- 285 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Varoluşun Özündeki Yasallık Ve İnsan Nasıl Ortaya Çıktı 2
Varoluşun Özündeki Yasallık2
Makro düzenli bir iç işleyiş, dıştaki dış dünyaya ait az bir dış dünya kısmını kendi iç özünde yalıtıma eder. Her bir iç öz, az bir dış dünya içerir.
İç öz bu kendisini oluşan yalıtımlı kısmıyla, dış dünyanın arasına örneğin, kontrollü bir geçişme gibi fark oran, koyar. Oran; gerilim, potansiyel ya da çelişkiler geçişmesi olan eylem ve akışı başlatmakla iç dünya ile dış dünyalar arası girişmelerin etki ve etkilenmeleri ortaya koymuş olur.
Geçişme; içe kapanma yapan bir oluşuma zıt durumlu bir potansiyelle seçici bir kısıtlılıkla kendinin dışa açılmasıydı. Eş deyişle dışa açılmasının da kontrollü bir durumla kendi üzerine kapanmasıydı. Açılma da kapanma da birbirine karşı, bir eğim dirençle ve eğim enerji durumlu niceliklerle vardı.
Yani açılma; kapanmaya doğru, kapanma da açılmaya doğru, en az ikili zıt durumlu üssü potansiyeldi. Açılma ve kapanma bu tür üssü durum ile potansiyeldi. Dalga-parçacığa veya dalga, tepe-çukura karşılıkla ya da rastıkla denk geliyordu. Yani tepe çukurun, çukur da tepenin dalga rastlaşması birbirini gerektiren durumlardı.
Dalga parçacıktı. Ya da dalga tepenin çukuruyla çukurun tepesiyle birlikte vardı. Çukur kendi yaptığı tepeyle fark (potansiyel) yapıyor, tamlaşıyor, doluyordu. Tepe de kendi oluşturduğu çukuruna kayıp düşmekle çukurunu dolduruyordu. Bir dalgayı tamlaşan tepe-çukur gibi parçalı durumlar boşluk, doluluk gibi en az bir ikili belirsizle üssü süredurumlardı.
Tepenin çukura eğim edip yokuş aşağı boşalmasıyla çukuru doldurur. Bu sürecinin tersi veya zıttı olan durum da çukurun veya boşluğun enerji çıkarmasıydı. İçinde enerji boşaltan çukur veya boşluk çevresinde topaklanma veya tepe atımlı dalgalanma yapıyordu.
Tepe atımını yapacak olan dalgalanmayı boşluğun yokuşlaşan tepe enerji atımını çıkarmasıydı. Kuantum hareketle tepe çukur salınımlı atımların frekans sayısı denen çok hızlı bir parçalı sürekliliği vardır.
Büyükler dünyasında (makro dünyada) her tepe ve çukur dalgalanmasını veren süredurumlar adeta donmuş bir şekilde karakteristikle özgün, kayıma yapıp boşalan dolduran dinamik (canlı) oluşumları vardır.
Tepe atımı denen pals kuantum durumla anlık bir gelip geçiciler tekrarlı yineleyen süreçlerdir. Aynı tepe atımı palslar büyükler dünyasında uzun sürede donmuş ve kuantum duruma göre çok yavaş devimler birikmesi olan tepe çukurlu depo enerjidirler.
Boşluk (çukur) enerji çıkarır. Enerji bir tepe bir çukur türü frekans denen sayısal durumlarla parçalıdır. Makro dünyada tepe hem aşağı doğru kendi çukuruna bir akış eğimidir. Hem de çukuru tepeye doğru yokuşlaşan eğim ile çok büyük zorluk gösteren bir tepe değerle depolanmış enerji birikimidir.
Her şey enerji ve enerji akışı birikim ve eğim olmakla düzlükte bir enerji ve düzlüğün de kendisine özgü enerji akış dinamiği vardır. Bütün durumların birbirine göre ve yermerkezine göre de türlü enerji akış durumları vardır
İnsan Nasıl Ortaya Çıktı 2
Elbette hayatın içinde ve doğada ontolojik farklılıklar vardır. Ama insan ontolojik bir ayrılığa karşılık gelmez. Türümüz yaklaşık 6 milyon yıl öncesinden beri primatların grup üyeliği içindeydi. Türlü minik birikmelerin özne nesnel sentezlerini kişi ve tür biyolojisi içinde yalıtmıştı.
