- 376 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şimdi Üzerine
Şimdi Üzerine
Zamanı, mekanın doğurduğu yani maddenin yan ürünü olduğunu, zaman okunun düzenden, düzensizliğe (entropi) akışından anlamak mümkün!
Maddenin var olduğu gözlendiğinde, zaman başlıyor! Gözlem olmadığında, "Zaman" da mekan yani madde de yok hükmünde! Zamanı da mekanı da gözlem açığa çıkarıyor! Kuantum fizikte bilinen en küçük parçanın hareketi, hatta gözlendiği yerde var olması, zaman ve mekanı başlatıyor! Gözlem, şimdiyi ifade ediyor!
Şimdi, "An" olarak düşünülebilir! Geçmiş ve gelecek aslen hazırda değil, gözleme göreceli. Zamanın izafi olması, mekanın izafi olmasına bağlı. Anda- şimdi yapılan gözlemle açığa çıkan, bir geçmiş ve gelecek kabul edilir! Zaman, mekandan bağımsız bir "Şey" olarak kabul edildiğinde, zamana dair beklentiler oluşur! Bu, mekana dair beklentiyi de doğuracaktır!
Konu çok önemli, bu nedenle kısa ve toplu tutacağım. Zamanı ve mekanı, asıl olarak alınca, zaman ve mekana dair beklentilerin olmaması zaten imkansız! Önceki yazılarımda boyutlardan fazlasıyla bahsettim, burada çok kısa değinmek zorunda kalıyorum. Boyutsuz olanı, hiç olarak düşünüyorum; asıl kaynak. 1. Boyutu, tercih. 2. Boyutu, tasarı ve 3. Boyutu, madde olarak düşünüyorum. Zamanı, maddenin bir yan ürünü olarak gözlediğimde, zamanın madde boyutunun unsuru olarak göreceli olması, eğreti- geçici olması yani sabit olmaması gerekiyor! Maddenin eğreti olmasından kasıt, göreceli olması, gözlemle açığa çıkması! Bu gözlem, bildik "Görmek" değil, "Bakmak" yani maddeyi oluşturan unsurların etkileşimi. Bu etkileşim, elektronların çekirdek etrafında dönmesi gibi düşünülebilir. Bu "Gözlem" oluyor.
Şimdi esas konuya girebilirim. Zamanı esas alınca, maddeden doğan zamanın, geçmiş ve gelecekte var olduğu kabul edilir! Bu, şimdiyi pas geçmeye neden olur! Geçmiş, esas kabul edildiği için geçmiş kabuller üzerinden, geleceğin belirlenmesi yani gözlenmesi gibi bir sınırlama olacak! Aynı mantıkla gelecek esas kabul edildiğinde, geleceğe dair beklentiler, şimdiyi etkileyecek! "Şimdi", hiç yaşanmadan geçmiş ve geleceğin dejavuları ile bir sarmala girilebilir! Geleceğe dair beklentilerin cazibesine kapılmak veya geçmişin ihtişamına kapılmak mümkün. Geçmişin pişmanlıkları ve geleceğin endişesi de şimdiyi etkiliyor!
Eskiden bir posta hizmeti vardı; "Geleceğe mektup- geçmişten mektup", geleceğe yazılan mektubu posta idaresi, mesela 20 yıl sonra muhatabına ulaştırıyordu! Muhatap hayatta ise veya adres değişikliğinden dolayı kayıp değil ise mektup ulaştırılıyordu! İçeriğin 20 yıl sonra bir anlamı kalmayabilir! Mesela, "Seni seviyorum!" yazmış birisi okul arkadaşına; okul arkadaşı, önceki sevimli halini çoktan kaybetmiş, hatta bu halk arasında duyulur ise sorun bile çıkarabilir! Ya da benzer durumlar! Geleceğe mektup yazmanın şimdiye hiçbir faydasının olmadığı açık! Geçmişten mektup almanın da şimdiye bir faydasının olmayacağı düşünülebilir! "Ya şimdi söyle, ya da sus!" klişesini bilirsiniz! Şimdi söylenmeyenin önce veya sonra söylenmiş olmasının faydasının olmadığı, "Şimdi" söylenebilir.
Geçmişe atılmamak veya geleceğe postalanmamak için "Şimdi", şimdi önemli!
Son tahlilde; geçmişin tekrarlanması, geleceğin planlanması, şimdiyi pas geçmeye sebep olabilir. Şimdinin sınırsız potansiyelinde neler saklı, asla bilinemeyebilir! Şimdi, popüler bir kavram değil. Çok önemli hatta geçmiş ve geleceği açığa çıkaran, potansiyel! Geçmişin tekrarı ve geleceğin kurgulanmasıyla fazlasıyla meşgul olan bir zihin, şimdiyi ve şimdideki sınırsız potansiyeli pas geçmiş olabilir!
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.