Nasıl Bir Dünya?

Hepimizin diline pelesenk olmuş o müthiş cümle: Dünya değişti dostlarım. Hem de çok değişti. Ben de sorayım şimdi size dünya değişirken siz/biz ne yaptınız/yaptık? Bu değişime ayak uydurabildik mi? Ne umuyorduk nasıl bir dünyayla karşı karşıya kaldık?

Düşünen, sorgulayan insanlar için bu dünya fazlasıyla iticidir. Saf, temiz kalpler için yaşamak oldukça zordur. Yaşamaya çalıştığımız bu dünya kendi pisliğini temizlemek için yeni kurallar koyan, sonra da bu kurallara uymaya çalışırken de yeniden pisliğe boğulan insanlarla dolu şimdi. Kimin temiz, kimin pis olduğunu anlamak gerçekten güç. Bilinen bir şey var o da: Dünyanın artık eski dünya olmadığı, iyiye dair ne varsa hepsinin mazide bir anı olarak kaldığıdır.

Sahi neden böyle yaşanmaz bir hal aldı dünya? demeden edemiyor insan. Cevabı tahmin etmek çok zor değil aslında. Paylaşmayı bilmemekten. Elindekilerle yetinmemekten ve diğer bir deyişle bizim açgözlülüğümüzden. Peki ne mi olacak bundan sonra? İyiye, güzele dair ne varsa daha da görmezden gelinecek. Sevginin, dostluğun emareleri silinecek bir bir. İnsanları bitmek tükenmek bilmeyen bir hırs bürüyecek. Bunu yaparken insanoğlu kendini kaybedecek. Dünyanın en akıllı varlığı olduğunu unutup her şeyini çıkarlarını elde etmek için harcayacak. Geride ne onuru kalacak ne de hoşgörüsü. Varsa yoksa çıkarları olacak.

Aşırı hırs, bitmeyen istek ve arzular önce münakaşaları, çekişmeleri; sonra kavgaları ve savaşları daha da sonra yıkımları, yok oluşları beraberinde getirecektir. Tüm bunların lüzumsuz bir uğraş olduğunu anladığında insan, insan olmaktan çıkacaktır. Ama işte o zaman ne yaşanılası bir dünya kalacaktır elinde ne de meramını paylaşacağı bir insan dostu.

NECATİ DİLEK