İÇİMİZDEKİ AKDENİZ
Sevgili okurlar merhaba :)
Dilerim iyisinizdir. Soğuk havalar, uzaktan eğitim, uzaktan iş hayatımız derken hepimiz ruhen biraz yıprandık. Şikâyet etme lüksümüz olmamalı. Bu yazıyı okuyan sağlıkçılar varsa bizler için harcadıkları emeklere teşekkür ediyorum. Evde meşgalelerimiz olmasa, boş boş dursak bu pandemi sürecinde daha çok yıpranırdık herhalde. Sonunda ilkbahar geliyor. İçimizdeki sisli hava yerini güneşe bırakıyor.
Geçenlerde İtalyan yapımı Mediterraneo adlı filmi izledim. Yoğunluktan oturup da uzun zamandır film izleyememiştim. Yönetmen Gabriele Salvatores, 2.Dünya Savaşının etkilerini hümanist bir şekilde anlatmayı tercih etmiş. Film sizi manzaraları ve müzikleri ile içine çekiyor. Büyülenmemek elde değil. Yönetmen aynı zamanda bir hayat sorgulamasına itiyor. Kendinize “Yahu hayatta ne için, kimin için savaşıyorum?” sorusunu soruyorsunuz. “Yaşam yeterli değil. Bir tek yaşam yeterli değil benim için. Yeterince gün yok yaşanacak… Yapılacak çok fazla şey ve bir sürü düşünce var.” diyen Çavuş Larusso gibi birçoğumuz hayatımıza anlam arıyoruz. Hepimizin kendince bir hikayesi, yaşam mücadelesi var. Mücadelemizi güzelleştiren, bizi ayakta tutan sonuçtan ziyade anlam arayışlarımız değil midir zaten? Filmdeki askerlerin kimisi için mükemmel hayat, yeni bir İtalya yaratmak iken kimisi için Meis adasındaki düzenini güzelleştirmek oluyor. Hepimiz kendimizce mükemmel bir düzen arıyoruz. Oysa mükemmellik varılacak bir sonuç değil, sürekli inşa halinde olan bir süreçtir. Mükemmel ideamıza sürekli garantici bakmak yerine süreçte değişen koşullara ayak uydurarak, çabalayarak yaklaşabiliriz. Film hiçbir şeyin zihnimizdeki kadar mükemmel olamayacağı mesajını veriyor. Mediterraneo, 1992 yılında Yabancı Dilde En İyi Film Oscar ödülü olmak üzere toplam 4 ödül almıştır.
İnsanı sabah uykusundan hemen kaldıracak kadar tutkuyla sarıldığı yaşama sebepleri olmalı bence. Mesela para biriktirip küçük bir tekne almak beni hayata bağlayan şeylerden biri. Ona İtalyanca’da neşe, sevinç anlamına gelen “Allegria” adını koymayı düşünüyorum. Sevmediğim şeylere sevdiğim şeyleri yapma umuduyla katlanıyorum. Emek vermek zor, yıkmak kolay. Roma’nın bir günde kurulmadığını, Hiroşima’nın bir günde tahrip edildiğini hatırlayın. Kimse için hayallerinizi yıkmayın sevgili okurlar. Sevgiyle kalın :)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.