- 418 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
CANBAZ
Iğdır-Kars yöresinde mal meydanı dedikleri hayvan pazarlarında hayvan alıp satanlara “canbaz” deniliyor. Onlar çok uyanık fırsatçı ve aldıkları hayvanları ucuza alıp fahiş fiyata satan insanlardır.Bunlar bazen de birkaç kişi birleşip ortak
çalışırlar yani üç kişi olduklarında iyi bir tezgah kurarlar.Bunların birisi hayvan pazarının girişinde ikincisi orta kısımlarda durur,diğeri hayvan pazarının son kısımlarında durur,gözlerine kestirdikleri saf bir köylü gördüklerinde önce en baştaki yaklaşır ve köylüye bir algı oluşturmaya başlar.mesela bir dana satmaya getirmişse bu koyun kaç para diye söze giriyor ya da bir inek getirmişse, bu buzağı ne kadar diyor, buradaki amaç satılan hayvanı küçük göstererek fiyatını kırmaktır.Yani daha az fiyatla alabilmektir.Yine bir gün gariban bir köylünün oğlu babasına “baba para pul kalmadı bu hayvanlardan birini götürüp pazarda satayım kış günüdür ihtiyaçlarımızı karşılayalım” der.Baba ise kapıdaki hayvanın satılmasına pek taraftar değildir ama yine de razı olur ve oğluna derki “Oğul bari dikkat et canbazların eline düşme hayvanımızı yok pahasına elinden almasınlar.”der. Oğlu ise “tamam baba beni kimse kandıramaz sen gönlünü ferah tut “der, iri bir danayı önüne katıp hayvan pazarına götürür..Bu canbazlaran birisi toy delikanlı ve önünde getirdiği güzel danayı görür, hemen yanına yanaşır “Selamın aleyküm, hoş geldin bu koyun satlık mı evlat”der, toy delikanlı adama bakar sonra da “aleykümselam da bu koca danaya sen nasıl koyun dersin”diye söylenir, ne danası be oğlum bu bir koyundur der.Oğlan kızar ve git işine sana satılacak hayvanım yok der.Onları kolaçan eden diğer canbaz oğlanı takip eder biraz ileride delikanlının yanına gelip selam verir ve o da aynı şeyi söyler,delikanlı sinir olur, ona da kızar ve sonra kendi kendine söylenir “Acaba bu hayvan gerçekten de dana değil de koyunmudur” sonra da “yok yok öyle şey olurmu bu bir danadır” der ve hayvanı daha ileriye götürür, pazarın sonlarına doğru üçüncü canbaz devreye girer “merhaba delikanlı bu koyun satlıkmı” der delikanlı bu defa gardı düşmüş bir halde "evet satılıktır" diye cevap verir.Yapılan algı sonunnda amacına ulaşmış koskoca danayı koyun fiyatına satın almışlardı.Oğlan eve dönünce babası sormuş “oğul danayı sattın galiba” diye sorar, oğlan ise hiddetli bir şekilde “ne danası koyunu verdin elime dana diye götürdüm pazara rezil oldum,danayı satıyorum dediğimde, bu koyundur dediler ne danası herkes bana güldü”dedi. Baba; “Oğul sen canbazların eline düştün onlar seni kandırdılar” diye