- 311 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Öndekiler
Öndekiler
Önde olma isteği ile iddiası, aynı değildir. Önde olmayı, herkes isteyebilir ama önde olmayı, herkes başaramaz! İddia, tamamen göreceli. Yani önde olduğu iddia edilen, iddia edene göreceli olarak önde olabilir! Öndekinin de önünde olma iddiası gibi!
Önde olmayı, "Kavram" olarak değerlendiriyorum. Birilerinin önde olmasını, şahıs veya grup olarak düşünmüyorum. Kim önde? Sorusuna, "Herkes önde olabilir veya kim isterse, potansiyel olarak adaydır!" şeklinde cevap veriyorum.
Önde olma iddiası, ikinci insan ile başlar! Biri kendini önde olarak belirlediğinde başlar! Üçüncünün de iki insandan birini, tercih ettiğinde başlar! Hatta bu tercihin sonuçunda, "İlk kan!" dökülebilir! Eski çağlarda önde olmanın ispatı, güç, kuvvet ile korku salmak veya hayali bir tehlikeden insanları kurtarmak olabilir! Meşhur Sümer tabletlerindeki, Gılgamış hikayesinde olduğu gibi; bilinmedik bir yerde, insanlar için büyük tehlike arzeden "Humbaba" iddiası! Gılgamış, bu vahşi yaratığı bulup öldürdüğünü iddia eder ve bunu sadece "Yarı ilah" olan biri yapabilir diyerek yarı da olsa ilahlığını iddia eder. Diğerlerinin önüne geçer! "Seçilmiş ırk", konusunu da bilirsiniz! Seçilmişlik, önde olmanın en meşru aracı.
Önde olma konusuna, kişiler üzerinden değil de kavramsal olarak bakıyorum. 3-2-1; 1, önde gibi. 1, 2 ve 3 şeklinde sıralandığında, önde olan 1, diğerlerini yönetecektir. Akıl sıralaması yapıldığında 1 numara olan, önde; 2 numara olan, ortada; 3 numara olan ise arkada olacaktır. Bu sıralama eski dönemlerde; öndekiler, sağdakiler ve soldakiler şeklinde yapılmış. Güncel bakıldığında, önde olan aklın diğerlerini yönettiği görülüyor. Bu o kadar etkili ki arkada olan aklın, bunu kabullenmesi gerekmiyor. Öndeki aklın gücü, baskın çıkıyor. Yani bağırıp çağırmanın, sürüklenmeye hiç etkisi olmuyor. Arkada olanlar, İster kabul etsin, isterse bağırıp çağırsın sürüklenmekten kurtulamaz. Bir şartla, öndeki akla, ulaşabilirse! Bu da kolay değil. "Bir" tam ifadesidir. Tam, 100 kabul edilir ise arkadakilerin bir birimden hızlı olmadığı aşikardır. Yoksa onlar da önde olurdu. Tam birimden az bir hız ile öndekine yetişmek, imkansızdır. Geri hareket olmadığını düşünüyorum ama "Geride kalmak" konusunu da açmak gerek. Geride kalan, aslında durmuyor, geri de gitmiyor; o da ileri gidiyor ama yeterli hızda olmaması, öndekine göreceli olarak geri gidiş gibi görünüyor! Yavaş giden bir arabanın yanından hızla geçen bir aracın aynasından bakıldığında, arkadaki araç geri gidiyormuş sanılabilir.
Teknolojik hacimde ve sosyal alandaki gelişmeler açısından bakınca da önde olanların diğerlerini sürüklediği gözlemlenebilir. Sürüklenenlerin nefretinin veya bağırıp çağırmasının, sonuca etkisi olmaz. Çünkü maddi hacimde öndekinin teknolojisine, arkadakiler muhtaç. Sosyal alanda ise öndekinin popüler olarak sunduğu, kabul görüyor. Gelişmiş olan, zaten kabul görüyor. Yakınan da bu etkiden kurtulamıyor. Teknolojiyi kullanmak istemeyenler veya iletişimdeki sosyal etiği kabullenmek istemeyenler, aslında sürüklendiği için kendileri belirleyici olmadığı için itiraz ediyorlar ama önde olmadıkları için durumu değiştirmeyi başaramıyor. Çare olarak, "Yansın, yıkılsın bu dünya!" diyebilirler ama içindeler!
Son tahlilde; öndekiler, arkadakileri sürükler! Bu mecburi olarak işler, rıza gerekmez! Önde olma iddiası ile önde olmak da aynı değildir. Arkadakiler için bir önerin var mı? Öne geçmelerini tavsiye edeceğim ama bu kolay görünmüyor. İddia ile kolaylaştırılır mı? Ona hiç karışmam. Önde olan, zaten belli olur! Önde olmak isteyen için sıralamadan haberdar olmak gerek. Önce hangi durumda olunduğunun tespiti gerek, sonra çok çalışılacak! Kırılmalar elbet olur, zaten öne geçmek için bu kırılmalar değerlendirilebilir.
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.