- 340 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Suçlu
Gecenin sessizliği katlanarak çoğalırken bir ıslık sesi yankılanıyordu sokaklarda. Yağmur eli silahlı bir polisti. Dur diyordu çatıları alabora eden suçluya. Oysa ıslığını çalarak serseri bir at gibi eserek koşuyordu dört nala. Sokak lambaları korkmuştu adeta korkudan gözleri seğiriyor gibi bir yanıp bir sönüyordu. Çok hararetli geçiyordu gece şehirde. Saatlerce bu kaçıp kovalamaca sürerken yüzü maskeli suçlu hala gizleniyordu sokak aralarında. Köpeklerin dahi sesi duyulmuyordu. Kediler kendilerini saklayacak bir baraka arıyordu. Arada bir arabaların alarm sesleri bastırıyordu ıslık sesini. Sanki neşesi yerinde bir bahçıvan gibi suçlu hasat etmeye gelmişti bahçeleri. Polis seri kurşunlarını savurur gibi bastırmaya çalışsada damlalarıyla rüzgarı rüzgar ele avuca sığmayan çocuk gibi hakimiyetini kurmuştu caddelerinde. O caddeler o zavallı biçare caddeler ıslandıklarına mı yansınlar yoksa bir gecede tarumar olduklarına mı? Yıkılan çatıların altlarında kalan arabaların hasarlarıda söz konusu olacak kadar ciddi. Bir mücadele ki kimse bilmiyor sebebini. Birde delicesine kaçan suçluyu arayan polis gözü dönmüş gibi yağarken ardında ıslananları bile görmüyordu. Olan insanlara olmasada mallarına oluyordu. Bu fırtına dinecek gibi durmuyordu. Çok mu içmişti sarhoş muydu rüzgar. Sabaha çıktığında ben ne yaptım dermiydi. Yoksa uzak ülkelerden gelen bir avaremiydi kendisi. Bu soruların cevapları sokak lambalarının kırpışan gözlerinde asılı duruyordu. Birde elektrik telleri vardı tabi zor bela ayakta duran direklere bağlı yağmurla ve Rüzgarla bitmiyorduki onların her daim imtihanı. Teksas kasabasına dönmüştü bir şehir amma ve lakin ortada uçuşan çalılıklar yerine boş çöp poşetleri, kağıtlar ve tabi tüm bunlara dahil olmamak için dirensede nafile gelen çatılar. Ne var ki bizim bu taraflarda çatılar sağlamdı. Ya da tepede olmadığımız bir şanstı diyelim. Buda yeterli değildi tabi komşu sokakların çatılarının uçması uykumuzu kaçırmaya yetmişti. Rüzgarın derdi neyse çıksındı, konuşsundu. Öyle ıslık çalıp ordan oraya koşturmasının bir manası yoktu. Belki de suçlu değil aşıktı rüzgar. Nitekim aşkın da bir manası yoktu. Öyle körü körüne kör topal kel adamın birine de vurulabiliyordu insan. Ama polis profesyoneldi asla işine aşkı karıştırmazdı. En kısa zamanda yakaladığı bu suçluyu geldiği yere geri yollamayı düşünüyordu.
İşte böyle deli bir suçlu bir şehrin sokaklarında adeta fink atıyordu.
....