dövündü.Baba oğul biraz da tartıştılar amma koca dana elden gitti ellerine geçen para İse ihtiyaçlarını karşılamamıştı.Aradan bir aya yakın bir zaman geçmişti oğlan yine babasına gelip baba bir hayvan daha satmamız gerekiyor para kalmadı ihtiyaçlarda arttı dedi.Baba ise "oğul idare edelim şunun şurasında ne kaldıki yaza “dediyse de oğul onu dinlemedi ve sonunda kabul etmek zorunda kaldı,evin sağılan ineğini de götürüp satacaklardı..baba yine oğluna oğul "bu sefer beraber gidelim "dedi, oğlan bunu kabul etmedi "sen yaşlısın kasabaya kadar yorulma,ben götürürüm" dedi baba ise yine bir tuzağa düşersin dedi.Yok baba o bi defa oldu bi daha olmaz dedi ve hayvanı önüne katarak hayvan pazarına götürdü onu gören canbazlar yine kafakol hareketine giriştiler; bu seferki taktik farklı idi."Merhaba kardeş bu hasta hayvanı kaça satıyorsun" dedi bir canbaz bizim saf delikanlı dönüp adama baktı bu hayvan sağlam hiçbir hastalığı yok" dedi.Canbaz ise “Bak delikanlı görmüyormusun ağzından salyalar akıyor bu hayvan hasta” dedi yakında da ölür"Delikanlı ona kızarak iyi sen alma o zaman dedi yine biraz ileriye doğru gitti, anlaşmalı canbazlardan birisi daha çıktı ortaya"selamın aleyküm delikanlı bu hasta hayvanı kaça satıyorsun" dedi delikanlı hayretle adamın yüzüne baktı “ne hastası be abi bu hayvan sağlıklı bir hayvandır" diyerek oradan uzaklaştı ve az ileride bekleyen canbaz toy delikanlının yanına gelerek babacan bir tavırla”oğlum bu hayvanın bakıma ihtiyacı var bunu niye getirdin" dedi.Delikanlı satmak istediğini söyledi, bu sefer yine algı tutmuş sağlıklı ve güzel hayvanı bu babacan tavırlı adama, yani canbaza ucuz bir fiyata vermek zorunda kalmıştı.Eve gittiğinde baba sorar "oğlum ne yaptın güzelim ineğimiz elimizden gitti" dedi,oğlan sesli bir tonda" baba ne güzeli o inek hasta idi,kim görse hemen bu hayvan hasta yakında ölür dediler, ben de sattım o hasta hayvandan kurtulduk dedi.Babası ellerini dizine vurarak “Vah saf oğlum yine seni kandırmışlar,yazık elimizdeki varlıkları yok pahasına elden çıkardın”dedi.Aralarında biraz da ağız dalaşı oldu.
Ama bu duruma çok kızan baba bu hilenin bedelini çok ağır ödeyecekler dedi,bir plan yaptı kefen parası olarak Ayırdığı bir altını hanımından istedi ve ertesi gün pazara gitmek üzere hazırlıklara başladı.
Evdeki ördeği güzelce besledi ve yarın onu pazara götüreceğini hanımına söyledi.Hanımı ne yaptığını sorunca yarın öğrenirsin dedi ve evdeki kefen parası olararak sakladıkları altını aldı, akşam oldu uyumaya başladılar.Sabah erkenden ördeği bir kutuya koydu, altını da yanına alarak pazara gitmek için yola koyuldu.
