- 1190 Okunma
- 2 Yorum
- 4 Beğeni
SEVGİ DAİMA YAŞAR
...
2010-11-09 13:28:00
Az ötede.
Çok uzaklarda…
Az ötede mi, çok uzaklarda mı?..
Nerede hissedersen orada işte. Yüreğine koyduğun yeri bil yeter. Bil ki insanlığın bittiği yerde güneş gibi doğan merhametiyle yayılsın dünyaya sevgisi. O sevgi ki, insanlığın tek ve çaresiz ümidi…
Yılgınlığa düşmüş bir halkın kurtuluşu.
Bir ülke düşün ki, naçar bir yürekle umudunu Kaf Dağının ardına bırakıp da yürüyor karanlığa. Nasıl yürür deme! Bin yıllık karanlığı devirip en büyük devrimleri bir çırpıda yaşama geçirmiş bir halkın çocuklarından bahsediyorum sana.
Kötü olan bu.
“Beni görmek demek yüzümü görmek demek değildir, benim devrimlerimi anlıyorsanız bu kâfidir” diyen bir öğreticinin çocuklarıdır söz konusu olan.
O çocuklar şimdi ülkesine sahip çıkamayışın telaşındalar.
Bölücü ve karanlık adamların işgali altında kıvranıp dururken koca Kemal’in ülkesi, o büyük öğreticinin devrimleri nasıl da aşınıyor görüyor musun?
Sevgi kurtaracak bu ülkeyi.
Sevgi üstesinden gelecek karanlığın. Kıyıda bekleyen binlerce yurtseverin telaşı bundan. Ortaya çıkışlarındaki ürkekliğe aldırma, yüreklerindeki naifliktendir hemen yola koyulmamaları. Ama çıkmaları yakındır meydanlara.
Güneşin tam ortasına sofra kurmalarına az kaldı.
“Sabahlara kadar Ankara’yı beklerim, sabah olduğunda yatarım, bilirim ki İsmet uyanmıştır” kardeşliğini, güvenini, inancını hep birlikte yeniden yaşayacağımız günlere o kadar az kaldı ki.
O gün işte.
O gün.
Kör kutulara saklı kalmış umutlar, bir türlü ifade edilmeyen, sıralı noktalara bedellenmiş aşklar yürek titreten depremlerle konacaklar yeryüzüne.
Uzak demeden, imkânsıza düşmeden yürüyeceğiz gerçeğe.
Yeniden buluşacağız Sarı Mustafa’mla.
Onu görmek, onu yaşamak, ona yeniden kavuşmaktır emelimiz.
Ve onunla beraber uzakları yakın etmek, sevmek, sevilmek, kör kuyulara terk edilmiş umutlarımıza yeniden kavuşmaktır dileğimiz. Şimdi uzak ülkelerin soğuk coğrafyalarında sürgün yaşamış gibi buz tutan yüreklerin, tan yerinin ağarmasını beklemelerinin vakti değil biliyor musun?
Yola çıkma vakti.
Yeniden büyük sevdalara erişmek adına.
Tek büyük noktada buluşmak için.
Seni seviyorum diyememenin mahzunluğunda yiten bir halkın çığlığıdır duyduğun. Üşenme, erinme, yerinme ve yitme karanlıklarda, haydi çık o büyük yolculuğa.
Şarkının dediği gibi hani.
“Gel ki yürekler tutuşsun.”
O tutuşan yürekler çıkartacak karanlıklardan aydınlığa bizi. Selâm olsun o yüreklere! Selâm olsun gerçeğe! Selâm olsun yüzünü Sarı Mustafa’ma döndürenlere!
Selâm olsun Tek büyük gerçeğe !
Yürekten!
Ne mutlu Türk’üm diye kedini bilene
alpAY &
yaşayaŋkelime.
.
YORUMLAR
Harika bir yazı...
Edebiyat defterine ilk yazdığım şiirimi
eklemek istedim bu güzel yazıya saygı ile...
