- 409 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Babam ve Biz
Nasıl birisi babam,
Ne tür bir kişilik,
Katı kurallı mı,
Aşırı ölçülü mü,
Espirili,
Nüktedan mı?
Suskun mu,
Sohbetkar,
Konuşkan mı.
Sert mizaçlı mı,
Tam aksine yumuşak tabiatlı mı,
Neden hoşlanır,
Neleri sever,
Dostluğu arkadaşlığı nasıl,
Eşliği, aile büyüklüğü nasıl?
Biraz yazmak istedim,
Anmak hatırlamak istedim.
Farklı yönlerini ortaya koymak istedim muhteremin.
…………………………….
Kısa bir ömür sürdü babam ama hakkıyla da yaşadı.
Yaşamdan kasıt istediği gib olması.
Tabiatına uygun şekilde ilerlemesi.
İnmesi çıkması.
Ara ara yalpalaması.
Tekrar çizgiyi yakalaması.
Orta yola yönelmesi.
.......................................
Yoksa zor bir yaşam sürdü.
Düştü kalktı.
El işçiliği yaptı.
İş kurdu.
İşten işe atladı.
Battı çıktı.
Aza kanaat etti.
Kısa bir ömre çok şey sığdırdı.
………………………………..
Bir gurbetçiydi babam.
Alamanya’da.
Belçika’da ise,
Madenciydi yüzlerce metre yerin altında Brüksel’de.
Sonrasında vinç operatörüydü Frankfurt Langen, Hessen’de.
Öncesinde ise çiftçiydi.
Küçük çaplı bir besiciydi.
…………………………….
Yıl atmış beşte gitmiş Belçika’ya.
Dayanamamış dönmüş.
Maden onu çok yormuş.
Sağ salim geldiğine şükretmiş.
Topu topu yirmi ay kalabilmiş.
…………………………….
Gurbetin tadını aldı ya.
Yazıldı bu kez Alamanya’ya.
Gitti yıl yetmiş bir.
Döndüğünde yetmiş altı.
…………………………....
Vefat seksen beş.
Doğumsa otuz sekiz.
Ömür toplamda kırk yedi yıl.
……………………………
Kesin dönüşle ölüm arasındaki süre dokuz yıl.
Kısa mı kısa.
Fakat neler olmuyor ki.
Neler yaşanmıyor ki bu sürede.
……………………………
Ticaretten anlamaz.
Senet sepet nedir bilmez.
Kredi kullanmaz.
İşi ekip dikmek.
Olgunlaştığında biçmek.
Hasat etmek, hasılatı kaldırmak.
Yetinmiyor bununla fırsatı bulunca atıyor kendini Avrupa’ya.
Orada da uzun kalamıyor.
Fazla bir şey edinemiyor.
Az bir birikimle dönüyor.
Biraz arazi ediniyor.
Ev ocak yapıyor.
Dükkan açıyor.
Ticareti deniyor.
……………………………
Dönüş sonrası toplam ömür dokuz yıl ya.
Neler yaşanmıyor ki,
Ne işlere girip çıkılmıyor ki.
İlki unculuk.
Sonrası zahirecilik yani hububatçılık.
Arkasından yemcilik.
Ara ara taşımacılık.
Nakliyecilik.
Bu arada çiftçilik besicilik.
İşi genişlettiğinde bakliyatçılık.
Sayabilirim daha.
Marketçilik.
Biraz gerileyince işler,
Nihai noktası mini marketçilik.
Atlamışım bir ara taksicilikik.
İsteyip gerçekleştiremediği şey ise biçerdöğercilik.
Kazara bulaştırılmak istendiği iş ise dolmuşçuluk, otobüsçülük.
Tekrar deneyip başaramadığı turist olarak yurt dışına çıkış.
Gitmiş ama dönmek zorunda kalmış. Uzun süre kalmasına izin verilmemiş.
Bir başka yönü çoğu kişinin cesaret edemediği şeyi becermesiydi. İki ülkede yaşadı dil aşinalığı oldu ya. Okuyup yazamasa da anlayıp konuşabiliyordu.