Hayvan pazarına vardığında yorulmuştu, bir köşeye oturup hem dinlenip, hemde getirdiği kutudaki ördeğiyle ilgilenirken gözleriyle etrafı kolaçan ediyordu. Gözleri oğlunu tuzağa düşüren canbazları arıyordu.Hilekar tipler hemen belli ediyor kendini. saf ve acemi görülen birinin başına toplanan üç kişi dikkatini çekmişti , yanındaki ördekle ilgilenip ara sıra sesli bir şekilde” aferin kızıma hadi prenses göster kendini” diyerek sesleniyor,sonra da ördeğin içinde bulunduğu kutunun üstünü örtüyle kapatıyordu, işte amacına ulaşmıştı.Onun hareketleri canbazlardan birinin dikkatini çekmiş, yavaşça yanına yanaşarak sordu”merhaba amca sen ne yapıyorsun böyle”dedi.Adam kısık bir sesle sus hayvanı ürküteceksin dedi canbaz daha bir dikkatle adamı izlemeye başladı,adam örtüyü kaldırdı ve kutudaki ördeğin altına elini götürdü oradan bir altın aldı ve “sağol kızım bu gün de beni mutlu ettin”dedi.canbaz heyecanlanarak ne yapıyorsun böyle amca bu altın neyin nesi" diye sordu..adam; oğul bu benim sihirli ördeğim her hafta bir altın yumurtluyor,bende onu satıp ihtiyaçlarımı karşılıyorum ama büyük bir sorunum var onun için ördeği satmaya getirdim" diyerek hıçkırmaya
başladı.Canbazın gözleri parlamaya başlamıştı,üzülme amca inşaallah bu hayvanı satar ihtiyaçlarını giderirsin dedi. "madem bu kadar üzülüyorsun ben alayım senin bu ördeği sana da iyi bir para veririm" dedi.Yaşlı amca "sağol evlat
ne kadar verirsin bu altın yumurtlayan ördeğe" diye sordu dedi ki bu ördek en fazla 20-25 lira eder ben sana elli lira vereceğim dedi,amca buna itiraz ederek "oğlum görüyorsun bu hayvan haftada bir altın yumurtluyor ben onu elli liraya
verirmiyim" dedi.Peki kaç liraya vereceksin dedi bu en az beşbin lira eder dedi.canbaz "yok amca çok pahalı diyorsun" dedi ve ayrıldı amcanın yanından. Az ilerideki ortaklarına durumu anlattı, her ikisinin de gözleri faltaşı gibi açıldı “bir başkası kapmadan onu alalım”diyerek harekete geçtiler.Pazarda ilerleyen adamın yanına yaklaşan ikinci canbaz "selamın aleyküm amca bu ördeği ne gezdiriyorsun" dedi.yaşlı amca” paraya ihtiyacım var bunu satmaya getirdim” dedi.Bunun ne özelliği varki bundan alacağın para senin ihtiyacını karşılasın dedi."Bunun çok önemli bir özelliği var oğul kimse duymasın bu ördek altın yumurtluyor"dedi. .Canbaz “bu dediğin inandırıcı değil” dedi, adam cebinden altını çıkararak gösterdi “inanmıyorsan ordaki adamlara sor”dedi. nihayet pazarlık bittiğinde bu canbaz da 3 bin liraya işi bağlayalım dediyse de yaşlı amca o fiyata vermem diyerek beş bin lirada ısrar etti.Daha ileride bekleyen üçüncü canbaz gelerek altın yumurtlayan ördeği almak istedi ve sonunda yaşlı kamil amcayı dörtbin beşyüz liraya razı ederek ördeği aldı.
Kamil amca bir inek fiyatına ördeği onlara satıp parasını cebine koyarak oradan ayrıldı.Canbazlar bu paha biçilmez ördeği 4500 liraya aldıkları için sevinçli bir şekilde" iyi kar ettik” diyerek evlerine gidip bir hafta sonra ördeğin altın yumurtlamasını beklemeye koyuldular.Kamil amca ise oğlunu kandıranlara bedelinin bir kısmını ödettiğine sevinerek “durun hele bu daha ne ki”diye kendi kendine sevinerek evine döndü. “hanım bana bir çay demle” diyerek neşeli bir şekilde sedirin üzerine oturup yeni planı için düşünmeye başladı.Hanım ben yarın tavşan avlamaya gideceğim benim malzemelerimi hazırla dedi hanım ne olup bittiğine bir anlam verememişti, ama beyinin keyifli olmasına sevinmişti.
