- 554 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İyilik et denize at
İyi insanlar değişmezler sadece gerçeklerin farkına varırlar.
İnsanların özü mayası iyiyse onu olumsuz olaylar, insanlar,acılar, aldatmalar değiştiremez.Bir an değişmiş olsalar bile özünü yine bulurlar. Bir kötülük yapsalarda vicdan azabı gibi benzer rahatsızlık duyarlar. İnsanın özünün hücresinin temiz ve pak olması kadar güzel bir şey yok . Bütün insanlar doğduğu an tertemiz doğarlar. İnsanın kötüleşmesi çocukluğundan, yaşadığı toplum kültüründen ,atalarından kotlanmış olarak gelir. Yazık ki insan mayası gün geçtikçe bozulmaya yüz tuttu.
Eski bir söz vardır. “İyilik et denize at balık bilmezse halik bilir” . İyiliğin makbulü karşılıksız,beklentisiz olanıdır. Ama biz insanoğlu iyilik yapınca beklentiye gireriz. İsteriz ki iyilik yaptığımız insan bize değer versin,sevsin, saygıda kusur etmesin . Bu duyguda bizde bir eksik tarafımızı gösterir . En çok ta sevilme ihtiyacımızı anlatır. Şu yirmibirinci yüz yılda bencilliğin tavan yaptığı,duygunun, hislerin yozlaşmaya başladığı çağda ne beklenir. İnsan işini bitirene kadar sana yelken açıyor. Sonra hiçbir şey olmamış gibi seni yabancılaştırıyor. Bu davranışta insanların iyilik yapmasını köreltiyor. Eskiden “bir kahvenin kırk yıl hatırı var .” diye daha iyi gözetirlermiş. Hatır gönül daha ince süzgeçten geçermiş. Sevgi ,saygı, iyilik varmış. Nerde o eski değerler.
İyi özü temiz insanlar hala var buna inanıyorum .Dünya o iyilerin sayesinde ayakta kalmaya devam ediyor diye düşünüyorum. İyi insanlar kendine yapılan veya yapılmayanların farkına varırlar , iyi olmaktan ve iyilik yapmaktanda hiç vazgeçmezler.
Biz insanoğlu en büyük kötülüğü kendimize yapıyoruz. Bunun hiç farkına varmıyoruz. Biz önce kendimize iyi davranmakla başlamalıyız. Kendine değer vermeyen, kendini sevmeyen başkasına değer verip sevebilir mi? İyimser düşünüp iyilik yapabilir mi? Maalesef hayır.
Keşke ilk okullarda böyle bir ders olsa ,bir kitap bulunsa...
Bizim zamanımızda yurtaşlık bilgisi denilen kitap ve dersimiz vardı. Şimdi zannetmiyorum yok. O zaman iyi insanlar yetişir. İyiliğin temel güzelliğin eğitimden geçtiğini düşünüyorum. İyilik ve güzellikler çoğaldıkça dünyamızda değişir.
Çocukluğumuzda genelde hepimiz büyüklerden duymuşuzdur. Bu annemiz ,babamız ,dedemiz,ninemiz veya yakınımızdaki kişilerden kodlanmada olabilir. “ Hayat iyi oynayanların hayatı” derler. Ben oyunları çocukluğumda bıraktım .Şimdi oynayacak ne halim nede yaşım müsait. Varsın çocuklarım ve çevrem saf desinler. Dürüstlüğün ,iyiliğin adı saflıksa oda bende kalsın .
Bunu yakın bir zamanda yaşadığım örnekle biraz daha açabilirim. Türkiye’ye dönüş yapan bir görümcem vardı. Burdan götürdüğü kızı orda okuyamadı . Türkçesi zayıf yaşıda sınıftakilerden büyüktü. Üç dört senesi boşa gitti. Tekrar Almanya’ya getirdi. Doğru bize geldi .O akşam iki teyzeside geldiler. Görümcem kız kardeşlerinin birine koymayı planlayarak gelmişti. Konuyu açtı iki teyzesi kabul etmedi. Git yurda koy dediler. Görümcem çaresiz kıvranıyordu. Ben olsam sizinkine bakarım dedi . Neyse fazla uzatmadan evim müsait olmadığı halde bir yatakta yere daha sererim dedim. Ve iki yıl torunuma nasılsam onada öyle davrandım. Diplomasını aldı.
“ Yenge teşekkür ederim senin sayende bu diplomayı aldım “ dedi. Ben bu sözü duyunca çok mutlu oldum. Yapılan iyilik meyvesini vermişti. Ama annesi bir yıl sonra değişti . Fesatlığa başladı. Bende fesatlığı için teşekkür ederim diye bildirdim. Ben bu yaptığımı beklentisiz yaptım . Yalnız gerçekleri daha iyi görüp farkına varıyordum. Hiç pişmanlık duymadım . O günden sonra “iyilik et denize at balık bilmezse halik bilir “ sözünü daha çok sevdim ve benimsedim. O zamandan sonra kızım çok safsın sen anne der . İyiliğin adı saflıksa kabul ediyorum . Yine olsa severek yaparım yalnız farkına vararak daha bilinçli olarak. Kendimi ve saflığımı çok seviyorum . Başka türlüsü olamam ,olamıyorumda ...
Feride
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.