Özgüvenle memlekete gelen turistlere rehberlik edebiliyordu.
……………………………
Gerginliğini hiç hatırlamam.
Kızgınlığını,
Öfkeliliğini,
Somurtkanlığını,
Suskunluğunu,
Surat yapmasını,
Sırtını dönmesini,
Şiddet kullanmasını,
Azarlamasını,
Paylamasını,
Dışlamasını,
Çocukla çocuk,
Büyükle büyüktü.
……………………………
Hep tebessüm ve güler yüzdü babamda olan.
Konuşkandı.
Sohbetkardı.
Üretkendi.
Boş bulduğu bir yere ağaç dikendi.
Emek verip büyütendi.
Çocuğu gibi sevendi.
Öfkesini kontrol edendi.
Hissettirmeyendi.
Gizleyip içine atandı.
Sonrasında zararını görendi.
…………………………..
Hayata hep olumlu baktı.
Bardağın dolu tarafını gördü.
Hiç yakınmadı sızlanmadı.
Niçin bu böyle demedi.
Sabretti şükretti.
………………………….
Mutlu olmasını bildi.
Yaşamdan tat lezzet aldı.
Kısa ama güzel yaşadı.
İyi intibalar bıraktı.
İyi hatırlandı.
Hep iyi anıldı.
Hayata farklı bakanlar dolu dolu yaşayanlardır. Zorluğu da kolaylığı da görenlerdir. Durumundan yakınmayanlardır. Güçlüğün üstesinden gelenlerdir. Sorunu sıkıntıyı büyütmeyenlerdir. Kendilerince bir çözüm bulanlardır. Aileyi ayakta tutabilenlerdir. Hayata sarılabilen, geleceğe umutla bakabilenlerdir. Babam tam da bu söylenenlere uyanlardandı. Hayatı ciddiye almayan, kendisiyle dalga geçebilendi.
Babaannem anlatırdı. İki kez ölümden döndü ama üçüncüsünde azraile yenildi diye. Henüz dördündeyken ırmağa düştü nasıl kurtuldu bilemiyorum derdi. Tesadüfen kıyıdaki bir dala tutunmuş. İkincisi yağmur yağıyor, gök gürlüyor, şimşek çakıyor, sel geliyor yine umudu kestik bekle bekle yok gece geçti şafak söktü tüm umutlarımız suya düştü derken çıkageldi nasıl oldu anlamadık diyor. Aslında bir üçüncüsü var ve biz o zaman genciz. Kan kaybından gidiyordu ama döndü tekrar hayata. Sonuncusu ise sarılık eşliğinde kan kaybı ki beklenen son. Kaybettik. Ebediyete uğurladık.
..............................................................
Geniş bir ailesi vardı babamın. Biz yedi evlattık. Dedem ve babaannem de bizlerleydi ki sofraya on bir kişi otururduk. Bereketliydi soframız, iki ya da üç de misafirimiz kaşık sallardı karavanaya.
.........................................................
Evin emektarı annemdi ve hiç yakınmazdı bundan. Kolay değil bu geniş aileye pişireceksin taşıracaksın, yedirip içireceksin. Üstelik ev işi, bulaşığı, çamaşırı, haftada bir yapılan açık ekmeği. Hiç sorun sıkıntı çıkardıģını hatırlamam annemin. Babamın en büyük şansıydı annem. Ciddi destekçisiydi. Moral ve motivasyonuydu. İyi eşlerdi. Anlaşırlardı. Aynı dili konuşurlardı. Çoğu İmrenirdi. Örnek alırdı. Annem hala dua ediyor, inşallah ahirette de beraber oluruz diyor ve böylelikle teselli buluyor.
..............................................................
Babamla geçirdiğimiz günler güzeldi. Arkadaş gibiydi bizimle. Her meseleyi konuşabilirdik. Her sorunumuzu aktarabilirdik. Memnunduk, mutluyduk, hoşnuttuk. Nur içerisinde yatsın. Güzellikler içerisinde yatsın.
Kemal SEYFİ
19.02.2021
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.