- 964 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
Burhan
2006 yılında henüz 34 yaşında iken Rabbim nasip etti, Hac görevimi yapmak için Arabistana gittim. Genç yaşta Hacca gitmenin bütün güzelliklerini yaşadım.
Bir gün yatsı namazını Kabede kılıp nafile tavafımı yaptım ve kaldığım otele döndüm. Bir Neskafe yapıp içerken Türkiye’den ilim Yozgattan bir akrabam telefonla aradı. Biraz konuştuk. Sonra eveleye geveleye zorla bana amcamın oğlu Burhan’ın vefat ettiğini cenazesini o gün defin ettiklerini söyledi.
Üzüldüm. Kahroldum. İnanamadım.
Amcaoğlu Burhan 32 yaşında idi. Benden iki yaş küçüktü. Birlikte kardeş gibi büyümüştük. Dört erkek çocuğu vardı. En büyüğü 8 en küçüğü 1 yaşında idi.
O üzüntü ile tekrar Kabeye gittim. Ağlayarak tavaf yaptım. Dua ettim göz yaşlarım aka aka. Sonra bir kenara çekildim. Efkâr bastı. İçli içli ağlarken aşağıda ki şiir döküldü dudaklarımdan. Defalarca tekrarladım ağlayarak. Aslında daha da uzundu.
Sonra bu şiiri yazıya geçirdim.
Haç dönüşü zaman zaman yalnız kaldıkça kendi halimde kendi ağzıma göre bir beste oluşturup mırıldanırdım. Ama kimseye ne bu şiirimden nede ağıt şeklinde besteleyip mırıldandığımdan bahsetmedim.
Yine bir gün evde yalnız olduğum bir gün bu ağıdı sesli mırıldanırken telefonuma kaydettim.
Günün birinde de eşim telefonumdan bunu dinlemiş. Fırsatını bulunca da amcamın hanımına anlatmış. Oda bana yalvardı ki ille söyle o ağıdı dedi. Yok falan desemde günlerce yalvarınca dayanamadım söyledim. Ama daha ilk kıtayı söyleyince sanki cenaze o an kalkmış gibi ağladı. Arkasını ne ben söyledim. Nede o dinledi.
15 yıldır kimseye duyurmadan kendi halimce ıssız kaldıkça mırıldanır ağlarım.
Kimseyle paylaşmadım. Paylaşmaya da hiç niyetim yoktu.
Ama ölümlü dünya. Eğer ölüm bana da gelirse ansızın benimle vu şiirde ölmesin diye burda paylaşıyorum.
Belki benim belkide Burhan’ın çocuklarından biri bulur bu sitede.
Burhan
Tüm dostların yakın etti ırağı
Suyun vermez oldu köyün ırmağı
Kimlere bıraktın Ahmet Burağı
Ahmet’ in ağlıyor duysana Burhan
Burağın ağlıyor gelsene Burhan
Eksik olmaz yüce dağın dumanı
Erken değil miydi ölüm zamanı
Gözü yaşlı koydun can Batuhanı
Batuhan ağlıyor duysana Burhan
Can oğlun ağlıyor gelsene Burhan
Gördün mü orada ebe dedeyi
Ağlıyor arkandan ah deyi deyi
Sen öksüz bıraktın oğlun Mete’yi
Metehan ağlıyor duysana Burhan
Can Mete ağlıyor gelsene Burhan
Gidenler gidiyor gelmiyor geri
Ağlayıp tükendi gözünün feri
Boynu bükük koydun küçük Bediri
Bedirhan ağlıyor duysana Burhan
Can yavrun ağlıyor gelsene Burhan
Tabutun üstüne yaşı döküldü
Hıçkırdıkça ciğer-leri söküldü
Yiğit kardeşinin beli büküldü
Kardeşin ağlıyor duysana Burhan
Hakanın ağlıyor gelsene Burhan
Arkanda feryatlar dayanmaz ki can
Kader böyle imiş Haktandır ferman
Gayri iflah olmaz Nurhanla Reyhan
Bacılar ağlıyor duysana Burhan
Canların ağlıyor gelsene Burhan
Kaderin böyleymiş tez geldi ecel
Dayanmıyor yürek dönde geri gel
Ateş düştü gönle ağlıyor Aysel
Kadının ağlıyor duysana Burhan
Cananın ağlıyor gelsene Burhan
Kırıldı kolları tutmuyor eli
Ağlamaya bile dönmüyor dili
Baban Fevzi’nin de kırıldı beli
Can baban ağlıyor duysana Burhan
Dağ baban ağlıyor gelsene Burhan
Ömür böyle bitti herşey bahane
Arkanda koyduğun yuvan virane
Annen Keklik oldu deli divane
Can anan ağlıyor duysana Burhan
Gül anan ağlıyor gelsene Burhan
Evinin önünde derin bir kuyu
Kurumuş gözleri akmıyor suyu
Sen nasıl bıraktın şu dört yavruyu
Yavrular ağlıyor duysana Burhan
Kuzular ağlıyor gelsene Burhan
Hayalin karşımda bana bakıyor
Gözlerimden kanlı yaşlar akıyor
Emmin oğlu Erhan ağıt yakıyor
Erhanım ağlıyor duysana Burhan
Kardeşin ağlıyor duysana Burhan
YORUMLAR
Dünya ya kalmak için değil dönmek için gelmişiz
ne yaparsın er yada geç gideceğiz bir gün belki yarın belki yarındanda yakın
ancak bıraktığı güzelliklerle yaşar insan
Allah rahmet eylesin değerli hemşerim
mekanı cennet olsun
sizlerede Allah sağlıklı sıhhatli uzun ömürler versin