- 1251 Okunma
- 26 Yorum
- 9 Beğeni
AYHAN SARIKAYA
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bazen Edebiyat Defterine yeni üye olduğum yıllara giderim. O yıllarda tanıdığım sevdiğim yazar, şair dostlarımın yazdıklarını tekrar okur, duygulanırım. Kimler geldi, kimler geçti bu sayfalardan? Bazısı kendisi bıraktı, bazıları da bıraktırıldı mı? Bilmiyorum. Birçoğu yok şimdi. Bir CİNOK abimiz vardı. Bilgi deryası. KEMNUR mahlaslı Şarkıcı Halil Sezai’nin babası Kemal PARACIKLIOĞLU kardeşim vardı. Güzel yazardı. Her ikisi de Allah’ın rahmetine kavuştular. Eskilerden görüştüğüm TOYNAK (Secaattin ÖZTÜRK) var. Bir de Ayhan SARIKAYA. Halâ birbirimizi arar, hal hatır sorarız. O yıllarda, bu sayfalarda kurgularla birbirimize seviyeli şakalar yapardık. Defterin müdavimleri de bizi takip eder, Onlar da bazen şakalarımıza katılırlardı.
Geçtiğimiz günlerde TOYNAK başlıklı bir yazı yazdım. “Vayy sen TOYNAK’ı nasıl öyle anlatırsın?”
“Kardeşim kurgu, bu yazıdan kendisinin de haberi var. Hatta konuyu da kendisi verdi” diyorum. İkna olmuyor. Şimdi de Ayhan SARIKAYA’yı yazacağım. Bakalım Onu sevenler de bana saldıracaklar mı?
AYHAN SARIKAYA
Hayat adamıdır Ayhan. Yazdıklarını olduğu gibi süslemeden uzak, duru dupduru bir dille yazar. O bizler gibi(hadi benim gibi diyeyim) günlük yazılar yazsa da, onun branşı romandır. Bende iki romanı var. KORKUSUZ ve FINDIK İŞÇİLERİ. En çok ta Polisiye yazmayı sever. Elinin altında bir roman çalışması mutlaka vardır. Çok ta okur. Ankara’da oturur. Şimdi kızının Üniversitesi nedeniyle İstanbul’da yaşıyor.
Dedim ya hayat adamıdır Ayhan. Gözü karadır. Meraklıdır. Her işe girer. Geçen gün beni aradı:
“ Abi işi ilerlettim. Şimdi de dizilerde oynuyorum.”
“Ooo… Çok iyi rolün ne?”
“Simitçi”
“Hepsi o kadar mı?”
“ Evet, hepsi o kadar. Çekimlerde sadece simit tablasının başında bekledim.”
“ Para veriyorlar mı bari?”
“Elli lira vereceklerdi. Vermediler. Çekimde kullanılan simitleri dağıttılar sadece. Hepsi o. Para mara yok.”
“Şimdi bir şey diyeceğim kızacaksın be Ayhan. Paraya mı ihtiyacın var. Ne işin olur öyle şeylerle.”
“Sorun para değil abi. İnsanları tanıyorum. Yazacağım yazılara malzeme topluyorum. Haklısın bir daha figüranlık yapmayacağım zaten.”
Aradan on, on beş gün geçmemişti ki yine aradı Ayhan. Neşesi yerindeydi. Sesi gürdü:
“Abi sana güzel bir haberim var. Hani dizideki bir rolümden bahsetmiştim ya…”
Güldüm.
“ Elli lirayı mı kurtardın yoksa?”
“ Geç elliyi. Çok meşhur olacağım çook. O dizinin yapımcısı aradı beni.”
“ Ayhan üstadım sizinle mutlaka görüşmem lazım. Sizin için gelmek sorun olacaksa kendi aracımı gönderip aldırayım. Yine o parkta mısınız?” Dedi.
İşi figüranlık olanlarla yapımcıların buluştuğu bir park var. Arada bir, ben de o parka gider, onlarla sohbet ederim. Bazen beni de çekime götürdükleri olur. Bir gün telefon numaramı istemişlerdi, vermiştim. Yine bir figüranlık işidir, küçük bir görüntü alacaklar, para vermeden de savacaklar, benimle kafa buluyor diye düşündüm. Ben de Ona aynısını yaptım.
” Sorun olur gönder” dedim.
