- 431 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÜÇ AYLAR VE REGAİB
REGAİB KANDİLİMİZ AFFA VESİLE OLSUN,
TÜM MÜ’MİNLER RAHMETLE, LÜTUF, İHSANLA DOLSUN.
Bütün kâinatı yoktan var eden ve en şerefli varlık olarak yarattığı insanı yeryüzüne imtihan için gönderen Hz. Allah, kullarını günahlardan arındırmak ve tertemiz yapmak için bazı günleri, geceleri ve ayları bir imkân ve fırsat olarak bizlere bahşetmiştir.
Temizlenmemiz, arınmamız ve günah yükünden kurtulmamız için bize bahşedilen bu faziletli ve ayrıcalıklı günler arasında Cuma, aylar arasında Recep, Şaban, Ramazan ile Bayram gün ve geceleri ilk sırayı almaktadır.
Biz mü’minlere yaraşan; tüm mübarek gün ve geceleri, günahlardan kurtulmak ve Rabbimizin huzuruna yüzümüz ak bir şekilde varabilmek için kaçırılmaz bir fırsat olarak görüp en güzel şekilde değerlendirmektir.
Faziletli, bereketli ve ulvî aylardan olan Recep, Şaban, Ramazan’ı içine alan üç aylara girmiş bulunuyoruz. Bu gece de Regâib kandilini idrak edeceğiz.
İçinde bulunduğumuz Recep, kendisinden sonra gelecek olan Şaban ve Ramazan aylarının da müjdecisidir. Bu gece kutlayacağımız Regâib ise, üç ayların içindeki birbirinden bereketli ve Rahmet pınarlarının coştuğu Miraç, Berat ve Kadir gecelerini müjdeleyen mübarek bir gecedir.
Efendimiz; üç ayların fazileti ve bu aylar içindeki bazı günlerin önemini şu sözleri ile ortaya koymuştur:
“Şu beş gecede yapılan duâ geri çevrilmez. Regâib gecesi, Şaban’ın 15. gecesi, Cuma gecesi, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı geceleri.”
“Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Receb’in hepsini tutmuş gibi sevap verilir.”
“Recep ayı Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan’da ümmetimin ayıdır.”
“Receb’in ilk cuma gecesini (Regaib gecesi) ihya edene, Allahü teâlâ, kabir azabı yapmaz. Duâlarını kabul eder.”
“Allahım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.”
Allah Rasûlü’nün, üç aylar geldiği zaman ibadetlerini ve dualarını arttırdığı bilinmektedir. Efendimiz Ramazan’dan sonra en fazla Recep ve Şaban aylarında oruç tutmuştur.
Onun için bu aylarda oruç tutmanın ve ibadetleri arttırmanın çok büyük, muazzam, muhteşem, rakamlarla ifade edilemez ve derecesi dile getirilemez şekilde kat kat ecir ve sevapları vardır.
Recep ayının ilk Perşembeyi Cumaya bağlayan gecesi olan Regâib, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek, ona rağbet etmek, onu talep etmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek gibi anlamlara gelir.
Bu gecede yapacağımız ibadetler ve dökeceğimiz gözyaşları ile elbette Allah’ın yardımını ve rahmetini isteyecek, mağfiretini talep edecek, affını elde etmek için gayret gösterecek, Rabbimizin rızasını arzulayacak, azabından kurtulmamız ve ebedi mutluluğa erebilmemiz için büyük bir arzu ve iştiyak içinde olacağız.
Hadis-i Şerif’te geçtiği üzere, Regâib gecesi ile Cuma gecesi tek başlarına zaten kıymetli, faziletli ve duaların geri çevrilmeyeceği gecelerdendir. Bu iki değerli gecenin bir araya geldiği zaman ki ulviyetini değil ölçmek ve ifade etmek, hayallere sığdırmak bile mümkün değildir. İşte, yüceliğini ifade etmekten bile aciz kaldığımız bu gece bizlere bir fırsat olarak sunulmuştur.
Bu aylar, bu gün ve geceler, Allah’ın rahmetinin cûşa gelip coştuğu ve sağanak sağanak üzerimize yağdığı, mağfiretin gürül gürül döküldüğü, bereketin pınarlar gibi fışkırdığı, ecir ve sevabın şarıl şarıl biz kullara aktığı anlardır.
Bu rahmet pınarından, bu mağfiret esintisinden, mahsulün bol bol toplanacağı bu hasat mevsimlerinden istifade edilmez mi?
Yaratıcımıza sonsuz şükürler olsun ki; böylesine ulvî, yüce, ulu, mübarek, faziletli, kıymetli, bereketli rahmet aylarına, çok değerli gün ve gecelere bir kere daha bizleri kavuşturdu. Biz aciz ve günahkâr kullarına, böylesine büyük bir imkânı ve fırsatı bir kere daha vermiş oldu.
İşlediğimiz günahlardan arınmanın, yaptığımız hata ve kusurlardan rücu etmenin, verdiğimiz sözlerimizi yerine getirmenin, üzerimize aldığımız kul haklarından kurtulmanın ve helâlleşmenin, ahde vefamızı kontrol etmenin, emanetlerimizi yerli yerine ulaştırmanın, muhasebe yapmamızın, yaşantımızı gözden geçirmenin, davranışlarımıza ince ayar yapmanın, vicdanen, kalben ve gönülden rahata ermek için çaba göstermemizin fırsatını vermektedir bize Rabbimiz…
Bu fırsat ele geçmişken kaçırmak, akıllı ve firasetli bir mü’mine yakışır mı?
Biz, bize ait olanı, kula, kulluğa yakışanı yapar, yerine getirirsek, Yüce Rabbimiz de kendisine ait olanı, kendisine yaraşanı, zatına lâyık olanı mutlaka yapacaktır.
Üç aylarınızı ve Regâib gecenizi tebrik ediyor, rahmete erenlerden olmamızı niyaz ediyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.