- 532 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÜLKÜ TAMER.
ÜLKÜ TAMER.
Şair ve yazar (D. 1937, Gaziantep – Ö. 1 Nisan 2018, Bodrum / Muğla). İlköğrenimini memleketinde tamamladıktan sonra İstanbul’da Robert Koleji (1958) bitirdi. Gazetecilik Enstitüsündeki öğrenimini yarıda bırakarak özel tiyatrolarda aktör olarak çalıştı, çevirmenlik yaptı. 1960’lı yıllarda A Dergisi kadrosu içinde yer aldı. Daha sonra Milliyet Yayınlarında çalışırken Milliyet Çocuk, Milliyet-Sanat dergilerini, yayınevinin sahip değiştirmesinden sonra Karacan Yayınları ile 1980’lerin önde gelen dergilerinden Sanat Olayı dergisini yönetti. 1990’ların sonunda Radikal gazetesinin Cumartesi ekinde köşe yazarlığı yaptı. Çoğu edebiyat eseri olmak üzere yüzün üzerinde kitabı dilimize kazandırdı. Sinemaya da ilgisi olan Ülkü Tamer, bir süre Ankara’da film işletmeciliği yaptı.
Sanat hayatında ilk ürünü küçük yaşta yazdığı Duygular Konuşuyor (1948) adlı bir perdelik bir okul piyesi idi. İlk şiiri “Dünyanın Bir Köşesinden Lucia” Kaynak dergisinde çıktı (1954). Şiir ve çevirileri sonraki yıllarda Pazar Postası, Yelken, Yeditepe, A Dergisi, Yeni Dergi, Milliyet Sanat vd. dergilerde yer aldı. Ülkü Tamer, İkinci Yeni şairleri arasında kabul edilir. İmgeci, lirik, yer yer mizaha giden, bazen de çocuksuluğa kaçan bir dille yazdı. Özellikle son derece verimli olduğu ilk döneminde hemen her yıl bir kitap çıkarmıştır. Şiirinin çoğunu 1950’lerin sonu ile 60’larda, başka deyişle İkinci Yeni akımının sürdüğü dönemde yazdı. 1960’ların sonundan itibaren daha seyrek şiir yayımlamaya ve bu arada şiirinde çok ciddi bir yön değişikliği görülmeye başladı. Bu değişikliğin sonuçları en çok Antep Neresi’nde ortaya çıkar. Bu kitaptaki şiirlerinde daha açık seçik, i mgesel yönü daha geride ve yer yer sol ideolojik söyleme yaslanan söyleyişi ilk kitaplarının yoğun i mgeci tarzından epeyce farklıdır. Yine de kendine özgü şiirsel havayı bütün ürünlerinde sezmek mümkündür. Şiir çevrelerinde her şeye rağmen ilk kitaplarının i mgeci ve çocuksu duyarlılığı ve son derece iddiasız ve ilginç buluşlarıyla tanınmakta, şiilerri bu çerçevede okunmaktadır.
Ülkü Tamer’in sanat dünyasında şair olarak tanınmasına karşın; tiyatrodan senaryo yazarlığına, çevirmenlikten anı ve hikâye yazarlığına uzanan geniş bir ilgi alanı vardır. Anıları ve hikâyeleri yer yer kapalı, hatta anlamı örtük şiirinin arka plânını görmek açısından değerli bulunmuştur. İmgeci şiirlerinde de açık seçik şiirlerinde de kendine özgü bir dünyası vardır. Bu dünya masumiyetin, efsanelerin, özellikle de popüler kültür efsanelerinin başrolde olduğu bir dünyadır. Diğer İkinci Yeni şairlerinde olduğu gibi Ülkü Tamer’in de şiirine bu şiirin yazıldığı dönemde önde olan popüler kültür ve sanat verileri i mgesel deformasyona uğramış olarak sızmıştır. Özellikle Ezra ile Gary kitabı ve Sıragöller kitabının belirleyici şiiri “Bruegel” bunun en fazla dikkat çekmiş, en çok umursanmış örnekleri sayılabilir. Tamer’in Anadolu’da geçen çocukluğundan ve taşra hayatından ilham alarak yazdığı duyarlıklı, incelikli, yer yer metafizikleşen şiirleri ise önce şiir ortamında tanınmasını sağlamış, böylece İkinci Yeni şairlerine katılmış; bugün de hâlâ değer verilen şiirlerdir. Soğuk Otların Altında kitabındaki “Kiremit Damlı Kırmızı Ev” bu tür şiirlerinin en öne çıkanıdır diyebiliriz.
