- 347 Okunma
- 0 Yorum
- 3 Beğeni
BİR ŞAİR BEŞ ŞİİR
...
Bahçevanın çiçekleri gibidir şairin şiirleri. Yazmakla bitmez yaşar hisleri o şiirlerde. Mesele yazıp atmak değildir bir kenara hayatının tam ortasına yerleştirmektir tüm şiirlerini. Çünkü her birinde bir hayat barınır, her biri bir güzel günü anlatır. İnsanın geleceği kadar geçmişide mühimdir. Nerden geldiğin nereye gideceğini anlatır aslında. Şiir bir çok şeyi çokta güzel anlatırlar o yüzden en naif anlatım birimidir.
Lafı çokta uzatmadan gelelim bizim şaire. Hayatında ki ilk şiirini ilk aşkına yazmış duygu adamı. İlk kez aşık olduğunda ruhunda oluşan bu duygu değişimi, duyguların hisler arası hızla geçişleri, kalp atışı, terleme, uykusuzluk, geçici körlük vs, onu derinden etkilemiş olmalı ki, bu durumun tesiriyle aşık olduğu kadına ilk şiirini yazmıştır.
Çok sevmiştir onu bir süre eşlik etmiştir sevdiği kızda hislerine sonra yoğun duygularla baş edemeyen şair kırmıştır kızın kalbini ve ayrılmışlardır. Ve ilk ayrılık bir şiir daha getirmiştir. Yaşadığı aşkın anılarla dolu geçmişi, ayrılığın verdiği o azap dolu yalnızlık hissi, sevgilisine kıyışının her yıl dönümü duyduğu pişmanlık, pijama, terlik, baddaniyeli günler hepsi konu olmuştur şiire. Bir kere yazmıştır ve hiç bir duygudan ömür boyu beslememiştir şiirini.
Ve üçüncü şiir hayatının kadınına olmuştur. Onla yatıp, onla kalkıyordur şair her daim aklında olan birinin fikrini nasıl böyle işgal edebildiğiniz hayreti içinde daha evvel tatmadığı bir duygunun tesiriyle sevdiği kadına bir şiir yazmış ve evlenme teklifi etmiştir. Çünkü bazen birisi çıkar ve onsuz kendinizi hayal etmeniz mümkün değildir. Onu bulmakla, kaybetme korkusu eş zamanlı gelir.
Ve dördüncü ilk baba oluşu... Kendi kanından canından bir parçaya sahip olma duygusunu ilk kez yaşamak bir mucizeye tanık olmak gibidir. İnanamaz insan. İnanamadığı kadar büyülü bir anın sarhoşluğunda savrulur. Bu fevkalade hissi tabi ki ömrünün tarihine kazıması lazım gelir. O minik insan, o kendinden olan can ona dördüncü şiirini yazdırmıştır.
Beşinci ve son şiiri. Babasının ölümü...
İlk kez çok yakınını kaybetme duygusu, onu toprağa emanet etme, yaşam ve ölüm korkusu. Yetersizlik hissi, hasretle baş edememe, yokluğun yok oluşu kabullenememe, omuzuna dokunan bir elin boşluğu, acı, kalp yanması, akıl zehirlenmesi işte bu son şiirindedir.
İnsan ilk kez yaşadığı duyguların etkisinden ömrü boyunca kurtulamaz. Hayat bu beş şiir kadardır. Onlar kadar kıymetli bir o kadar anlamsız. Duygular tanınsa da, tanıtılsada birebir yaşamak, bir yemeğin kokusundan tadının anlaşılamayacağı gibi anlamak için tatmak gereklidir. Hayat bir şair olsa bize yazacağı beş şiir de bunlar olurdu. İlk aşk, ilk acı, ilk bağlılık, ilk çoğalım, ilk kayıp yani eksilme. Ve eksildiğin an anlarsın o son şiirde, ondan öncekilerin anlamsız kalacağını.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.