- 407 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Araştırmacı Yazar Yalkın Tuncay ile Kuantum üzerine...
ARAŞTIRMACI YAZAR YALKIN TUNCAY : “ Kuantum, Batının dayatması olan ’sen değerlisin ve önceliklisin’ fikrinin, gerçekte ’sen başta kendini düzeltmelisin, başkalarını suçlama, önce kendini sorgula, geliştir... ve doğru ol’ mesajı olduğunun ayırdına varabilir”
Yalkın Tuncay, “öğrenmenin ve ilerlemenin yaşı, sınırı yok” diyerek; okuyan, öğrenen, sürekli kendini geliştiren ve yazdığı kitaplar ile insanları aydınlatan bir araştırmacı. Bugüne kadar çıkardığı kitaplar konusunda kendisiyle bir şöyleşi yaptık.
Turan Yalçın: Bugüne kadar çıkardığınız kitaplar ve konuları nelerdir?
Yalkın Tuncay: Astroloji Mucizesi ve İslam (1999) Kökleri Hz. İdris’e dayanan yıldız ilminin, Kuran, hadis ve tasavvuf ehlinin görüşleri doğrultusunda incelendiği bir kitap çalışması olup, dönemin bu tarzda yazılan kapsamlı ilk kitaplarından biridir.
Kuantsal Birlik Bilinci ve İlahi Aşk (2005). Tasavvuftaki vahdet görüşünü, günümüz kuantum bilgeliği dahilinde kuantum birlik bilinci diyebileceğimiz esaslara göre izah etme gayretinde bir çalışma idi. İkinci bölümde ise İlahi Aşk persfektifinde Muhyiddin İbn Arabi Hz. vasıtasıyla ilk bölümündeki konuların açılımı ve çözümünü içermektedir.
Kuantum Tasavvuf (2015). Farklı algıladığımız teknik terminolojilerin Kuran ve hadis temelinde tek bir esasa, Bir’liğe işaret ettiğini vurgulayan bir çalışma idi.
Allah’a Dost Olmak (2016). Ehli sünnet vel-cemaat çizgisinde hazırladığım çalışma. Müslüman nedir sorusuyla başlayıp, hizmet ehli olmanın, kötülükten sakındırıp iyiliği emretmenin çabası içinde mümine yakışan bir dava adamı hüviyeti sunuyor inananlara. Bir baş ucu kitabı niteliğinde. Şeriat- Tarikat düzleminde ele alınan bu kitabımız, hakikat-marifet düzlemindeki Kuantum Tasavvuf kitabımızı tamamlayıcı mahiyettedir.
Soru: Kuantum konusunda çalışıyorsunuz. Kuantum nedir kısaca anlatır mısınız?
Yalkın Tuncay: Günümüz biliminin ulaştığı pek çok açıklama ve detay mevcut. Aynı zamanda kuantum ile ilgili çalışmalar zannettiğimizin ötesinde çok uzun yıllar geriye gidiyor. Aslında tasavvufi terminolojide yer alan pek çok ifade kuantum fiziği içinde yer alan pek çok anlatımda yerini daha sağlıklı buluyor, daha doğrusu daha iyi bir şekilde yerli yerine oturuyor. Bu noktada tasavvufi terim ve terminolojiyi, kuantum, holografik yapı gibi tanımlamaları öğrenince daha farklı bir gözle (çok boyutlu ancak gerçeğe daha yakın bir anlayışla) tanımlama ve anlama mümkün olabiliyor. Kuantumun temelinde vahdet görüşü hakimdir. Çünkü tüm yapıların görünen ve görünmeyen tüm yapı ve birimlerin ortak olduğunu, bire bir ve zamandan münezzeh olarak bağlantı halinde olduğunu ifade eder. Tüm sistemler birbiriyle an ve an iletişim halindedir. Ve ilginç olan ise varlık ve yokluk ifadesinin çokluk boyutunda anlam kazandığını bize ispatlar. Çünkü gözlemcinin olmadığı bir ortamda gözlemlenen yok hükmündedir. Varlığa sebep; çokluk ve ikiliktir. Kuantsal boyutta her şey mümkündür. Sonsuz olasılıklar denizinde, dokunduğunuz seçeneğin sonuçları otomatik olarak oluşur, varlık kazanır. Tümde olan bilgiler, parçada; parçadaki özellikler ise tüme aittir. Bu noktada tüm kainat, tüm evren ve hatta bizler merkez konumunda oluveririz. Bunları algılamak ve sindirmek elbet kolay değil, ancak algılarımızı bu doğrultuda oluşturmak mecburiyetinin olduğuna inanıyorum.
Soru: Kuantumun gerçek manada toplum tarafından anlaşılması hangi sorunlara çözüm olur?