Resmine dokunmak da güzel,
İsmini gururla okumak kadar
Acıları mezara koymaksa ezel,
Zamanı ölümsüz sevdalarla gel
Gel ki dünya bağımsızlık dinlesin
Karanlığa korku kar eylemez,
Ağalar ölüm emrin dinlemez...
Toprak gül beslerken inlemez,
İnsan kendi insanına kin gütmez
Gel ki sevdan yüreklerde inlesin
Çerçeveden çıkıp da gel,
............sözünle gel, söylevinle
Tunç atına binip de gel,
.............özünle gel özleminle
Gel ki vatan direncinde bilensin
Gökleri taşıp da gel
Denizleri aşıp da geI
Yıldızları deşip de gel
Meclisine şaşıp da gel
Gel ki...
gel ki anlasın kefereler!
YAŞAYANKELİME
Merhaba '' mutluluk mavi çocuk''
''Gel ki...
gel ki anlasın kefereler!''
Öncelikle edebiyat defterine ilk yazdığınız şiiriniz olması anlam ve içeriz bakımından çok anlamlı ve değerli.
Kefereler anlasın anlasın da
Tam anlayacaklarına pek ihtimal vermiyorum ben
Bir gün İdrak edeceklerine eminim.
Bizden sonra su taşıyan gelecek ve insan zincirlerinden kurtulacak
Ben de nacizane edebiyat defterine ilk yazdığım şiiri paylaşayım
Anarsan birgün beni.
Engin denizlere bakıver
Yüzen baliga
Ya da yelkenliye
Bütün mücadele ve dirençle
Savaşırım o güçlü dalgalarla yine
Sormak istersen beni
Yeşil yaylalarda otlayan kuzuya
Ya da türkü söyleyen
Çocuklara soruver...
Ben yine hep seninleyim
Birgün kaybolur gidersem
Bulamassan...
Yüreğine soruver beni.
Görmek istersen beni
Gökyüzüne bakıver ...
Uçan kuşa
Ya da buluta
İşte ben o maviliklerdeyim
Bütün mutluluklar
Güzellikler benimle
Bir yağmur damlası olup
Düşerim bir gün gönlüne .
Sevgi ve saygı sunumlarımla.
mutluluk mavi çocuk
Denizin dibinde, yosunlara
______________ takılmış gibi soluksuz…
Sakın unutma gökyüzüne bakmayı
Gökyüzü senindir
Gökyüzü herkesindir”______ Z. Livaneli
YAŞAYANKELİME
“İstikbal göklerdedir;
.... Göklerini koruyamayan milletler yarınlarından asla emin olamazlar...
Mustafa Kemal Atatürk
'''Yüzyıllardır halkımın üzerine merhamet gözyaşları döken şu sonsuz gökyüzü bir gün değişebilir. Bugün açık gözüken gökyüzü yarın bulutlarla kaplanabilir. Sözlerim, asla yer değiştirmeyen yıldızlar gibidir. Şef Seattle her ne söylerse, Washington'daki Büyük Şef ona, güneşin ya da mevsimlerin dönüşüne inandığı ölçüde inanabilir.''
Şef Seattle
Kimsecikler gökyüzüne bakmıyor artık
İnsanlar sürekli aşağıya bakıyor
Ellerinde ki cep telefonuna.
Telefona ve internete gömülmüş bi halde
Dört duvar içinde yaşıyor.
Çevirim içi olan bir dünyada dijital yalnızlık ve insan
Masmavi gökyüzü hepimizin elbette ''mutluluk mavi çocuk''
Teşekkür ediyorum.
mutluluk mavi çocuk
Çok uzaklarda…
Az ötede mi, çok uzaklarda mı?..
Nerede hissedersen orada işte.
Yüreğine koyduğun yeri bil yeter
Bil ki insanlığın bitesiye beter
Yetim bir güneş gibi doğsun merhamet
____________ yayılsın dünyaya sevgin.
Sevgi, insanlığın tek ve çaresiz ümidi…
Yılgınlığa düşmüş yüreklerin kurtuluşu.
