- 398 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ARABA VE YAŞ
Şehirlerin büyümesi, mesafelerin uzun oluşu araba kullanımını ihtiyaçtan öte mecburiyet haline getiriyor. Başka bir bakış açısıyla bunu bir hobi olarak görmek de mümkün. Bunun içinde o kadar çok şey var ki: Adı araba kullanmak ama, sevgi var, tutku var, aşk var, alışkanlık var, özgüven var, amaç, sonu, tatmin ve özgürlük duygusu(her an kapıyı çekip gidebilme hissi) hatta gizli bir mutluluk duygusu da olabilir bence. Bu duygular gençliğin zamanla yarışında, günün karmaşasında kaybolup gidiyor. Araba ekonomik durum göstergesi ulaşım aracı olmaktan ibaretmiş gibi oluyor. Gençlikte bu duygular başka şeylerle tolere edilebiliyor. Yaş almış biri olarak itiraf etmeliyim ki bu duygulara her yaşta ihtiyaç duyuluyor. Araba kullanmayı bırakmak insanın hayatında büyük bir boşluk oluşturuyor. Bunu bizzat yaşadım parkinson olduktan sonra bırakmak zorunda kaldım. O zamandan beri de bu boşluğu dolduramadım. Uzun süren taksi otobüs, dolmuş bekleme sürelerimde kısıtlanamama sebep olan parkinsona bol bol teşekkür sunuyorum. Ulaşım bekleme taksi maceraları beni yoruyor. Ehliyet alabilmek için 18 yaş alt sınır olarak belirlenmekle birlikte üst yaşa sınırı belirlenmemiş. Yıllarla birlikte insanda görünen görünmeyen değişiklikler olsa da zaman herkes de aynı izleri bırakmıyor. Zaman zaman gençlere taş çıkartan cin gibi yaşlılara da rastlamak mümkün. Fakat bunlar çoğunluk değil. Geçen yıllarla insan tecrübe kazanırken bir taraftan yaşlanıyor. Yaşlanan insan da bir takım değişiklikler oluşuyor. Algılama dikkat dağınıklığı, reflekslerde yavaşlama ortaya çıkıyor. Yaşlılık hediyeleri dediğimiz rahatsızlıklar bir takım ilaçları kullanmayı gerektiriyor. Bazı ilaçların yan etkileri araba kullanmamayı gerektiriyor. Yaşlı şoförleri daha çok küçük yerlerde görüyoruz. Bazen bindiğim taksilerde de böyle şoförlere rastlıyorum. Sanıyorum ki ekonomik sıkıntılar yüzünden emekli olduktan sonra 2. iş olarak çalışıyorlar. Araba kullanmak için kurallara uymak kadar. Tecrübeli olmak hızlı refleks sahibi olmak da önemli oluyor. İnsan kendinin doktorudur derler. Araba kullanan kişi kendini objektif olarak değerlendirmeli kendisi ailesi ve başkaları için tehlike yaratmadan bunu bırakmalı. Şoför tutmayı tercih etmelidir. Bu arada duygusal yanım yaşlılarda hareket kabiliyeti azalmış durumda. Otobüse binemezler, durakta bekleyemezler, Taksi ise her keseye uygun değil. Bir de gurur var (Kapıda araba varken neden taksiye bineyim ki anlayışı.) Gönül isterdi ki kimseyi tehlikeye atmadan yaşlılıkta ve hastalıkta da araba kullanmak mümkün olsun ancak bu hayatta her şey istediğimiz gibi olmuyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.