Ertesi gün tavşanın bol olduğu bir vadide akşama kadar uğraşarak iki tavşan yakalamıştı hemde sapasağlam iki tavşan.Gün bittiğinde yorgun ama mutlu bir şekilde eve dönmüş,hanımına yaptığı planı ve bir hafta sonra bu planı uygulayacağını kendisinin de ne yapması gerektiğini ayrıntılı bir şekilde eşine anlatmıştı.Hanım bunları öğrendiğinde bir kahkaha atarak "Bey senden korkulur"dedi.Bir hafta kadar zaman geçmişti ki beklenen misafirlerin köyde kendilerini aradığı haberi gelmişti, yaşlı amca tavşanın birisini evde bırakarak hanımına”Hanım anlattığım gibi yap”diyerek diğer tavşanı heybesine koyup tarlanın yolunu tuttu.Üç cambaz araya sora yaşlı amcanın evini buldular,ve seslendiler kamil amca kamil amca diyerek kamil amcanın eşi "hayırdır buyurun Kamil benim eşimdir” diye seslendi, kapının aralığından. Canbazlardan biri”bizim kamil amcayla bir işimiz var kendisini görmemiz lazım" diye seslendiler.Amcanın eşi onlara beyinin tarlaya çalışmaya gittiğini ve tarlanın yerini tarif etti.
Üç kafadar cambaz tarlanın yolunu tutarak tarif edilen tarlayı buldular, yaşlı amca tarlada çalışıyordu.Selam vererek
onun yanına yaklaştılar,Kamil amca "buyurun hoş geldiniz size nasıl yardım edebilirim" dedi.Cambazlardan biri "amca senin bize sattığın ördek altın falan yumurtlamıyor,ya bize bunun nasıl altın yumurtladığını anlat ya da paramızı ver
ördeğini al" dediler.Kamil amca onun alelade bir ördek olmadığını ve hangi şartlarda altın yumurtlayacağını izah edeceğİni söyledi."Önce bir soluklanın akşam üzeri de misafirim olun birlikte yemek yiyelim size işin püf noktalarını
anlatayım"dedi.Onlar bunu kabul edince heybesinde bulunan tavşanı çıkararak onunla konuşmaya başladı “sevgili oğlum git eve yengene söyle boynuna asacağım kağıtdakileri yapsın, akşama misafirlerimiz var, köfte pilav ve yanına bir ayran yapsın" dedi ve tavşanın başını okşayarak tavşanı bıraktı.serbest kalan tavşan hızla atılarak koşup gözden kayboldu.
Üç kafadar cambaz birbirine baktılar, ama birşeyde söylemediler. Kamil amca konuklarına" buyurun siz biraz oturun ben de işimi bitireyim gidelim" dedi.onlar da bunu kabul ederek oturup ihtiyarın işini bitirmesini beklemeye başladılar,nihayet bir iki saat sonra kamil amca işini bitirip yanlarına geldi.”kusura bakmayın sizleri de beklettim”dedi.
Onlar" önemli değil dinlendik"dediler ve birlikte evin yolunu tuttular.Hanım onları kapıda karşıladı ve hoş
geldiniz" dedi.kamil amca ve konukları ellerini yüzlerini yıkamak için tulumbanın başına giderken Kamil amca seslendi hanım tavşanın boynuna astığım yazıdakileri yaptınmı"diye sordu eşi "evet yazdığın herşeyi yazdığın gibi hazırladım ve sofranın hazır olduğunu söyledi el ve yüzlerini yıkayıp, kurulayıp sofraya geçtiler.Bu canbazlar birbirlerine bakarak bu tavşanı alıp iyi bir fiyata satabileceklerini konuştular.Yemek bitip sofradan kalktıktan sonra Kamil amca ya durumu anlatıp kendilerine böyle bir hayvanın lazım olduğunu ve bunu kendilerine satmasını istediler kamil amca önce mırın kırın ederek kendisinin bu hayvana ihtiyacı olduğunu söylediyse de canbazların ısrarı üzerine" eh madem bu kadar çok istiyorsunuz size onu üçbin liraya veririm" dedi.Canbazlar fiyatın çok olduğunu biraz indirim yapmasını istedilerse de kabul ettiremediler ve kamil amcaya istediği parayı vererek tavşanı heybeye koyup evlerine dönmek üzere yola çıktılar.Kendi aralarında bu tavşanı iyi bir fiyata satabileceklerini ve iyi para kazanacaklarını konuşarak evlerine dönmüşlerdi.