Bir süre sonra gerçekten de parka siyah bir Mercedes geldi. Şoför:
“Ayhan Bey kim?”
“Benim”
“Buyurun efendim”
Şoför ceketinin önünü ilikleyip aracın kapısını açtı. Bindim. Dışı tamamen camlı büyük bir binadaki iş yerine girdik. İş yeri çok büyük. Mini etekli genç kızlar, yakışıklı gençler önlerinde bilgisayarlar, duvarlarda dev ekranlar harıl harıl çalışıyorlar. Beni getiren şoför patronun kapısını çaldı.
“Ayhan Bey geldiler Efendim.”
Yerler halı, tavanda kristal avizeler.
“ Hoş geldiniz üstadım.”
Masasının karşısındaki deri koltuğu gösterdi:
“Buyurmaz mısınız?”
Cebinden Malboro paketini çıkardı.
“Sigara?” ”
“Kullanmıyorum.”
İçecek ne emredersiniz, soğuk sıcak…”
“ Kahve, orta olsun.”
Kahvelerimizi içtikten sonra:
“ Beraber bir yemek yer, hem de biraz sohbet ederiz. Sizin için uygun mudur?”
“Sorun yok.”
Merak etsem de belli etmemeye çalışıyorum.
Aynı siyah Mercedes’le lüks bir kebapçıya gittik. İşletme sahibi bizi kapıda karşıladı. Üç dört garson koşuşturarak masayı donattılar. Biraz sonra kebaplar da geldi.
“ Evet… Patron sence masada bir eksiklik yok mu?”
Yüzü kızardı. Başparmağımı ağzıma götürdüm. Anladı.
“Koşun oğlum rakı getirin.”
Kebapla beraber iki duble rakımı içtikten sonra:
“Evet, patron sorun nedir?”
Yutkundu.
“Ayhan Bey biz bu dizileri çektikten sonra dış piyasaya da pazarlıyoruz. Bazı pilot bölümleri fikir edinsinler diye çok güçlü bir alıcı firmaya gönderiyoruz. Amerika’daki o firma görevlilerinin gönderdiğimiz bir bölümde diğer görüntüler ve konudan ziyade en çok siz dikkatini çekmişsiniz. Sizin için –Kısa bir eğitimden sonra O çok büyük bir oyuncu olacak yetenekte-diyorlar. Benden bu konuda yardımcı olmamı istediler. Bütün şartlarını kabul edecekler. Açık konuşayım bende sayeniz de dizilerimi satmak adına büyük bir avantaj elde edeceğim. Ne dersiniz?”
Rakıdan bir yudum aldım. Düşündüm. Şartlarımı sıraladım:
1. Ben Amerika’ya gitmem. Onlar buraya gelsinler.
2. Çekilecek filmlerin senaryolarını benim de üyesi olduğum EDEBİYAT DEFTERİ yazarları yazsınlar.
3. Yirmi milyon da Covit-19 aşısı göndersinler. Ben para istemiyorum. VATAN SAĞ OLSUN…
Ama yine de düşüneceğim” dedim. Kalktım.
Şoförüne:
“Ayhan beyi istediği yere bırak, sonra da gelir beni alırsın” dedi.
Tam çıkacakken geri döndüm:
“Simitçi rolünün hakkı da bu durumda en aşağı dört yüz lira eder. Söz açılmışken ödeme yaparsanız iyi olur.”
Yüzünde acı bir tebessümle verdiği iki adet iki yüz lirayı da cebime koydum.
Şimdi benden haber bekliyor.
“Abi sen tecrübeli adamsın. Şartlarımı büyük bir olasılıkla kabul edecekler. Bu durumda ben de okey diyeyim mi, ne dersin?
“De tabii. Aman Ayhan ünlü biri olunca karakterin değişmesin sakın. Benim de senden bir ricam olacak. Çekilecek filmde bana da bir simitçi rolü ayarlar mısın? Belki de benim de senin gibi bahtım açılır. Ömrümün son deminde ben de meşhur olurum. Kim bilir?”
“Abime bak bee… Sen baş senarist olacak yazdıklarınla meşhur olacaksın. Yeter ki EDEBİYAT DEFTERİ yazarlarından kendine bir ekip kur.
DEFTERİNİN SAYIN YAZARLARI VAR MISINIZ?
YORUMLAR
Kıymetli yazar dostlarım.
