Takılıp gidiyoruz işte
Kahramanımız, biraz önce salondaki koltuğa oturdu. Elinde eskice bir kitap vardı. Kendisi çok fazla meşguliyeti olduğundan olsa gerek bir hafta önceden buluşmamızı kararlaştırmamıza rağmen ancak teşrif ettiler.
-Nasılsınız.? Bay ya da bayan kahraman?
-Teşekkür ederim. İyiyiz... Arkadaşlarla hep birlikte takılıp, gidiyoruz.
-Buralara pek uğramazdınız. Beni de okur olarak pek severmişsiniz.
-Nasıl sevmeyeyim. Sizden iyi okur mu olur.!
Kahramanımız; uzak bir ülkeden geliyordu. At arabasıyla,olamayacağına göre uçakla gelmesi daha iyi olur." Benim kahramanım, çağına göre ulaşım araçlarını kullanıyor. Uzun boylu mu desem?, ya da tıknaz sevimli yüzlü mü bilemedim, şimdi...Deneme tarzı olacaksa, en azından kahramanımın bir fiziki özelliği olsun. Öyle değil mi?, evet buldum. Kalem tutan parmakları,kalın ve boğumlu...Kalem aşığı, bir yazardan beklenen de bu olsa gerek ve nerde kalmıştık. Salonda oturuyorduk öyle ya. Kahramanımızın, sıkıntısı vardı. Neymiş efendim, çok sık gelmiyormuşum, kitaplarına... Epeyce alınmış ve bizi unuttun diyor da başka birşey demiyor. Unutur muyum hiç!. Sizin edebiyattan biraz sıkıldım. Yoksa; o kapıdan, başımı uzatmazsam, rahat edemem ki!,nasıl gönlünü alsam, bilemedim. Yarına gün verdim. Mutlaka; klasiklerden birini kapıp, geliyorum, diyerekten, başımdan salıverdim.
YORUMLAR
UÇUK
Dostoyevski'nin Suç ve Cezadaki baş kişisi Raskolnikovla rol değişimi gibi bir durum var...
Sorular da sizde yanıtları da...
Kısa ve nükteli...
Çok saygımla.