İnsan bir nitelik sıçraması olan ittifaklı yapı içinde geliyordu. Bu yapı totem yapıları içeren ittifak kültürlü, üreten ilah mesleği sentezli, ilahlar melezi yapıların sosyolojisi içinde gelişti.
İnsan en özgün biçimiyle ön ittifaklar sentezli ilahı ittifaklı uygarlığın içinde geliyordu. Uygarlık, totem kültürler ile totem meslekler sentezliydi. Totem kültürlü bileşimle totem meslekli bileşimler çok köklü mantığın düşünme kapısını açan bir alan etkisiydi.
Yalıtımlı bir alan, alanın öznesiyle totemdi bir gen havuzuydu. Yalıtımlı alanın öznesi olan hemcinsler kendi yalıtımlı çevresinin alan özelliğini de taşıyordu. Totem alanın öznesi olan hemcinsler, bu alanın özelliğine uyumluydu. Bu alanın özelliğine göre çözüm üreten yetenek ve fiziğin, gen havuzuydu.
Yalıtımlı bir totem alan içinde totem yasa eksenli çevrim içinde özelleşen biyolojik hemcinslerimizin bu özelliği, türler arası bir özelleşme ve diğer türlerden ayrılmaysa da, henüz ortada insan yoktu.
Çevrenin kaynaklarına bağıl durumla, yarın için yeniden ve yeniden sağlatma, korunma vs. garantisi ortaya koyan biyolojik hemcinsler kolektif birim zaman içinde üretim yapar oldular. Nasıl zekâ beyin değilse, kolektif alan da üreten kolektif bir depo kapasitesi olmakla, kolektif zekâydı.
Kolektif kapasite, kolektif birim zamanla ortaya konan, toplam yetenek ya da toplam yapabilirlikti. İşte üreten bir kolektif kapasiteyi kullanan biyolojik hemcins özneler üretim gücünden gelen iradeyle kendi kararlarını alan, öznel bir nitelik değişmesi olmakla ilahtılar.
İlahlar; üreten ilişki içinde üreten yapabilirliğin neden sonuç kararlarını alan ve üreten neden sonuç geri bağlanımlarına etkiyenlerdi. Yani hemcinsler hem üreten hem de üreten neden sonucu kolektif ilişkilere göre düzenleyen bir İRADE olmakla, diğer biyolojik hemcinslerden ayrılmışlardı. Ama henüz yine de insan değillerdi.
İlahlar üreten bir totem alan içindeydi. Totem yasalar ilk kolektif bilinçli çevrim yasalarıydı. Sağlatan totem yasalar kolektifti. Üreten ilişkili ilah yasalar da kolektifti. Adresleri belli olan kolektif yasalardı.
İlahlar yine üreten bir totem mesleği ilişkisi içinde üreten bir irade gücüydü. İlahlar üreten bir neden sonuç etkisi üzerinde; totem alan özneleri lehine kararlar alabilen sapience grupla; neandertallerden, habilislerden, erectuslardan vs. ayrılmıştı.
Sadece üreten sapience grup karar alan ilah olma niteliğine bürünmüştü. Sapiencelerin üreten iradi tutumlarından tasarımlarından ötürü bunlara İLAHLAR denir. Büyük ölçüde groteski tasarımlardan kurtulmuşlardı.
Kolektifçe rasyoneldiler. Hala insan değillerdi. İlahlar insan değildi. İlahlar yamyam hemcinsler de değildiler. İlahlar üretim gücüyle, hemcinslerden ayrılan sapyens tür ilah gruptular.
Araç kullanma hemcinslerimize artan bir düşünme ve artan bir soyutlama gücü vermişti. Ancak sapyens dışındakiler kolektif gücü totem yapılar gibi pek yalıtamıyorlardı.
Sapyens ilahların kendisini sürüden koparttığı sağlasan inşa oluş içindeki soyutlama gücünü kendi dışındaki kolektif bir çekim alanı içinde yalıtıma etti. Kaba güç yerine, adresi belli tutumla çevrime ettiği sözünü, totemdi mana anlayışı olarak yalıttığı birikimlerin gelecekteki insan belirsiziydi.
Bu gelişmeler hep niceli birikimle olan değişmelerdi. Niceli birikimlerin ilki, üreten güce dönüşen kolektif güç ileydi. Kolektif güç, totem öznelere nitelik sıçratması yaptırdı. Bu sıçrama ÜRETEN totem özneleri, üreten ve karar alan İLAH dediğimiz İLAH NİTELİĞİNE büründürmüştü.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.