Bu yazımı okuyup ta yorum yazmak inceliğini göstermenize rağmen
cevap veremediğim değerli dostlarım lütfen yanlış anlamayınız.
Yorumlarınızı okudum çok mutlu oldum.
Acilen yola çıkmam gerekiyor. Dönüşte teşekkür ve saygılarımı bildirmem için lütfen bana destur verin, yanlış anlamayın..
Bir tek nokta koyan herkes benim başımın tacıdır.
Saygılarımla...
Bedri Tokul
Roman yazmak kolay bir iş değildir.
Size başarılar diliyorum.
Kaleminize yüreğinize kuvvet...
Selam ve Saygıyla.
Bedri Tokul
Gülüm Hanım da güçlü yazarlarımızdandır.
Selam ve saygıyla...
Abiciğim sevindim siz oyuncu yazar kadrosu edebiyat defteri harikasınız.
Bize de iyi seyirler patlamış mısırı hazırlayalım.
Tebrikler
Bedri Tokul
Sen de yazar kadromuzdasın.
Boş ver. Mısırı seyirciler yesin!!!
Selam. Sevgi ve Saygılarımla...
Bedri Tokul
en büyük cesaret kaynağımdır.
Teşekkürler.
Selam ve Saygılar.
güzel sohbet. hayırlısı olsun canlar sağ olsun. ben de şehitlerimize rahmet diliyorum ailelere sabırlar. Türk insanı hep hoş sohbet, mütevazi, yardım sever ve vatansever. gönlünden geçen güzellikler ömrünüzden geçer olsun. kaleme sağlık.
Bedri Tokul
Sağ olun var olun.
Selam ve Hürmetlerimle
Dün, Bingöl'den havalanarak Muş ovasının beyaz örtüsüne aldırmadan, üzerimizden kaydıktan birkaç dakika sonra Nemrut dağı eteklerinde helikopterin düşmesi sonucunda şehit olan değerli askerlerimize Allah'tan rahmet ve kederli ailelerine sabırlar dilerim.
Cümlelerime böyle başlamak istemezdim, lakin hemen yanı başımızda meydana gelen bu elim kaza yüreklerimizi bir kez daha yaktı.
Bedri Komutanım,
Güzel yazınızın içeriğine geçmeden; her kesimin rahatlıkla anlayabileceği sade bir dil, sıkılmadan okunacak akıcı bir üslup ve gerçekçi anlatıma sahip kaleminizi kutlarım.
Edebi yazılara olduğu gibi, ebedi dostluklara da ihtiyaç duymuşuz; sizin de arkadaşlarınızla olan ilişki ve dostluğunuz daim olsun.
Her değerli kalemin yoğunlaştığı alanlar vardır; kimi aşkı işlerken bir diğeri sokağı sever. Bendenizi sorarsanız; ilgi alanım doğa, insan ve toplum üzerinedir. Doğanın güzelliklerini betimlemelerle anlatmak, insanların kazandıkları kişilikleri yakından takip etmek ve sağlam bir toplum içinde yaşamak arzumdur.
Edebiyat Defterinde çok güçlü değerli kalemler vardır; sizin öncülüğünüzde sadece insanlık adına yazılacak çok eserler meydana gelebilir.
Onur Bilge üstadın dileğine aynen katılıyorum; yeter ki Amerikan buraya gelmesin, demokrasi adına girdiği her yeri tarumar eder.
Muş Ovasından Selamlar...
Saygılarımla Efendim.
Bedri Tokul
Hiç umulmadık bir günde acil işler çıkabiliyor.
Hemen Ankara'daki kızıma gitmem gerektiğinden
kıymetli ve çok anlamlı yorumunuzu şimdi cevaplıyorum.
Kusuruma bakmayın.
O yiğit Vatan evlatlarımıza ben de bütün yüreğimle Allahtan rahmet diliyorum.
Ne kadar güzel, ne kadar yürekten bir yorum bu böyle.
Size teşekkür ediyor selam ve Saygılarımı gönderiyorum.
Sağ olun, var olun.
Maşallah maşallah biri bin ede
Peşin satmış oturur Bedrican Dede
Keyfe diyecek yok eşek gölgede
Yazdı mı yazıyor işin gerçeği
Ezberi bozuyor işin gerçeği
Bedri Tokul
"Bedri Tokul nasıl olsa şiiri beceremiyor.
