- 947 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Aylan bebek
Eylül 2015 de Muğla sahillerine vuran suriyeli göçmen yavrumuz Aylan bebeğin yüzüstü kumlara gömülü cansız halini unutmak mümkün mü?
Bu bebeğin kumlara neden yüzüstü düştüğünü anlamak isterseniz gelin sahabe devrine gidelim.
Peygamber efendimizin mekke’deki çağrılarına uyanların büyük çoğunluğu gençlerdi. Bu gün ekmek almak için markete göndermeye cesaret edemediğimiz, ana kuzusu olarak gördüğümüz çocuklarımızın yaşındaki o gençler, ilahi davete her şeyleriyle kendilerini adamışlardı.
Mekkenin müşrikleri süregiden sömürü düzenlerini sarsacak bu harekete karşı önce bu olayı hafife alarak, alay ederek, küçümseyerek, aşağılayarak karşı koymak istediyseler de başarılı olamayınca vitesi bir büyüterek bu sefer şiddet uygulamaya başladılar.
Hepimizin bildiği gibi buna en önce elleri altındaki kölelere şiddetle başladılar. Bilal-i Habeşi’yi bilmeyenimiz mi var. Önce zayıf müslümanlara, daha sonra evlatlarına uygulamaya başladılar.
İş evlatlarına geldiğinde akrabalık bağının verdiği duygusallıkla onlara önce manevi baskıya başladılar. Bunlardan biri de Mus’ab bin Ümeyr’di.
Mekke’nin varlıklı ailelerinden birinin tek çocuğu olan Mus’ab öyle el bebek gül bebek büyütülmüştü ki o zamanlarda elbiseleri İran’dan, Rum diyarından getirilirdi. Bir dediği iki edilmezdi.
Müslüman olması ailesinin öyle zoruna gitmişti ki önce ona verilen elbiselerini, serveti elinden alarak onu bu fikirden caydırmak istediler. Yırtık pırtık kıyafetleriyle arkadaşlarından utanarak bu fikirden döndürmek istediler.
Mus’ab ne dönmesi daha da bu dine sarılınca o çok sevdiği annesi onun kendisine duyduğu bu sevgiyi kullanarak onu vazgeçirtmek için „Ya Mus’ab, eğer atalarımızın dinine dönmez isen ben de ölene kadar açlık grevi yapacağım. Ölümümden sen sorumlu olacaksın“ diyerek tehdit etti.
Mus’ab „Anneciğim, değil bir tek sen, başındaki saçlar miktarınca annem olsa gene de dönmem hepsini bu yola feda ederim“ diyerek annesiyle restleşti.
Evlatlarından umudunu kesen aile onu serbest bıraktıktan sonra Mus’ab Medine’ye giden kafileye öğretmen olarak katıldı. Medine‘nin müslümanlaşmasında önemli katkılarda bulunan Mus’ab Uhud savaşında şehid oldu.
Peygamber efendimiz Uhutta bir yeri göstererek ona burayı korumasını söyledi.
Eğer bu cephe düşerse arkasından tüm saldırıların odağı ben olurum diyerek buranın önemini anlattı.
Şavaşın en kızgın zamanında karşısına mekke’nin meşhur savaşçılarından İbn-i Kâmia çıktı. Kendinden mislince büyük ve cengaver olan ibn-i Kâmia’nın karşısında duramıyacağını bile bile müslümanlara zaman kazandırmak için tüm gücüyle çarpıştı.
O zalim önce onun kılıç tutan sağ kolunu kesti. Sonra o kılıcını sol eline aldığında sol kolunu kesti en sonunda kılıcı göğdüne batırarak onu şehit etti. Mus’ab yüzüstü kumlara düşerek şehid oldu.
Şehid olduğunda onu örtecek bir kefen bulamadıklarından göğüs kısmı açık olacak şekilde, belden aşağısını otlarla örterek defnettiler.
Peygamber efendimiz savaşın sonunda onun şehid olmuş vaziyetteki durumunu görünce gözyaşları içinde yanındakilere „Mus’ab neden yüz üstü yüzü kumlara gömülü halde şehid oldu biliyor musunuz?“ diye sorar. Sahabe gene her zaman ki edeb usulünce „Allah ve resulü bilir“ diyerek onun vereceği cevabı beklerler. Efendimiz „Çünkü“ der. „Cepheyi koruyamamanın utancıyla yüzünü kumlara saklayarak şehit oldu.“ Der.
İşte Aylan bebek te insanların bu merhametsizliğinden utanarak yüzünü kumlara gömerek bu insafsız dünyayı görmemek için yüzünü kumlara gömerek şehid oldu.
Ben o resmi gördüğümde günlerce kalbimin hıçkırıklarına engel olamayarak ikide bir çaresizliğin ve utancın verdiği hüzünle gözyaşları dökmüş, rabbimizden bağışlanmamızı istemiştim.
Hâlâ ahirette, duyarsız kalan diğer insanlarla birlikte, bu kirli savaşın mağdurları olan bu masum yavrucukların, mahşer yerinde mini mini elleriyle yakamıza sarıldıklarını görür gibiyim. İşte bu nedenle endişeleniyor ve utanıyorum.
YORUMLAR
Muhteşem bir yazı..Göz yaşları içinde okudum desem yalan olmaz..Oysa Aylan bebeğin yerine İnsanlık utanmalı.Çünkü Aylan bebek cihat dan muaftır.Yüz üstü bulunmasının gereği olarak İnsanlığın utanması elzemdir.Dünyanın çirkinliklerini göremeyecek kadar küçük fakat yüreklere sığamayacak kadar da büyük şehittir.Kaleminiz hiç susmasın.Saygıyla..
neneh. tarafından 25.2.2021 15:51:07 zamanında düzenlenmiştir.
Derviş Baba
Çağımızdaki zulmün perdesini yırtarak şamar gibi suratımıza inen bu masumların ölümünü mazur gösterecek sığınacağımız bir liman bulamamanın endişesiyle ve utancıyla maalesef yaşamaya devam edeceğiz.
İyi ki zalimler için cehennem var.
Kafirler ve zalimler için yaşasın cehennem.....