Yalkın Tuncay: Toplumsal barışı sağlar. Münafıklık dediğimiz çağımızın en büyük hastalığına çözüm olabilir. Bireysellikten toplumsal algıya geçişi kolaylaştırır. Hatta kendini düzeltmenin topluma en büyük katkıyı sağlayacağı fikrini de olgunlaştırır ve bu konuda gayretli olur.
Soru: Kuantumu anlayan insan ile anlamayan insan arasında farklar sizce nedir?
Yalkın Tuncay: Batının dayatması olan ’sen değerlisin ve önceliklisin’ fikrinin, gerçekte ’sen başta kendini düzeltmelisin, başkalarını suçlama, önce kendini sorgula, geliştir... ve doğru ol’ mesajı olduğunun ayırdına varabilir. Yani; önce ben diyen bir toplumdan, önce sen diyen bir topluma geçiş. Aslında maddeci anlayışın yerine ’insani ve kurani bir yaklaşım’ arasındaki fark diyebiliriz özetle.
Soru: Kuantum Tasavvuf Kitabınız en ilgi çeken kitabınız. Kitabınızın bu kadar ilgi çekmesinin sebebi nedir?
Yalkın Tuncay: İnsanlar sosyal paylaşım ağları aracılığıyla her türlü bilgiye doğru yanlış demeden ulaşabiliyor. Kişiler ya tamamen bilimsel verilere göre hareket edip değerlendirme yapıyor, ya da bir kısmı işin sadece felsefesinde kalıyor. Amacım bazı tasavvufi konulara farklı bir yaklaşım getirebilmekti. İşin aslı; tayyi mekan, rabıta ve benzeri pek çok konunun günümüzde kuantum teorileri ve atom altı boyutla da izahlarının mümkün olabileceğini izahat idi. Yani kuantumu en iyi evliyaların bildiği gerçeğini bir ölçüde yansıtabilmekti.
Soru: Kuantumun gerçek manada toplum tarafından anlaşılması hangi sorunlara çözüm olur?
Yalkın Tuncay: Toplumsal barışı sağlar. Münafıklık dediğimiz çağımızın en büyük hastalığına çözüm olabilir. Bireysellikten toplumsal algıya geçişi kolaylaştırır. Hatta kendini düzeltmenin topluma en büyük katkıyı sağlayacağı fikrini de olgunlaştırır ve bu konuda gayretli olur.
Soru: Yakın zamanda “ Bütüncül Şifa” adında kitap çıkardınız. Nedir Bütüncül Şifa? Bu kitapta neyi anlattınız?
Yalkın Tuncay: İnsan bütünsel bir yapıya sahip, ruhuyla, zihin yapısıyla ve bedeniyle farklı boyutları bir arada taşıyan eşsiz bir yapı. Bu üçlü sistemde her birinin ihmal edilmeden dengeli bir şekilde birbirini desteklemesi gerekiyor. Hepsinden önemlisi fıtrata yani doğasına uygun bir yaşam sürmesi, beslenme tarzı geliştirmesi gerekiyor. Kitapta bu iki konu çerçevesinde 5 bölümde konuyu inceledik.
Birinci bölümde holistik (bütüncül) farkındalık konusunu anlatmaya çalıştım. Aslında bu bölüm aynı zamanda bir önceki KUANTUM TASAVVUF kitabımı şifa alanına bağlayan bir köprü mahiyetindeydi. Şöyle ki insanı ve kainat sistemini anlamadan sağlık tek başına bir şey ifade etmeyecekti. Kainattaki insan olarak yerimizi anlamadan, birlik bilinç ve şuurunu idrak etmeden; bireysel bir şifa ve sağlık anlayışına geçiş yapamayacağımızı anlatmaktadır. İkinci bölümde ise, bütünsel terapi ve şifa başlığı altında ruh, zihin ve beden ilişkisi anlatılarak, farklı şifalanma ve tedavi süreçleri ana hatlarıyla anlatmaya çalıştık. Üçüncü bölümde; enerjimizi yükseltmek için kişisel olarak yardım almadan yapacağımız pratik uygulama ve bilgilere yer verildi. Dördüncü bölümde ise bütünsel beslenme , helal, haram ve fıtrat odaklı bir yaşam tarzının ipuçları vermeye çalıştık. Beşinci bölümde ise bio terör ve epifiz bezi hakkında oldukça detaylı bilgilendirmeler yapıldı. Üçüncü gözümüzü nasıl açık tutabileceğimiz ve bu bezin kireçlenmemesi için neler yapmamız gerektiği detayları ile anlatıldı.
Soru: İnsanın iyileşmesi kendi içindemi çoğu zaman?
