- 375 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
FİKİRLER
FİKİRLER
Sabit fikirli mi olmalıyız? Yoksa geçen zamanla ve edindiğimiz tecrübelerle fikirlerimiz değişmeli mi? Bu konuyu çok uzun zamandır düşünüyorum ve insanın bir fikri olmalıdır diyorum. Ama şunu da iyi biliyorum ki bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunmaz. Hayatın her evresi için geçerli olan bu kural çok basittir. Bilmediğiniz görmediğiniz şeyi tarif edemezsiniz.
Çok genç yaşlarda fikir sahibi olmuş ve bunu ölümüne savunan gençleri görünce gıpta etmiyor da değilim. Peki ama bu gençler bu kısa hayatlarında bu bilgileri nereden aldılar da fikir sahibi oldular. Gece gündüz demeden sürekli okuyarak mı? Yoksa birilerinin fikirlerini dinleyerek mi? Her ikisi de oldukça zaman alan bir iş olsa gerek. Üçüncü yol ise, ikisinden farklı olarak bu insanlar acaba körü körüne mi bir davayı sahipleniyorlar?
Doğrusunu söylemek gerekirse ben bu yaşıma kadar hayatımın değişik evrelerinde fikirlerimin kaydığını fark ettim. Fikirlerim ana eksene bağlı kalmak kaydıyla bazı konularda çok dar düşünceler içinde kalıbından çıkamazken bazı konularda oldukça derin ve geniş olduğunu söyleyebilirim. O zaman insanları bir fikir de sabit tutan unsurlar nelerdir? Şu şekilde bir sıralama yaparsak daha doğru olacak. Birincisi İnsanın kendi çabalarıyla edindiği doğrular. İkincisi ailesi ve çevresiyle hemfikir olduğu doğrular. Üçüncüsü de mantığa yatan fikirlerdir? İnanç boyutunu bunların dışında tutuyorum çünkü inanç konusundaki fikirlerimiz bunların hepsini kapsar vaziyettedir. İster inanç boyutuyla olsun isterse yukarıda saydığımız etmenlerden kaynaklanan fikirlerimiz olsun, yaşam tecrübelerimizin artması ile birlikte olgunlaşırlar.
Birileriyle tam oturmayan fikirler zamanla daha düzgün zeminlere kaymaya mecburdurlar. Değişime ve gelişime açık olan insanların hayatının her noktasında fikir kayması yaşaması çok normaldir. Bugün bile fikir kaymaları oluyor bende. Zamanın süzgecinden geçmeyen, sınanmayan, denenmeyen hiçbir fikir kayıtsız ve şartsız savunulamaz. Hayat okulunda sınanmadığımız konulardaki fikirlerimiz; bizim gelişime açık olan yönlerimizdir.
Bugünün şartlarında savunduğumuz arkasında sıkı sıkıya durduğumuz fikirlerimizden ileride vazgeçebilirim diye bir tolerans bırakmak gerektiğine inanıyorum. Dini fikirler siyasi görüşler ve hayat tarzlarımız yukarıda belirttiğim gibi ana eksende kalmak kaydıyla merkezden oldukça uzaklaşabiliyor.
Hiçbir şeyi asla yapmam veya yapmayacağım dememeliyiz zira bu gibi olaylara çok defa şahit olmuşuzdur. Dün yapmam dediklerimiz bugün vazgeçemediklerimiz arasında yerini almış oluyor.
Allah’tan başkasına tam itaat bana biraz ters geliyor. İnsanda akıl, fikir ve vicdan üçlüsü olayları üçlü süzgeçten geçirdikten sonra aklıma yatmazsa orada durmam veya ayrılmak için fırsat beklerim bunu da yapamazsan yaptığım işi sahiplenmem. İnsan dediğinde öyle olmalı bence. Ana ekseni kaybetmeden daralıp genişleyebilen bir yapıda olmalı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.