- 385 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Dantel Tepsi Örtüsü
Emekli olunca, küçük bir iş yeri açmıştık şirin bir sahil kasabasında. Burada komşuluklar unutulmamıştı henüz.
İnsanlar hemen dostluk kurmaya başlamıştı. Bu komşulardan birinin acısı bizim de acımız olmuştu.
Mahallenin sevilen ve sayılan ailesinin biricik güzel kızı Aysel çaresiz bir Kas Hastası idi.
Kas hastası deyince önce bu kadar vahim bir olay olacağını düşünmemiştim. Tıp çok ileri ülkemizde , başarılı doktorlarımız var, illa ki bir tedavisi vardır diye düşünmüştüm ve aile ile bu konuda konuşmayı denedim,
İyi niyetle yardım etmeye çalıştığımı görüp teşekkür ettiler tabii ama,
bu konuda gereken her şeyi yaptıklarını, İstanbul"daki en iyi tedavi merkezlerine en iyi doktorlara gittiklerini, ne yazık ki hep olumsuz ve umutsuz cevaplar aldıklarını söylediler..
Nasıl olurdu, Tıp nasıl çaresiz kalır diye isyan etmek geldi içimden. Yine de kendim araştırmak istedim. Hastalık süresince yapılan bütün tetkikleri içeren dosyayı görmek istedim. Gereken her şey yapılmış görünüyordu. Bu dosyayı alıp, tanıdığım, güvendiğim Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi doktorlarına gösterdim. Aldığım cevap ne yazık ki olumsuz ve umutsuzdu. " Maalesef Tıp birçok hastalıkta çaresiz kalabiliyor, birçok hastalığın tedavisi henüz yok.." dediler.
Umutlarım kırılmış olarak geri döndüm. Çok üzgündüm.
Bu hastalık önce bacakları kullanılamaz duruma getiriyormuş. Sonra da zaman içinde adım adım ilerliyormuş.
Ben tanıdığımda bir yere tutunmadan yürüyemiyor, tek başına ayakta duramıyordu .
Babası, balkonlarına , yürüme bandı gibi iki taraflı tutunma bariyeri yaptırmış, bunlara elleriyle tutunarak çok zor olsa da ayaklarını sürüyerek gidip gelebiliyordu, bu hareketler belki biraz şifa olur, hayatta kalma süresini uzatabilir umudu vardı. Ama olmadı. Bir süre sonra sadece tekerlekli sandalyeye mahkum oldu.
Yine de konuşabiliyor yemek yiyebiliyor, en önemlisi de ellerini kullanabiliyor diye mutlu oluyor, sevgi dolu yüreği ile sohbet edip gülebiliyordu.
Oysa çok fazla zamanı kalmadığını biliyordu. Bu nedenle, her gün yorulana kadar Dantel örüyordu, elleri çalışmaktan vaz geçene kadar, örebildiği kadar dantel örmek istiyordu ve durmadan Dantel Tepsi Örtüsü örüyor ve bunları sevdiklerine hediye ediyordu.. " Ben gittikten sonra bu dantel tepsi örtüleri beni hatırlatsın , benden bir anı kalsın istiyorum " diyordu..
Bana da bir tane verdi bu dantel tepsi örtülerinden..
Haa bu arada çok önemli bir anı yaşadık birlikte . Dünya güzeli Aysel, hiçbir zaman gelin olamayacağını biliyordu ama bir hevesi vardı, Gelinlik giymek istiyordu. Bu isteğini öğrenince hemen duruma el koydum. Tamam dedim seni gelin yapacağım..
Benim gelinliğim dolapta duruyordu. Dolaptan çıkarıp getirdim. İtina ile Giydirdik Aysel kızımıza. Saçlarını, lüle lüle yaptım, saç maşası ile ( bu arada kuaför kursuna katıldığım için bu konuda gerekli tüm malzemelerim ve becerim vardı. ) Duvak ve tacını da taktım. Telli duvaklı çok güzel bir gelin oldu Aysel... Çok mutlu oldu. Annesi gözyaşlarını tutamadı.. Hepimiz mutluluk ve hüzün gözyaşları ile böyle hüzünlü bir anı bıraktık.
Bundan sonra orada uzun kalamadık, tatil bölgesi sezonluk iş olduğundan iş yerimizi kapatmak zorunda kaldık. Bu nedenle de buradan uzakta kendi evimize döndük.
Zaman zaman annesinden telefonla haber alıyorduk. Her geçen gün kasları onu terk etmeye devam ediyormuş..
Elleri de çabuk yorulmuş, artık öremiyormuş bu dantelleri...
Bu dönemde tekrar , belki de son olur diye, görmeye geldik Aysel i, Çok üzgündü , eskisi gibi coşkuyla konuşup gülemiyordu.
Artık, her ihtiyacında, vefakar ve fedakar annesi yardımcı oluyordu. Akıl sağlığını henüz kaybetmediği için çok üzülüyor, zaman zaman gözünden yaşlar süzülüyordu pembe yanaklarından....
Bu Aysel i son görüşümüz oldu. Kısa sürede tekerlekli sandalyeye de oturamaz olmuş. Yatağa bağımlı olunca hastalık daha da hızlı ilerlemiş, konuşamaz, yemek yiyemez olmuş. Annesi pamukla ağzına su veriyormuş. En son gözlerini de kapatmış ve son nefesine kadar anneciği,
başında çaresizce beklemiş...
Cenazesine gittik, annesi ile görüştük ve son görevde belki görür de mutlu olur diye, tabutunun üstüne bir süre önce giydiği Gelinliği örttük.. Böyle uğurladık Aysel i son yolculuğuna.
Aysel’in ördüğü ,Dantel Tepsi Örtüsü, evimde, salondaki vitrinimde, bugüne kadar aldığım en önemli en değerli hediye olarak duruyor. Kullanmaya kıyamadım. Zaman zaman birileri sorduğunda ,hüzünle anlatıyorum bu tepsi örtüsünün hatırasını...
Her zaman mutlu bitmiyor hayatlar, her zaman mutlulukla anılmıyor çok değerli hediyeler.
Hüzünlü de olsa , evimdeki en önemli hediye , bu, Dantel Tepsi Örtüsü...