Sevgi kurtaracak bu gençleri ve ülkeyi.
Sevgi üstesinden gelecek bu karanlığın.
Kıyıda bekleyen binlerce yüreğin telaşı bundan.
Güneşin tam ortasına sofra kurmalarına az kaldı.
Yazınızdan... Az öteden.. Çok uzaklardan umutvar adına saygı ile...
YAŞAYANKELİME
Bugünlerde zamanın ruhu internet üzerinden düzenleniyor artık
Algısı yönetilen değil de algıları yöneten gençlerimize ihtiyaç var daha çok
Sanal alemde gerçeklik algısı yavaş yavaş yok oluyor
Hz. Google'ya sorular soruyoruz , söylediklerini okuyoruz. İçerisinde sonsuz içeriğin bulunduğu bi alandayız.
Ne az ötede
ne de çok uzaklarda
Güneşin tam ortasına sofra kurmamıza az kaldı
O sofrada sevgi ve barış içinde bütün insanlığın kurtuluşa erdiğini
görmek umudu ile.
Sevgimle.
Mükemmel ötesi güzellikteydi yazınız. Sevginin güzelliği de burada zaten. Sevgiyle yürüyeceğiz yaşamın türlü sıkıntılardaki yollarını evet.
Yüreğinize ve kaleminize selam ve saygılarla.
YAŞAYANKELİME
Aslında bu dünyayı nefret değilde, sözde sevgi hastalığı mahvedecek
Değerli yorumunuz teşekkür ederim .
Sevgi daima yaşar
.
Mert YİĞİTCAN
Oysa, kavramları, çeşitli çıkar hesaplarıyla sakız gibi çiğneyenler, kavramları dile getirmelerine rağmen, uygulamalarında tam tersi uygulamaları yapanlar, mış mış çılıklarıyla kavramların içlerini boşaltmaktan öteye gidemiyorlar.
Birleştirici, bütünleştirici olabilmenin yegane yolu, tüm var edilmişlere ve onların renklerine, duygu, düşünce, fikir ve çözüm önerilerine genel bir sevgiyle ve hoşgörüyle yaklaşmaktan geçiyor. Hele hele ülkeler, toplumlar parçalanarak, ötekileştirilerek, düşmanlaştırılarak gidilebilen tek yol, parça parça olarak, güçsüz ve acınacak hallere düşmekten başka bir şey de değil maalesef.
Selam sevgi ve mutluluk dileklerimle.
YAŞAYANKELİME
Nefret diye bir şey yoktur aslında.
Nefret sevginin yokluğudur
İnsanda umut var daima.
Daimi dönüşüm .
Birilik bilincine erişebilme çabası birlikte.
sevgi senin ruhunda.
sevgiyi yaşatan sen.
yaşatış tanrındandır
Sevgimle
.
Hiç ve Suskun
yorumunuza istinaden düşüncelerim ile katkıda bulunmak istedim müsaadeniz ile
Nefret diye bir şey tam olarak vardır ve sevginin yokluğu değildir.
Benim fikrimce
Nefret olmadan sevginin farkındalığı ve tezahürü mümkün değildir.
Doğanın kanunu bu
fikirlerin hatta nesnel her şeyin mutlak zıttı olması gerçeği korkutucu olmamalı ve
Ast olanın bunu fark etmek gerektiğidir.
Ama şuna eminim en temel duygu sevgidir
Diğer duyguların tamamı sevgiyi fark ettirendir.
Fark et
Ayrıca Mert YİĞİTCAN arkadaşımızın yorumunda geçen
" Yaradılanı severim, yaradandan ötürü '' sözünü söylemiş bir peygamberin
Düzeltmek isterim bu söz Aşk ve Sevgi deryası Yunus Emre'nin söylemidir.
