- 271 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
HIRSIZIN ELİ KESİLMEZ HAPSEDİLİR
Hırsızın eli kesilmez hırsızın çaldıklarına karşılık olarak hapis cezası verilir. Allah’ın bir ismide el-Adl’dır. Yani Allah adaletlidir. Fakat eğer hırsızın eli kesilirse burada bir adalet durumu kalmaz. Çünkü düşünün birisi çok büyük bir hırsızlık yapıyor. Mesela 1000000 lira çalıyor birisiyse 1000 lira çalıyor. Bu ikisininde eli kesilse adalete uygun olur mu? Yine ellerini diyelimki kestik bu durumda tekrar hırsızlık yapmayacaklarının garantisini verebilir misiniz? Ve eğer eli kesilen hırsızın aileside varsa tek eli kaldığından iş yapamaz belki dilenci olur. Ya da ailesine bakamıyor diye intihar eder. Tek eli olanı kimse kolay kolay işe almaz. Allah el kesimine izin vererek bunları düşünemeyecek mi? Yani sizlerinde anlayacağı üzere Maide Sûresi 38. ayeti fiili olarak el kesmeyi değil hırsızı toplumdan uzak tutmayı söylemektedir. Maide Sûresi 38. ayetinde geçmekte olan Eydiye humadaki huma ’o ikisinin’ demek olup ikisi birlikte o ikisinin eydini kesin anlamına gelmektedir. Huma zamirdir ve iki kişiye işaret etmektedir. Bu iki kişiyse ayetin başında geçmekte olan erkek ve kadın hırsızlardır. Eyd ise eşsesli bir kelime olup güç, kuvvet ve eller anlamına gelmektedir. Eyd’in tekil olan eyidi fiilinden tekil mastar olduğunu düşünelim. Bu durumdaysa şu ayete bakalım. Şüphesiz biz göğü EYD ile bina ettik ve Biz onu genişleticiyiz.(Zariyat Sûresi 47. ayet) Bu ayette güç anlamında kullanılmıştır. O zaman erkek hırsızın ve kadın hırsızın gücünü yaptıklarına karşılık kesin gibi bir anlam vermemiz mümkün olmaktadır.
Fakat biz eyd’in eller anlamına bakalım. Arapça’da tekillik ve çoğulluğa ek olarak tesniye denilen bir kip bulunmaktadır. Bu durumda;
YED: Bir el
YEDA: İki el
EYD: Eller olup üç ve daha çok eli kasdetmektedir. Bu durumda herkesinde bildiği gibi bir insanda üç el olmadığına göre burada bir mecaz durumu söz konusu olur. Yani EYD güç ya da eller demektir. EYD ile ellerin kastedildiğini varsayarsak bunu mecaz anlamda kullanmak zorundayız. Çünkü bir insanda 3 el yoktur.
Yine ayette Türkçe’ye kesmek olarak geçen kelime ’KataA’ olup her ne kadar bu kelime kesmek anlamına geliyor olsada Kur’an’da 16 yerde fiziksel kesme anlamında kullanılmamaktadır. Kur’an’da 18 yerde ’KataA’ kullanıldığı hâlde bunların sadece 2 tanesi fiziksel kesme anlamına geldiğinden ayette geçen bu kelime bile gücü kesmek, ilişiği kesmek olarak anlamamızın gerektiğini göstermektedir. Kur’an’da fiziksel kesme olarak geçen kelime ’KataA’nın şeddeli hali olan QaTTaA’dır. Yani anlaşılacağı üzere ayette aslında "toplum ile ilişkinin kesilmesi", "hırsızlık yapanın gücünün kesilmesi" gibi anlamlar taşımaktadır. Aile yapısı, toplum normları, sosyal kurum ve değerleri de bu suçun işlenmesinden sorumludur. Aile bağlarının güçlü, sosyal yardımlaşmanın yaygın, gösteriş ve savurganlığın az olduğu bir toplum hırsızlık olayını minimuma indirebilir. Fiziksel anlamda el kesimi tamamen uydurma hadis kaynaklıdır. Kaldıki bu iddiada bulunanlar eldeki bir damar sebebiyle hırsızların hırsızlık yaptıklarını iddia etmektedirler halbuki insan vücudunda atardamar, toplardamar ve aort isminde 3 damar vardır ve bu damarlar herkeste vardır. Damar kaynaklıysa herkes hırsızlık yapmalıdır. Bu durumda Dünya üzerinde eli kesilmeyen insan kalmaz. İnsan vücudunda hırsızlık yapmaya yol açacak hiçbir şey yoktur. Bazıları bu damar iddiası mecaz anlamdadır diyorlar halbuki mecaz değil gerçekten damarlar keşfedilmeden bu duruma inanılıyordu ve hâlâda bazıları inanmaktadır. Bu bilgiler ışığında ayetin doğru meali şu şekilde yapılabilir;
Erkek hırsızın ve kadın hırsızın yaptıklarından dolayı , Allah’ın öngördüğü caydırma yöntemi olarak ellerini kesin(hapsedin). Allah güçlüdür ve hâkimdir.(Maide Sûresi 38. ayet)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.