Kamil amca ise bu hileyi öğrenen canbazların kendisinden öç almak için geleceklerini ve yeni plan yapmasının gerektiğini düşünüyordu.
Bu konu aklında gidip uyudular.Yine parlak bir plan yaptı.Ertesi sabah planını eşine anlattı.”Hanım mezarlıkta bir mezar yeri kazacağım ve ben oraya gireceğim yanıma da bir mangal ve içinde bir maşa bırakın dedi.O mezara yerleştikten sonra hanım eve döndü ve oturup gelecek olan canbazları gözlemeye koyuldu.beklenen üç kişi uzakta belirdi,Kamil amcanın eşi bunların beklenen misafirler olduğunu anladı, yapması gereken tarzda davranmaya başladı,
Adamlar evin avlusunda oturan yaşlı amcanın eşinin dizlerine vurarak ah vahlar çektiğini gördüler."Merhaba teyze neden döğünüyorsun böyle dediler;Teyze "Neden olacak dağ gibi eşimi kaybettim,vah bana vahlar bana" deyip ağıtlar
yakıyordu.Adamlar birbirlerine bakarak;paralarının gittiğine mi yansınlar, adamın ellerinden kurtulduğuna mı üzülsünler bilemediler.Kendi aralarında konuştular ve kararlaştırdılar;madem ona birşey yapamadılar, hiç olmazsa mezarına
gidip hem lanet okumak, hemde tuvaletlerini yaparak rahatlamak iyi olacak diye kararlaştırdılar ve yaşlı amcanın karısına;"teyze bari amcanın gömüldüğü yeri tarif et gidip bir dua okuyalım" dediler.Kadın mezarlıkta adamın mezarının
olduğu yeri tarif etti ve adamlar teşekkür ederek oradan ayrıldılar.Mezarlıkta tarif edilen yerde yaşlı amcanın mezarını buldular.Hah işte burada dediler ve ağızlarına gelen küfürleri savurarak rahatlamaya çalıştılar.Adamlardan birinin gözü mezarda bulunan deliğe takıldı."siz banana az müsaade edin ben söverek rahatlayamadım onun mezarına tuvaletimi yapacağım dedi" diğerleri de sıra İle bunu yapmak istediklerini söyleyerek mezardan az uzağa gittiler.İlk önce en büyükleri tuvaletini yapmak İçin mezarın delik kısmına çömeldi içinden küfürler savurarak kıçını o deliğe yanaştırdığı anda mezardaki yaşlı amca elindeki sıcak maşayı uzatarak adamın poposuna bastığında adam büyük bir "ahhhhçekerek pantolonunu tutup mezardan arkadaşlarına doğru koşmaya başlamış, hem yandım ana diye bağırıyor hemde deli gibi koşuyordu.Diğer iki arkadaşı da ona bakıp onun feryatları karşısında onlar da korkup onun ardına takılarak mezarlıktan korku ile kaçtılar.Oradan hayli uzaklaştıktan sonra yorulup durmuşlardı,arkadaşlarına neden bağırdığını ve korktuğunu sordular.arkadaşları da kıçının mezardan uzatılan bir ateşle yakıldığını bunun çok şiddetli bir acı verdiğini söyledi.Bunun kendilerine bir işaret olduğunu başlarına daha kötü bir bela gelmeden buradan uzaklaşmanın uygun olacağını söyleyerek artlarına bakmadan o köyden ayrıldılar ve bir daha da o köye uğramadıkları gibi bundan sonraki alışverişlerinde daha insaflı davranmaya çalıştılar.Yaşlı amca da mezardan çıkarak huzur içinde evinin yolunu tuttu.