Ben de Ona öyle bir şiirli yorum yazayım da
ne yazacağını şaşırsın" diyorsun değil mi?
Bende bildiğim dilden yazarım:
Evet... Eşek gölgede, neşem yerinde.
Seviyor seviliyorum.
Okunuyor, yorumlanıyorum.
Birde senin gibi bir Dostum var.
Ben herkesten zenginim.
GARDAŞIM BENM.
Ne güzel tebessümlerle yürekleri donatmanız
Tebrik ederim üstadım
var olasın
Evet, EDEBİYAT DEVTERİ bizim göz ağrımız... Yuvadan gitmedik, gitmeyiz de var oldukça...
Bazen bende çok eskiler dalıp giderim. Nice can dostlar gel, nice can dostlar gitti...
Buranın hakkı çok var bizde, bilene...
***
Nice yazılara üstadım.
Hayırlı Cumalar.
Bedri Tokul
Ne güzel özetlemişsiniz.
Bu site bizlerden hiç bir karşılık beklemeden
yazmamızı, okumamızı dostluklar kurmamızı sağlıyor.
Az bir şey midir bu?
Samimi yorumunuz ve övgü dolu sözleriniz için teşekkür ederim.
Selam ve Saygıyla.
KUTLARIM BU GÜZEL YAZINIZI....DOSTLUK ATEŞİNDE SEVGİYLE AÇAN CANLARA SEVGİ SELAM OLSUN...
Bedri Tokul
Sağ olun var olun.
Selam ve Saygılarımla...
O dönemde ben de yeni yazmaya başlamıştım... sıcak aile ortamı gibiydi her şey, şakalar yapılır, herkes kendini olduğu gibi yansıtırdı... o günlerden tanıdığımız nice insan rahmetli olmuş, rabbim hepsine rahmet eylesin... bu yazınız sayesinde yad ettim ben de... başarılar olsun
SULTAN HÜRREM tarafından 5.3.2021 01:57:19 zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
"Şakalar yapılır, herkes kendini olduğu gibi gösterirdi."
Şimdilerde de iyiyiz. Ama bazen alınmalar oluyor.
Biz bir aileyiz. Ailede iyi günde oluyor kötü günde.
İçtenlikli yorumunuz için teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla...
O dönemde ben de yeni yazmaya başlamıştım... sıcak aile ortamı gibiydi her şey, şakalar yapılır, herkes kendini olduğu gibi yansıtırdı... o günlerden tanıdığımız nice insan rahmetli olmuş, rabbim hepsine rahmet eylesin... bu yazınız sayesinde yad ettim ben de... başarılar olsun
SULTAN HÜRREM tarafından 5.3.2021 01:56:29 zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Şimdide iyiyiz.
Fakat bazı yanlış anlamalar, kırgınlıklar oluyor.
Teşekkürler.
Selamlar
Saygılar...
Sosyal medya da çöpçatanlıkla uğraşanlar bir de bu yazıdan dostluğu okusun. Her icadın güzel yanını görmek adına... Ayhan Sarıkaya ve Bedri Tokul ağabeyiye saygı ile...
Bedri Tokul
Teşekkür ve Selamlarımla...
Bedri Tokul
Sizin yazılarımı takip etmeniz, beğenmeniz
benim için onurdur.
Selam ve Saygılarımla...
Bedri Tokul
suyun bir tatlı sözün ölünceye kadar hatırı vardır.
Yüzünü görmesem de, sesini duymasam da
sen de benim canım dostumsun ALİBABA'm
Öperim dost gözlerinden.
Bedri Tokul
Oyuncular bizden.
Senaryolar bizden.
Seyretmek bütün Dünyadan...
Olsun. Hayalde parayla değil ya.
Teşekkürler Bacım.
Sevgi, saygı ve Selamlarımla....
Ayhan Hoca kaçmış Ankara'dan güzel bir dostluk aranızda kaybetmemek lazım... Kutlarım Abim Ayhan Abiye'de Bedri abime de buradan selamlar...
Bedri Tokul
Ayhan da senin gibi candır, candandır.
Selam ve Saygıyla...
Dostluk bu işte. Yıllar geçse bile sürüp giden, unutulmayan gönülden gönüle akan duygular.
