- 293 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TİPİK BİR KAYNANA PROTTİPİ
TİPİK BİR KAYNANA PROTTİPİ
Bu benim kaynanam da olabilir, sizin de. Bana evlenmeden önce ’kaynanandan uzak ol’dediler. İşim icabı zaten uzaktım. Evlenmemde onun büyük katkısı var. Kızını adeta sırtıma verdi. Benim yaşım 32 idi, onun 22.
Babası onu sonradan yazdırdığı halde 2 yaş büyük yazdırmış. Doğum gününü de bilmediği için tüm bilinmeyenlerde olduğu gibi 1 Ocak olarak yazılmış.
Evliliğimi çok istediği halde ben onu hiç sevemedim. Nedenini bilmiyorum. Düğünümü yapıncaya dek bir sorunumuz yoktu. Hatta düğünden sonra bana yaptığı yardımlar hiç unutulacak cinsten değildi. Yemek pişirmek için yalnızca bir piknik tüpüm vardı. O babamın kullanmadığı set üstü ocağı tamir ettirerek bana getirmiş, tüp alacak parayı bile toplanan düğün bahşişlerinden ayırıp kızına vermişti.
Ankara İzmit arasını su yolu yapmış, ücretsiz yolculuk yaptığı halde geldiğinde uzun zaman kalmayı adet edinmişti. Her şeyime karışması, aradan laf sokması beni tedirgin eder olmuştu. Başına buyruk oluşu, emrivakileri sever olması, despot yapısı, onu sevemememin en büyük nedeniydi. Oğullarını aşırı sevmesi, kızını ise sevmediği halde sever gibi yapması ona olan soğukluğumun başlıca nedeni.
Beni oğullarıyla benim lehime kıyaslaması, onlarla aramın açılmasına sebep olmuş, kaynaşmamızı önlemişti. Kayın pederime karşı sıcak ilgi duymama rağmen onu da benden uzaklaştırmayı zaman içerisinde başarmıştı.
Gelinlerini hiç sevmemiş, onlarla daha düğün günü kavga etmişti. Kaynanasıyla kavga etmiş, kocasının akrabasıyla arasını açmıştı. Yangına hep körükle gitmiş, kocasını ve ailesini kendi akrabalarına bağlamak için elinden geleni yapmıştı. Bu yüzden kocası, kardeşleri ve annesiyle hiç mi hiç görüşmüyordu.
Ailece sürekli ana-babasının köyüne gidiyor, orada köle gibi çalışıyor, ancak babası da onun gibi erkek çocuk sevdalısı olduğu için ona yaranamıyorlardı. Anne babası ve en yakın akrabalarından ayırdığı kocası içki içiyor, ona bin türlü eziyet ediyordu. Bazen balkondan atmaya davranıyor, çoluk çocuğuna travma yaşatıyordu.
Tek taraflı sıla-i rahimin yaşandığı bu aile hiç huzur bulamıyordu. Kocasını ve çocuklarına yönetmeye çalışıyor,çocuklarını dindar yetiştirmek için azami çaba gösteriyor ama bunu başaramıyordu. Bozuk bir muhitte yaşıyordu. Bu muhitin etkisiyle İmam Hatip lisesine gönderdiği çocuklar bu eğitimi sürdüremiyor, başka kulvarlarda yarışıyorlardı.
Gelinleri eve almadılar onu. Evde yokuz dediler. Çünkü kendisi de kaynanasını hiç sevmemiş, hastayken bile onu evine almak istememişti. Ben ona bakmam demişti açık açık. Gelinleri de onu istememişti işte. Eden bulur dünyası. Men Dakka dukka derler ya. Tam da o.
Şimdi yaşlandı. Herkesle kavgalı. Torunun düğününe gelmedi. Ufak bir hediyeyi bile çok gördü. Ama utanmadan onun evine gitti. Fakat hiçbir saygıyı hak etmiyor. Torunu onu ziyarete gitmiyor, gitmez bile bundan sonra da. Babasını mirası için kardeşleriyle kavga etti. Onlarla da görüşmüyor.
Şimdi yalnızları oynuyor ve kızının yanına sığınmaya çalışıyor. Kurt kimlikli olmasına rağmen kuzu pos4una bürünüyor...
Ahmet KEMAL
Ahmet Kemal
________________________________________
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.