- 640 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
AYNA
AYNA
Başımızı yastığımıza her koyduğumuzda bir *iç hesap* başlamalı beyin-yürek-vicdan arası....
İçimizdeki kendi aynamıza bakmalı, akıl-us eleğinde elemeliyiz gün içi yaşadıklarımız ve yaşattıklarımızı....
İşte o an beynimizdeki ve ruhumuzdaki bulanık suların aheste aheste durulduğunu hissedeceğiz...
Sap samandan ayrılacak, haklı veya haksızlığımızın vicdani "iç sesleri" bizi sorguya çekecek.
Daha net bir ifadeyle söylemek gerekirse ; *kendimizle yüzleşeceğiz*...
Ne güzel birşeydir insanın narh ibresini kendisinin görebilmesi...
Bunu alışkanlık haline getirip her gün sonu tekrar ettiğimizde bir zamanlar sonrası kişilik ve kimliğimizin kemale erdiğini, geliştiğimizi, diğer insanlara, da örnek olduğumuzu göreceğiz....
Hayatımın akışında zaman zaman ben de birçok insanla tartıştım, tartışma esnasında %100 haklı olduğumu düşünür, doğrunun *ben* olduğundan şaşmaz, etrafımda bizi dinleyenlerin haklı olduğum konusunda beni alkışladığını sanırdım.
Oysa başımı yastığıma koyup iç aynama bakıp da tıpkı bir film şeridi gibi olayları geri sarıp izlediğimde *yanlış fikrin inatcısı* olduğumu çok gördüm.
Aslında beni eğitenin ben olmadığını ve beni başkalarının eğittiğinin farkına vardım. Doğrunun *mutlak* olmadığını sezdim. Doğru değişkenlik gösteriyordu.
Bir başka deyişle; kötü diye nitelendirdiğim *güzel insanlara* bir özür ve bir de teşeklür borçluyum.
Her insanın aklı kendine taraftır, bu nedenledir ki gerçek doğruyu bulmak için; karşı aklı, ortak aklı kullanmamız gerekir.
Saygılarımla
Ozan Figani
15.02.2021
İzmir