4 tane polis kararlı adımlarla hastaneye girer. Doğruca uzman nörologun karşısına dikilirler.
“Sizi cinayet suçuyla tutukluyoruz” derler…
Şaşırır doktor…
“Kimi öldürmüşüm?” diye sorar.
“Onu emniyette öğrenirsiniz” derler ve ellerine kelepçe vurarak hastanenin çıkışına yönelirler.
Herkes şaşkındır…
O sırada garip davranışları olan biri dolaşmaktadır hastanede…
Kendisini ölü sanan bu kişi –kendisini öldürdüğü gerekçesiyle- ihbar etmiştir doktoru.
Bilmem gerçek yaşamda böyle şeyler olur mu?
Kendisini ölü sanan birinin ihbarı üzerine bir hastanenin en saygın uzman doktorunu tutuklamak üzere 4 polis görevlendiriliyor.

Zaten şu TV dizileri yok mu?
Hep öyle olmasını isterdim gerçek yaşamın. Tabi yukarıdaki olay ve en sonda anlatacağım olay dışında…
O saçma sapan drama dizilerine sözüm yok, doktorlu dizilerden söz ediyorum.
İlgiyle izlerim TV’deki doktorlu dizileri. Tıbbi kültürüme katkıları olur.
Bu dizilerde gerçek yaşamda görmeye alışık olmadığım birçok olay geçer.
Örnekler mi istersiniz?
Acile bir hasta gelir, uzmanı asistanı hastanenin bahçesine koşarlar, hastaneye girmeden sedyede müdahalelere başlarlar…
Yine çok değerli bir uzman cerrah 7 ay maaş almama cezası aldığı halde –sanki o hastaneden ayrılsa işsiz kalacakmış gibi- hastanede büyük bir özveriyle çalışmalarını sürdürür.
Bu doktor ki, uçakta ameliyat yapmış, Türkiye’de ilk yüz naklini yapmış…
Hastanenin işleri yolunda gitmemesi nedeniyle asistan doktorlar yarım maaşla çalışmaya razı olurlar…
Hastanın yalnız hastalığıyla değil, ailevi sorunlarıyla ilgilenirler…
Hastalık teşhisi için hastanın yaşadığı ortamları –gerekirse evine, çalıştığı yere hırsız gibi girerek- araştırırlar…
Bitkisel hayattaki bir hastayı bir günlüğüne normal hayata döndürerek oğlunun ameliyatı için iznini alırlar.
Aslında bu izne razı edebilmek için de bu bir günü şehrin hayli dışında bahçeli bir restoranda balık yiyerek geçirirler…
Keşke gerçekte böyle olsa yaşam derim bunları gördükçe…
Acile gittiğimizde sarı numara, yeşil numara alıp beklediğimiz gerçek yaşam yerine böyle hastanelerimiz, böyle doktorlarımız olsa keşke…

Keşke… Keşke…
Ama izlediğim 2 tane doktorlu dizide bir şey görüyorum ki, o da gerçek yaşama hiç uymuyor…
Veya uyuyor da ben mi bilmiyorum…
Yanlış anlaşılmasın, bu durum yukarıda “keşke olsaydı” dediğim özelliklerde değil…
Allaha şükür mutlu bir evlilik yaşantım var…
Herkese de öneririm.
Ama izlediğim 2 tane doktorlu dizide tek bir evlilik yok.
Bilmem, belki daha evlenme çağına gelmemişlerdir(!)
Aslında yok diyemeyeceğim, tek bir evlilik vardı ama o da bir onkolok doktorun Komiser Columbo dizinde olduğu gibi ismi geçip kendisi hiç görülmeyen bir kadınla olan evliliği…
Ki o evli doktor da ilerleyen bölümlerde karısıyla geçinemediği için diğer bir doktor arkadaşının evinde kalmaya başlıyor…
Bu iki dizide bazen evlenme teklifleri de olmuyor değil ama nedendir bilmiyorum, bu teklifler tam ters tepiyor. Aralarının bozulmasına neden oluyor…
Sanki diyorlar ki: “Haddini bil, ne evliliği? Bu bir doktorlu dizi!”

Evlilik bu kadar mı zor doktorlar ve diğer sağlık çalışanları için?
Yanlış anlaşılmasın, diziler içindir bu sözüm.
Gerçek yaşam için değil…
Ve yine yanlış anlaşılmasın, sorum ve eleştirilerim asla doktorlara ve sağlık çalışanlarına değildir… Sorum bu dizileredir…
Tüm sağlık çalışanları –hele de şu koronalı günlerde- başımın tacıdır.
İyi ki varsınız…

Kadir Tozlu
10.02.2021