Sevgiyi ifade ederken yazınızda Mustafa Kemal ATATÜRK' ün olması gurur verici
Sevgiler
Mert YİĞİTCAN
'' Dilleriyle insanları kıranları, ibadetleri temizleyemez '' ... Bu sözden yola çıkarak düşünürsek, hiç bir insanı, sözlerimizle dahi kırmaktan çekinmeliyiz. O halde, en azından, insan oldukları için , kırmamak, incitmemek gerekir anlamını çıkarabiliriz. Belki de, sevgi anlamını çıkartmasak bile en azından, o insanlara karşı da en azından saygı duymak gerektiği anlamını da çıkarabiliriz.
Şöyle bir durum var elbette : Söylenenler başka başka, uygulamalar başka başka olmuştur pek çok kez. Bu nedenle, diliyle böyle söyleyen insanların, fiiliyatta yaşamları boyunca kimlere saldırıp sonucunda kimlerin canlarını yakıp yakmadıkları önemlidir ve esastır. Yani, '' Ayinesi iş' dir kişinin lâfa bakılmaz '' denmiştir. Bu durumu da belirtmeliyim.
Ha... Kişisel yaklaşımım aynen Yunus Emre nin sözündeki gibidir. Ben de, yaradılanı severim Yaradan'dan ötürü... Evrensel insan, hayvan, doğa sevgisini ifade eder bu yazdıklarım. İlla ki, müslüman olması şartı yoktur ve dolayısıyla herhangi bir dine ya da inanca mensup da olabilir. Dinsiz, inançsız, deist, ateist, putperest vs vs de olabilir. Bu detaylar, sevmemi engelemezler.Ha, kötülük odağı ve kötü niyetli insanları sevmeme hakkımı da mahfuz tutarım bu arada :))
Nefret konusunda da, sizin görüşünüze katılıyorum. Öylesine aşırı, insanlık dışı nefret duyguları yaşıyoruz ve uygulamalarını da görmekteyiz ki, nefret yoktur diyebilmek zaten imkansızdır. Nefret duygularının büyütüldüğü ve köpürtüldüğü cehalet bataklıklarında, çeşitli çıkar amaçlarıyla, belirli odaklara nefretler daima oluşturulur, geliştirilir ve köpürtülürler.
Tekrar teşekkür ederim. Saygı ile.
YAŞAYANKELİME
Sevmek doğmaktır hep yeniden.
Ansızın toprağa düşüp ekilen ebedi bir tohumdur.
Sevgi sınırsız bir alemden, sonsuz bir aleme açılan bir kapıdır.
Bence sevginin bir başlangıcı vardır ama bitişi yoktur.
O nedenle Sevgi daima yaşar, nefret ve kine rağmen.
Elbette herkesin sevgiye yüklediği anlam ve değer farklı algı olabilir. Sevmek akıl ile orantılı bir ruhsal bütünlüktür. Zıtlıklara rağmen.
Her insan kendiyle sınanır bir kere. Herkes birbirine bağlı, ama bağımlı değil. Herkes kendi sevmek duygusundan ve hayata uyarlama olgusundan sorumludur.
' Benim sadık yarim kara topraktır' Aşık Veysel
Okuduğunuz için ve değerli fikirleriniz için teşekkür ederim.
Sevgimle
.
YAŞAYANKELİME
Haktan gelen şerbeti içtik elhamdülillah
Şol kudret denizini geçtik elhamdülillah
Şol karşıki dağları meşeleri bağları
Sağlık sefalık ile geçtik elhamdülillah
Kuruyuduk yaş olduk ayak olduk baş olduk
Kanatlandık kuş olduk uçtuk elhamdülillah
Vardığımız illere şol sefa gönüllere
Baba Tapduk ma’nisin saçtık elhamdülillah
Beri gel barışalım yâd isen bilişelim
Atımız eğerlendi eştik elhamdülillah
İndik Rum’u kışladık çok hayr ü şer işledik
Uç bahar geldi geri göçtük elhamdülillah
Dirildik pınar olduk ırıldık ırmak olduk
Aktık denize daldık taştık elhamdülillah
Taptuğun tapusunda kul olduk kapusunda
Yunus miskin çiğ idik piştik elhamdülillah
Yaratılanı severim yaratandan ötürü
YUNUS EMRE
.