- 269 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞAİRİN GÜNLÜĞÜ (23.04.13 Salı )
23.04.13 Salı
Bu gün 23 Nisan. Eskisi gibi öğrenciler sırf büyüklerin keyfi için işkence çekmeyecek.
Neydi o günler. İlkokul yıllarımda kent merkezine 5, 6 km uzaklıktaki okulumdan yayan yapıldak uygun adım marş diyerek yürürdük. Sonra o tören alanında önce törenin başlamasını saatlerce bekler, tören başlayınca da ayakta saatlerce kıpırdamadan dururduk Bu bir zorunluluktu. İzleyenlerin keyfi yüzlerinden okunurken, bizim çektiğimiz eziyete diyecek yoktu. Bir de o koskoca yolun yine kuralcı öğretmenlerin azarını işiterek uygun adım dönüşü yok mu? Asıl işkence o saatler süren yorgunluk üzerine tuz biber oluyordu. İçimden binlerce beddua okuyordum.
Hem adına çocuk bayramı diyorlar, hem de çocuklara işkencelerden işkence beğendiriyorlardı. Bir de sıcak günlerin yakışı var ya. Hele beni o güneşin bir çarpması bana o günleri zindan ediyor. Beni kürek mahkûmundan daha beter hale getiriyordu.
Bir de ortaokul yıllarında bu işkenceye 19 Mayıs eklendi. Hele o 19 Mayısların aylar öncesinden eğitimleri başlardı ki sorma gitsin. İşkence seansları.
Hiç unutmam kentin o zamanki en büyük stadında gösteri yapıyorduk. Stat hınca hınç doluydu. Önce erkek öğrenciler olan bizi gösterimizi yapıyorduk. Gösterimizi canla başla yaptığımızı düşünerek alkış bekliyorduk ama gel gör ki alkış yerine yuhalanıyorduk. Seyirci provalardan hatırladığı kız öğrencileri seyretmek için heyecanlanıyor, sahayı fazla işgal ettiğimiz düşünülerek yuhalanıyorduk. Gösterimiz bitmiş, stattan dışarı çıkarılmıştık. Ve stat alabildiğine dolu olduğu için içeri alınmamıştık. Kendimi çok kötü kullanılmış hissetmiş ve bu kalabalığa, ayrıca buna sebep olanlara kinlenmiştim.
Oh çok şükür; demek ki artık bu rezillik ve ayrıca genç kuşaklara yapılan işkence ve aşağılanma bitmişti. İlk defa bu gün bu kadar sevinçle doldu içim.
Şimdi artık belediyenin fuar alanında akrobasi, keloğlan masalları ve yabancı ülkelerden gelen öğrencilerin folklorik gösterisi, ayrıca çeşitli etkinliklerle kutlanıyordu. Hepsi eğlendiriciydi, hepsi bireysel tercihe dayalıydı. Toyota Plaza önünden geçerken gördüğümüz manzara da bayram havasına tam uygun bir durumdu. Çocuklar için şişme oyun yerleri çocukların bu gününü anlamlı kılmaya ve onları bayramın ruhuna uygun hale getirmeye yetiyordu.
İşte Cumhuriyet dindarlar eliyle daha bir sevimli hale getiriliyor. 80 yıldır bu ülke Kendilerine Atatürkçü diyenleri baskısı altında insanlık dışı zorba dayatmacı yöntem ve mantıkla yönetilerek kitleler rejime düşman haline getirildi ama şimdiyse onların rejim düşmanı diye nitelediği kadrolar eliyle Cumhuriyet kitlelere sevimli hale getiriliyor devlet millet kucaklaşması sağlanıyordu.
ABD bir zenci eliyle yönetilerek zenci beyaz barışı sağlanıyor. Türkiye de yıllardır savaştığı ulusuyla barışıyordu. Bu ne mutlu bir olaydı. Ne demişti İnönü hitap ettiği o zamanın yönetici erki sayılan bir topluluğa:’ kimse duymasın ama bu millet sizin düşmanınızdır’. İşte bu düşmanlık bitiyordu. Bu ülkede Kürtler düşmandı, dindarlar düşmandı, cemaatler, tarikatlar devleti yıkmaya azmetmiş oluşumlardı. Milliyetçiler düşmandı. tabutluklarda çürütülmüşlerdi, komünistler düşmandı, kovuşturulmalıydı, yok edilmeliydiler, Nazım da, Necip Fazıl da yok edilmesi gereken rejim düşmanlarıydılar. Bertaraf edilmeliydiler.
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.