Bedri Abi, gelişmeler tahmin ettiğin ve de sana söylediğim gibi çok ciddi. Senaryonun EDEBİYAT DEFTERİ yazarları tarafından yazılmasını şart koşmuştum ya işte bunu bekliyorlar. Bu konuda aramızda senaryonun konusu hakkında konsensüs yapalım. Şahsen benim düşüncem bizim televizyonlardaki gibi ipe sapa gelmeyen, örf ve adetlerimize ters düşen: Kimin eli kimin cebinde, kim kimin koynunda olan burjuva pisliğiyle insanların hayallerini karartan konular olmasın. Aşırı trajik de olup insanları ağlatmayalım, şu gergin günlerde. Güldürürken düşündüren mizahi ağırlıklı olsun bence. Karakterler kesinlikle halktan olsunlar: Balık tutan, boğaza bakıp bakıp şiir, hikâye yazan emekliler. Yazdığı romanları bir türlü bastıramayan, bastıranların başlarına bela olduğu edebiyat sevdalısı insanların neler çektiklerini yansıtan senaryolar. v.b. Şimdilik benim aklıma gelenler bunlar. Tabi yazılan bu senaryolarda elemeler olacak. İçlerinden en iyisi filim şirketine gönderilecek.
Abicim, hele şu filim çekimleri başlasın sana en büyük rolü vermeleri için şart koşacam filim şirketine. "Baba" rolü olacak, ne dersin? Simitciliği Toynak kardeşime verelim. Dikkat etmesini söyleyelim ki şiir yazarken simitleri çaldırmasın. Ya da paraları cebine koyarken yere düşürmesin.
Abi, senden istirhamım olacak. Filim çekiminden sonra başımıza gelenleri de yazarsan, hayranlarımızı meraklandırmamak yönünden , sevinirim.
Çok selamlar abicim.
Selam ve saygılar.
Ayhan Sarıkaya tarafından 4.3.2021 09:49:09 zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Hele bir sözleşme yapılsın.
Filim çekilsin sonra icabına bakarız.
Seni, dostluğunu bir yazıyla anmak beni o kadar mutlu etti ki.
Teşekkürler.
Öperim gözlerinden.
Lambadan çıkan cin üç yumurta vermiş üç adama,
Birinci olan zenci yumurtayı kırmış ve beyaz olmayı dilemiş
İkinci olan fakir kırmış yumurtayı zengin olmayı dilemiş
Üçüncü Amerikalı kırmış yumurtayı bunları eski haline çevir pardon "özgürlük getireceğim"
demiş...
Sevgilerimle,
Bedri Tokul
Aynen öyle.
Hayaller bitince acı gerçekle yüz yüzeyiz yine.
Selam ve Teşekkürlerimle.
Elbette varız.
da;
12 Eylül öncesi Erzurum otogarında Karslı bir solcuyu yakalamış iki dadaş.
“Ulan kominist sen burada ne arıyorsun” diye sıkıştırmışlar.
“Ağbeyçi vallah ben kominist degilem” demiş Karslı.
“O zaman oku lan Elhamı”
“ Ağabeyçi Elhamı bilmirem. Gulhüyü okusam olur mu?”
Tamam Oku lan demiş dadaş.
Başlamış Karslı
“Gulhü vallahü......”
Dadaş yanındakine dönmüş
“Ula dadaş bak bahim bu adam dogrumi ohiirr”
Ağabey ben senaryo yerine şiir yazsam oliirr mi?
Yazı çok güzel.
Sağlıklı günler dilerim.
Suat Zobu tarafından 4.3.2021 08:57:29 zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Sen bu yazıyla anlatılmak istenenleri
bir fıkra ile özetlemişsin işte...
Tabii okumakla anlamak ayrı şeyler.
GARDAŞIM BENİİMM...
Varız da Amerika buraya gelmesin! Cehennemin dibine gitsin!.. Çin de arkasından!.. :) )))))
Bedri Tokul
Bırakın onlarla ticaret yapmayı,
adlarını bile anmamak lazımdı.
Yazmış bulundum bir kere.
Selam ve Sevgiyle.
Varım diyecektim ki ben sadece şiir yazarım )) kalemin yüreğin var Bedri abi yine muhteşem bir anlatım beğeniyle okuyorum her yazını var ol abim
Bedri Tokul
Bedri Tokul
Hele bağlantılar kurulsun.
SULTAN sen benim yazar kadromda yer alacaksın.
Yazılsın senaryolar, gelsin paralar...
Teşekkür ediyorum.
Selam ve Sevgiyle.