Kur’an’da baş örtüsü yoktur. Allah ilk insandan beri belli yerlerin kapanmasının şart olduğunu bize bildirmiştir. Öncelikle Kur’an’da kapanmayla ilgili ayetlere bakalım . Araf süresi 26’da şöyle demektedir . ” Ey Ademoğulları ! Size çirkin yerlerinizi örtecek giysi ve kıyafeti indirdik. ” demektedir. Nur süresi 31. Ayetindeyse Mü’min kadınlara da söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Örtülerini, göğüslerinin üzerine örtsünler.(Nur Sûresi 31. ayet)
Örtülerini burada hımar sözcüğü geçmektedir. Hımarın sözcük anlamı örtüdür. Masaya konulduğunda masa örtüsü olur başı örterse başörtüsü olur. Ancak eğer Allah hımar” kelimesi ile başın örtülmesini isteseydi “hımar ürres” gibi bir vurgulama ile başörtüsü diyebilirdi. Böylece “res” kelimesi ile baş bölgesi vurgulanır ve “hımar” ile beraber başörtüsü net bir şekilde anlaşılırdı. Zira abdest alınmasıyla ilgili ayette başın sıvazlanması söylenirken, baş kelimesi arapça karşılığı “res” ile vurgulanır. Yine ayette kapatılacak yerin “yaka açığı” olduğu geçmektedir. Yani “hımar”ın başı kapatması değil, “yaka dekoltesi”ni örtmesi istenir. Yaka açığı” manasına gelen “cuub” kelimesi hem bu ayette kapanılacak bölgeyi belirtmek için, hem de Nebimiz Musa’nın yaka açığına elini soktuğunu belirten ayetlerde geçmektedir. Ayeti başörtüsü diye çevirenler malesef ayeti bilerek tahrif edip “felyedribne” fiilini “salsınlar” diye çevirmektedir. Böylelikle böylece ayet, “başörtüsünü yaka açıklarına salsınlar” şeklinde okunmaktadır. Halbuki hiçbir şekilde “darabe” kökünden türeyen “felyedribne” fiili “salsınlar” anlamına gelmemektedir. Bu fiille, örtünün “yaka açığına konulması” yani “yaka açığının kapatılması” anlatılmaktadır. Kuran’da “salsınlar, indirsinler” anlamında “felyüdnine” kelimesi kullanılmaktadır.
Kur’an’da yine kapanmayla ilgili başka bir ayetede Ahzab süresi 59 ‘da rastlamaktayız. "Ey Nebi, eşlerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir."(Ahzab Sûresi 59. ayet) Gördüğünüz gibi ayetlerde türban , çarşaf , başörtüsü gibi kapanmalar geçmemektedir. Fakat insanlar örflerini , geleneklerini , kültürlerini dinselleştirdikleri zaman bu tip durumlar ortaya çıkar. Dünyanın çoğu yöresinde insanlar sıcaktan etkilenmemek için çeşitli önlemler almaktadırlar . Sıcak yerlerde kadınlar gibi erkeklerde başlarını kapamaktadırlar. Mesela Suudi Arabistan , yada Afrika ülkeleri gibi bu gayet normal bir durum olup , bizlerde yazın kafamıza Güneş geçmesin diye önlemler almaktayız. Kısacası inanan erkek ve kadınlar karşı cinsi tahrik etmeyici bir biçimde giyinmeye özen göstermelidir. Allah , bu konuda özellikle esnek bir ifade kullanarak , katı bir ölçü koymayarak , kültüre , zamana ve iklime göre değişebilen ; ancak temel prensip olarak, cinsel tacize yol açmamayı hedefleyen bir öğüt vermektedir. Bu öğüdü dinlemeyen kadınların ne zorla örtülmesi , ne devletçe cezalandırılması öğütlenmiştir nede örtünmedikleri için onların cehennemi dolduracağı bildirilmiştir. Affedilmeyecek en büyük suç olan şirk çamuru içinde kaşlarına kadar gömülmüş tamamı erkek din adamlarından kadınların giyimi konusunda kılı kırk yarmaları ve ortaçağ rahibelerinin giysilerini kutsamaları , onların cinsel ve psikolojik problemleriyle ilişkili olabilir mi? Kadınların örtünmesini öğütleyen ayetler kadınları azgın erkeklerin tacizinden korumayı amaçlamaktadır. Eteklerini ne kadar uzatacaklarına , göğüslerini kapatıp kapatmayacaklarına kadınların kendisi karar verecektir ; erkekler değil . İnanan bir kadına , kendisinin ve toplumun huzuru için öğüt vermek ayrı , o kadını zorla çuvala sokmaya çalışmak ayrıdır. Hele söz konusu öğüdü inanmayan kadınlara da dayatmak haddi aşmaktır. Kuşkusuz , inançlarından dolayı başkalarını örten veya çarşaf giyen kadınların örtülerini zorla açmaya çalışan laik yobazlarında şeriatçı yobazlardan pek farkı yoktur. Yine her ne kadar Kur’an’da başörtüsü bulunmuyor olsada çarşaf şartlı farzdır. Kadın eğer bir yerde risk olduğunu düşünüyorsa korunma amaçlı çarşaf giyebilir. Her kadının her zaman örtünmesi ise Kur’an’a göre doğru değildir. Zaten bir kadın devamlı örtünürse vücudu sıkı bir şekilde yalıtan giyim ve yaşam tarzı sebebiyle cildi üzerinde cilt kanserleri, kuruma ve kornifikasyon gibi etkiler oluşur. Yine Güneş ışınlarından mahrum kalan vücut özellikle enlem ve iklim açısından Güneş’in bazı coğrafi bölgelerde D vitamini aktivasyonu açısından yetersiz kalmasına kalsiyum ve fosfor emiliminin düşmesiyle bağlantılı büyüme çağındaki kızlarda büyüme geriliği, yetişkinlerde kemik erimesi, otizm, depresyon, şizofreni ve alzhaimer gibi hastalıklara yatkınlık artar. Çarşafın şartlı farz kılındığı ayet ise öncesinde değinmiş olduğum şu ayettir; Ey Nebi, eşlerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.(Ahzab Sûresi 59. ayet)