Padişah Sultan Mahmud Tebdil-i kıyafetle dolaşırken kayıkçının biri ile sohbete başlamış. Kayıkçı ona soru sorsa da padişah kayıkçının zeki biri olduğunu anlamış. Ve zamanın günlerin nasıl geçiyor sorusuna kayıkçı şöyle cevap vermiş;
(K)-32 çarpı 30 her gün 15 ediyor
(P)-Hırsızlarla aran nasıl?
(K)-Biri evde diğeri dışarıda dolanıyor
(P)-Sana iki kaz göndersem ne yaparsın?
(K)-İncitmeden, acıtmadan, canlı canlı cascavlak soyarım demiş.
Padişahın yanındakiler bu garip sohbetten hiçbir şey anlamamış ve merak etmişler.
Ertesi sabah soluğu sahilde almışlar. Balıkçıyı beklemeye başlamışlar. Kayıkçı bunları görünce hafif gülümsemiş. Sadrazam hemen bir kese altın çıkarmış. Soruların cevaplarına karşılık 3 soruya 3 kese altın teklif etmiş.
Dün konuştuklarımızı biraz açıkla demiş. Her gün çarpıyorum 32 çarpı 32 15 etmiyor sen neden o cevabı verdin demiş. Kayıkçı cevap vermiş;
-Her gün çalışıyorum ayda 30 gün ağzımda da 32 diş var. Yemek 2 günde bir boğazımdan yemek geçiyor yani 15 gün karnım toktur.
-Hırsızın biri evde diğeri dışarıda dolaşıyor ne demek?
-Balıkçı oğlan evlendi nüfus bir arttı. diğeri nişanlı o da evlenmek için gün sayıyor. Hepsini doyurmak bana düşüyor.
Peki üçüncü soruyu da soralım madem deyip ücreti peşinen ödemişler.
-İncitmeden acıtmadan canlı canlı cascavlak neden soyuyorsun kazı?
-Padişah sizin bu sabah koşa koşa geleceğinizi biliyordu o soruyu ondan sordu diye cevap vermiş.