İnsan eşyanın esiridir denilir ya işte tam da böyle bir mevzu. Bir diğer husus ise ihtiyaçların sınırsız olduğudur. İhtiyaç her yönlüdür, çok boyutludur. Sürükleniriz ihtiyacın peşinden ve bir ömrü anlamsız ve gereksiz yere geçiririz. Belki günü kurtarırız ama yaşamı ıskalarız. Başka başka şeyleri tatmaktan uzak kalırız.
....................................................................

Oysa bir sınırlandırabilsek ihtiyaçlarımızı. Dizginleyip bir gem vurabilsek. Frenleyebilsek. Vaktimizi kendimize ayırabilsek. Sade bir yaşamı ilke edinebilsek. Hayatı anlayabilsek. Hakkıyla bir ömür sürebilsek.
......................................................................

İhtiyaçlar bitmez. Biri biter diğeri başlar. Bizi de peşinden sürükler. Adeta esir alır. Benliğimizi sarmalar. Zihninizi meşgul eder. Her yönlü alıkor. Edinemediğinizde sizi farklı mecralara sürükler. Hırsız da yapar arsız da. Sonu belirsiz açmazlara götürür.
......................................................................

Anlayanlar, durumu kavrayanlar, farkında olanlar bu isteklerine gem vurabiliyor, İhtiyaçlarına sınır koyabiliyorlar. Kimi zaman erteleyebiliyorlar.
......................................................................

Böylelikle daha iyi ruh hali yakalıyorlar. Kendilerini daha iyi hissediyorlar. Gereksiz yere takılmıyorlar. Bir yücelik kazanıyorlar. Vücut kimyaları düzeliyor. Farklı bir eğilim ediniyorlar. Her şey madde değilmiş diye düşünüyorlar.
.......................................................................

İnsanlar farklı farklıdır. Kimisi maddeyi öne çıkarır, kimisi manayı. Her ikisi de ihtiyaçtır. Birini öne çıkarıp diğerini geri plana atmamak gerekir. Bir dengede götürmek, bütünleştirmek gerekir. Ne büsbütün dünyevi olanı geri plana iteceksin, ne de uhrevi olanı öne çıkaracaksın. Sırattan geçer gibi geçeceksiniz. İpte yürür gibi yürüyeceksiniz.

Kemal SEYFİ
14.2.2021