Yalkın Tuncay: İnsanın bütüncül bir yapıya sahip olduğunu belirtmiştim, bu noktada bu üçlü (ruh-zihin ve beden) dengesini kurmak öncelikle bireyin kendi sorumluluğundadır. Yani kendine emanet verilen bedeni, zihin gücüyle ve ruhunu tekamül ettirmek suretiyle beslemek ve desteklemek zorundadır. Dışsal yardım bu sorumluluğun ve görevin hakkıyla yerine getirilememesi sonucu oluşmaktadır çoğu kez. Koruyucu hekimlik, düşünce tarzı, olaylara yaklaşım şekli, sağlıklı bir beslenme ve yaşam tarzı bu kapsamdadır.
Soru: Bütüncül Şifa Kitabınızı genelde kimler okumalı?
Yalkın Tuncay: Kitabımı herkes okuyabilir. Bireyler kendilerini şifalandırma bilincini edindiği gibi başkalarına da bu bilinci aşılayabilir ve yol gösterici olabilir. Diğer bir ifade ile hepimiz birer şifacıyız. Bunu hem kendimiz, hem çevremiz için uygulayabilir ve uygulatabiliriz. Şifanın suya aktarılması, beden üzerinde belli noktalara yapılacak hafif vuruş çalışmaları, nefes teknikleri bunlardan bir kaçı olarak sayılabilir.
Soru: Sizce bir insanın kitapta okuduklarını uygulayarak şifalanması mümkün mü?
Yalkın Tuncay: Elbette mümkün. Çünkü pek çok rahatsızlığın sebebi düşünce sistemimiz ve hayata bakış açımızla yakından ilgili. Kitabımızla hayata ve kendimize bakış açımızı yeniden düzenlemeyi hedefledik. Holistik farkındalık dediğimiz bakış açısını oluşturmaya çalıştık.
Soru: Bu konular sadece kitap okuyarak uygulamakla da çözülebilir mi?
Yalkın Tuncay: Kitaplar sadece uyarıcı faktörlerdir. Önemli olan amellerdir, tatbikattır. Yani hayata geçirebildiklerimiz ve çıkarabildiğimiz derslerdir alabildiğimiz, öğrendiklerimiz. Eşimizle, çocuklarımızla, patronumuz ve çalışanlarımızla ilişkilerimizde öğrendiklerimizin ne kadarını hayatımıza geçirebiliyoruz. Sinirlilik, nefret gibi duyguları hangi alanda ve nasıl kanalize ediyoruz, bu ve benzeri soruları tüm öğrendiklerimiz dahilinde nasıl yaşıyor ve uyguluyoruz bunları iyi tahlil etmek gerek.
Soru: Yazdığınız kitapları okuyan insanlar sizce neler kazanırlar?
Yalkın Tuncay: Okuyucunun daha geniş bir vizyondan bakışını sağlamak şeklinde özetleyebiliriz. Belki de gereksiz olarak gördükleri pek çok dini uygulamanın aslında insana ne kadar büyük değerler kattığını anlayacaklardır. Düşünün ki herşey birebir iletişim halinde. Bu bilgiyi alan bir insan nasıl dedikodu edebilir, nasıl kötülük düşünebilir, ya da nasıl başkasına zarar verebilir? Bütünlük algısına sahip olan biri düşüncelerinden bile sorumluluk duymaya başlarsa işte tasavvufi yapının ilk basamağında ilerlemeye başlamış olur. Sizin söylediğiniz bir sözün, başkası hakkındaki düşünce ve fikirlerinizin tüm kainat üzerindeki etkisini gördüğünüzde islami yaşantıdaki kuran emir ve hadis önerilerinin hakiki manasını daha iyi kavrama imkanına da kavuşursunuz.
Soru: Bunca kitap yazmanıza ve deneyiminize rağmen kurslara devam edıyorsunuz. Öğrenmek sınırsız mı sizce?
Yalkın Tuncay: Bu zamana kadar kişisel gelişim adı altındaki sayısız eğitim aldım, çok değerli insanların rehberliğini aldım. İlim Allah’a aittir ve sonsuzdur. Bu nedenle öğrenmek de sonsuzdur. Yüce Allah bilenle bilmeyeni bir tutmadığını açıkça beyan ediyor. ’’De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunu düşünüp anlar.” (Zümer/9)
Okumak, akletmek Kuran’ın ilk hükmü. Tüm kitaplar ancak Kuran’ı daha iyi anlayabilmemiz için okunmalı. İlim Allah’ındır, bu nedenle ilmi de Allah’tan istemek gerekiyor. Bunun tek yolu ise samimiyetle talepte bulunmaktır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.