- 328 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇERKEZLERİN TARİHİ KÖKENİ.
ÇERKEZLERİN TARİHİ KÖKENİ.
Etnik yapılarında İskit, Sarmat. Alan kabileleri de yer aian Çerkezler, M.Ö. VI. yy.da Kuzey Kafkasya’ya yerleşmişlerdi.
Avrupa halkları ve Bizanslılar ile temasları sonucu M.S. VI. yy.da Hıristiyanlığı kabul ettiler, O zamana kadar bizans hâkimiyeti altında yaşayan Güney Çerkezleri, Hazarların yardımıyla bağımsız bir devlet kurmayı başardılar.
Araplar VIII. yy.ın ortalarına doğru Kafkasya’da hâkimiyet kurdukları sırada Çerkezîstan, Kâfiristan adıyla Hazarlara bağlıydı.
Çerkeslerin Tarihi
Arap imparatorluğunun çökmesi ve Orta Asya’dan gelen yeni Türk dalgalarının üstünlüğü karşısında Hazar devletinin yıkılması.
Bizans’ı ve Avrupa’yı harekete geçirdi.
Bizans, Venedik ve Ceneviz tüccarları, yeni ticaret kolonileriyle Karadeniz ve Âsya-Avrupa transit ticaretlerini ele geçirdiler.
Bu devirde gelişen esir ticareti sonucu çerkez ve kıpçak esirleri venedıkli ve Cenevizli tacirler tarafından Bizans’a, hattâ Ispanya’ya kadar götürülerek satıldı.
XIV,-XVI. yy.larda Mısır’daki Türk ve çerkez kölemen aileleri devlet yönetiminde önemli rol oynadılar.
Çerkezlerin Ruslarla ilişkileri X. yy.da başladı.
Taman tarhanlığı üzerinde hak iddia eden Kiev prensleri ile Çerkezler arasındaki çarpışmalar, bütün yüzyıl boyunca sürdü.
Yeni Türk boylarının Doğu Avrupa’yı istilâsı üzerine Kiev prensleri kuzeye çekilmek zorunda kaldılar.
Çerkezler XIII. yy.ın ilk yarısında Moğolların Dağıstan ve Kafkasya’yı İşgalinden sonra, Altınordu devletine bağlandılar.
Altı nordu devletinin zayıflaması Ruslar ile Çerkezleri yine karşı karşıya getirdi.
Bu sırada bir kısmı hıristiyan, bir kısmı da putperest olan Çerkezlerin Kabartay kolu.
Ankofo Adaşey’in başkanlığında bir heyeti, çar İvan III’e (1462-1505) gönderdi.
Bizans imparatorluğunun varisi olduğunu iddia eden çarın torunu Korkunç İvan (1547-1584), çerkez hükümdarı Timurok’un kızı Meryem ile evlendi.
Dostça ilişkilerden sonra, Rusların istilâcı niyetleri ortaya çıktı.
Çerkezler, Fedor ve Boris Godunov zamanında (1594-1604), Hvorostin ile Buturlin kumandasındaki rus kuvvetlerini yenilgiye uğrattılar.
1475’te Kefe’yi, daha sonra Azak, Menkûp kalelerini ve Taman yarımadasını alan Osmanlılar, Karadeniz’deki ceneviz kolonilerine son verdiler. Bu fetihler sonucu Kırım hanlığı da osmanlı himayesine girince, Kırım’ın Çerkezistan üzerindeki hakimiyet hakkı da Osmanlılara geçti. Bu hakimiyet. İslâmiyeti kabul eden Çerkezlerin manevî alanda halifeliğe bağlanmaları şeklindeydi.
1707 Yılında osmanlı-çerkez kuvvetleri Terek ırmağının aşağı kısımlarında yerleşmiş bulunan Ruslara karşı başarılı bir sefer yaptılar.
1711 Yılında, Petro Fin Prut seferi sırasında rus orduları Kuban Çerkezlerine saldırdılar. 1720’de Çarlık Rusyası osmanlı himayesindeki Kırım’ın Çerkezistan üzerindeki hakimiyetini tanıdı.
Rusların 1735-1739’da Osmanlılara yenilmeleri üzerine imzalanan Belgrad antlaşmasıyla da, Kabartay Çerkezlerinin bağımsızlığı tanındı.
1724’te Dağıstan ile Kuzey Azerbaycan’ın Rusya ve Osmanlı devleti arasında paylaşılmasını öngören antlaşmanın imzalanışından birkaç yıl sonra, Rusya aldığı yerleri Nadir Şah’a bırakmak zorunda kaldı (1735), Bu defa Rusya, Kafkasya’nın kuzeybatısında bulunan Çerkezistan üzerine yürüdü, fakat osmanlı çerkez kuvvetlerine yenildi (1768).
1768-1774 Osmanlı-rus savaşından sonra yapılan Küçük Kaynarca antlaşmasıyla (1774) Rusya, Kırım’ın bağımsızlığını tanıdı: dokuz yıl sonra ise Kırım’ı tamamen işgal etti.
Böylece Kuban ırmağının kuzeyindeki topraklar, Katerina II’nin fermanıyla Rusya’ya katıldı; buralardaki Çerkezler ve Nogaylar, Suvorov kuvvetleri tarafından yok edildi; kurtulabilenler Kuban ırmağının sol tarafına geçtiler.Katerina II, Çerkez ve Nogaylardan boşaltılan yerlere rus-kazak göçmenlerini yerleştirdi.