Ülkü Tamer, Edith Hamilton’dan Mitologya çevirisiyle Türk Dil Kurumu 1965 Çeviri Ödülünü, İçime Çektiğim Hava Değil Gökyüzüdür (1966) kitabıyla Yeditepe 1967 Şiir Armağanını, Alleben Öyküleri kitabıyla da 1991 Yunus Nadi Öykü Armağanını, 2004 Dünya Şiir Günü Büyük Ödülünü kazandı. Zülfü Livaneli, “Güneş Topla Benim İçin” albümünde Ülkü Tamer’in Antep Neresi kitabındaki şiirleri besteledi.
İkinci Yeni şiirin usta temsilcilerinden Ülkü Tamer, 1 Nisan 2018 akşamı Bodrum’da yaşamını yitirdi. Tamer’in cenazesi 2 Nisan 2018 günü Pazartesi Bodrum Turgut Reis Merkez Camisi’ndeki ikindi namazından sonra Gümüşlük Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Ünlü sanatçı Onur Akay, İkinci Yeni Şiir Akımı’nın önde gelen temsilcilerinden ünlü şair ve oyuncu Ülkü Tamer’in vefat ettiğini duyurdu. Twitter adresinden acı haberi veren Akay, “İkinci Yeni Şiir Akımı’nın önde gelen temsilcilerinden usta şair, çevirmen, gazeteci ve oyuncu Ülkü Tamer’i kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Keşke birisi 1 Nisan şakası dese. Nur içinde yatsın.” ifadelerini kullandı.
“Nuh’un gemisi gibiydi Ülkü Tamer’in ilk şiirleri: Kalabalık, şenlikli, her türlü i mgenin erkeğini ve dişisini barındıran, terzilerle, dülgerlerle, tilkilerle, kirpilerle, sansarlarla ve her şeyle dolu. Hayatın, ölümün ve her şeyin amatörüydü Ülkü Tamer bu şiirlerde.” (Cemal Süreya)
“İkinci Yeni’nin, çağdaş İngiliz şiirini yakından izleyen, çeviriler yapan, Batı etkilerine açık bir şairiydi. Özellikle 1960’ların ikinci yarısında yazdıklarıyla kapalı şiir anlayışının kusursuz örneklerini verdi. Toplumsal sorunlara yönelirken de şiirin düzeyini düşürmedi.” (Memet Fuat)
“İçtenlik onun en başta gelen özelliklerinden biri. Us, şiirinin en önemli öğesi. Çoğu zaman ‘zekâ’ şiiri yazıyor Ülkü Tamer. İlk okunuşta kendini kolayca teslim etmeyen şiirler bunlar. İkinci, üçüncü okunuşta insan daha bir yakın hissediyor kendini, daha iyi anlıyor.” (Anıl Meriçelli)
“Ülkü Tamer’in iyi bir şair olduğunu bütün edebiyat okurları bilir. Yazdığı şarkı sözleriyse, örneğin ‘Güneş Topla Benim İçin’, ‘Memik Oğlan’ dillerden düşmez. İlk öykü kitabı Alleben Öyküleri, 1991 Yunus Nadi Öykü Armağanını almıştır. Ülkü’nün başarısının sırrı, beni çok şaşırtmadı. O kısa tanımlamaların içine, biraz alaysılık desteğiyle, psikolojik yorumlar yerleştirmesini bilir. Bir futbol maçını anlatırken bile…”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.