım bir mum ışığına,
Güvercinler uğramıyor pencereme.
Kumrular ekmek kırıntılarına gelmiyor,
Bahçemdeki ağaçların dallarından kır’a eksilmiyor.
Gör ki , senelerdir ayazdayım.
Üşüyorum oğul! Üşüyorum..
Bilsen şu yaşa gelene kadar kimlere veda ettim.
Oyun çağımda toprağa verdiğim,
Nefeslerini bildiklerime gurbet olmayı.
Yürek yana yana, figan ede ede susmayı bildim,
Bildim de bunu hiç bilememişim oğul!
Benzemiyor dili ırkı rengi hiçbirine.
Gördüğüm mevsimler gibi değil,
Yazı , baharı gelmeyen bir yörüngedeyim.
Hep sonbahar ,hep kış.
Saçıma yerleşen aklar gibi,
Orta yaşıma gelmeden avuçlarıma dökülen teller gibi,
Şakaklarımdan sıyrılan zülüfler gibi.
Benzemiyor oğul, ne güne ne geceye,
Binlerce kelimelere döksem de ,
Yokluğunu kağıt kalem yazamıyor oğul!
Bütününe kandım, Amenna dedim de .
Senin hasretine bükülmüyor yürek
De hele oğul, ne edem de varlığına sığınayım..
Uykuları terk eyledim.
Günmüş geceymiş ne farkı var ki ,
Hani şu yüz gülüyor, aş ekmek yiyor.
Yiyor da doymuyor,
Avına çıkan aslan gibi aç ,saldırgan içim.
Deşmek istiyorum herkesin bağrını,
Sebep olanlardan, yokluğunun öcünü alasım var.
De hele oğul, baş mı kesem,
Gövde mi vuram da seni bana getirem..
Hem yanar ,hem üşür Anan oğul! Ahh oğul!
Ayşegül Kahraman
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.