1779 Aynalıkavak tenkihnamesine göre Rusya. 3 ay 20 gün içinde Kırım, Taman ve Kuban’ı boşaltacaktı. Kırım ve Kubanlılar, rus taraftarı Kırım hanı Şahin Gıray’a karşı ayaklandılar.
Bunu fırsat bilen general Potemkin, Kırım ve Kuban’ı ele geçirerek Rusya’ya bağladı (8 nisan 1783).
Osmanlı imparatorluğu, 1784 İstanbul antlaşmasıyla, Kuban ırmağının kuzeyindeki toprakları da Rusya’ya bıraktı.
Rus yayılışının hızlandığı Abdülhamid I devrinde, öteden beri ilgilenilmeyen Çerkezistan’a önem verildi.
Çerkezistan’ı bir serhat ülkesi haline getirmek düşüncesi kuvvetlendi.
Kaptanıderya Cezayirli Gazi Hasan Paşa ile Canıkli Ali Paşanın verdikleri raporlara dayanılarak, tecrübeli bir asker olan Ferah Ali Paşa 1781 ‘de Soğucak serdarlığı ile Çerkezistan’a gönderildi.
Soğucak, Anapa ve Gelencik kalelerini yeniden yaptıran Ali Paşa, Çerkezleri Osmanlı imparatorluğuna kazandırdı.
Kırım göçmenleriyle Şeyh Mansur’un çıkardığı karışıklıklar ve Babıâli’nin kayıtsızlığı bu çalışmaları aksattı, 1785’te Ali Paşa’nın ölümü üzerine ise çalışmalar tamamen durdu.
1787-1791 savaşında ilk olarak Kuban ırmağını geçen Ruslar, ağır kayıplar vererek geri çekildiler.
Padişahın emriyle Kuban’ı geçen ve Kabartay’a giren Battal Paşa, ordusu bozulunca ölüm korkusuyle Ruslara sığındı.
Mustafa Paşanın savunduğu Anapa’nm da düşmesinden sonra 1792’de imzalanan Yaş antlaşmasına göre Kuban sınır kabul edilince Ruslar Çerkezîstan’ı boşalttılar.
1829 Edirne antlaşmasıyla Osmanlı imparatorluğu Çerkezistan üzerindeki haklarından vazgeçince, Çerkezler, Rusya’ya boyun eğmeyeceklerine dair Babıâli’ye ve İngiltere’ye birer muhtıra verdiler.
Rusların Kafkasya’da yerleşmesini istemeyen İngiltere, Çerkezlerin direnme hareketlerini destekleyerek askeri yardımda bulundu ve Çerkezistan’ın bağımsızlığını resmen tanıdı (1837).
1840’ta Şeyh Samil’in naip olarak Çerkezistan’a gönderdiği Mehmet Emin, 1848’de Adagum’da toplanan kurultayda Çerkezlerce lider olarak tanındı. 1856 Paris antlaşmasında Osmanlıların Çerkezleri sözleşme dışı bırakarak ihmal etmeleri üzerine Ruslar Çerkezistan’ı tamamen işgal ettiler. Şeyh Şamil’in tutuklanmasından sonra, naibi Mehmet Emin de Ruslara teslim olmak zorunda kaldı.
Millî kurtuluş savaşı ağır bir yenilgi ve yüz binlerce çerkezin yok olmasıyla sonuçlandı.
Bu tarihten sonra hızlanan göç hareketi sırasında yurtlarından çıkarılan 1 500 000 çerkezden ancak 400 000’i Osmanlı imparatorluğuna varabildi, diğerleri yollarda öldü.
Yarım milyon çerkez de Rusya’nın başka bölgelerine sürüldü.
1876-1877 Osmanlı-rus savaşı sırasında Çerkezler yeniden ayaklandılar.
Osmanlıların yenilmeleri ve Çerkezistan’a gönderdikleri kuvvetlerin, geri çekilmesi üzerine, Ruslar on binlerce çerkezi Sibirya’ya sürdü, ileri gelenleri de öldürdüler.
Nüfusu oldukça azalan Çerkezistan parçalandı.
1905’ten sonra Rusya’daki hürriyet havasından faydalanan Çerkezler kültürel alanda kalkınmaya çalıştılar.
1917 Rus ihtilâlinden sonra bağımsız Dağıstan ve Kuzey Kafkasya (veya sadece Kuzey Kafkasya) devletini kurdular (11 mayıs 1918).
Rusya 1919-1920’de Kuzey Kafkasya’yı bağımsız bir devlet olarak tanıdı Kuzey Kafkasya cumhuriyeti bir süre sonra Dağıstan Ye Dağlı adlarıyla iki cumhuriyete ayrıldı.
1924’te Dağlı cumhuriyeti ortadan kaldırıldı.
İkinci Dünya savaşından sonra S.S.C.B., Kuzey Kafkasya’daki muhtar cumhuriyet ve bucakları bütünüyle rusya topraklarına kattı; diğer bütün Türk kavimleri gibi Çerkezleri de Sibirya’ya sürdü.
Çerkezler bugün dağınık olarak Rusya, Türkiye, Irak, İsrail, Ürdün, Mısır ve A.B.D.’de yaşamaktadırlar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.