Saydam Duvar 2

• 31 Ocak 2021 Pazar 15:06:21

Kimileri vardır nefes kokusunu gideremez açlıktan, kimileri vardır hayatın orta yaşında salvolar gönderir çağı yakalayamayanlara, kimileri vardır bal tutan hesabı parmağını yalar, kimileri vardır artık dalgalara aldırmaz deryada, çünkü bitmiştir mücadele azmi…

Günümüzde Müslümanlar sanıyor ki; insanların sitemi, öfkesi, siniri İslama..Cahiller ezber edip üç beş elif arapça harfi uzatınca sevap kazandık zanneder. Ülkemizdeki ve bölgemizdeki baskın kültür İslamiyet olduğu için kendi çapında her düşünürün yapması gereken kültürel yanlışları toplumun önüne sermek ve insanların tarihten bu güne “KUTSAL” denilerek arkasına sığındıkları sembol, yazı, kitap, resim, kavram ve yapıların iç yüzünü topluma anlatmaktır. İşte bu notada kıyamet kopar..

Günümüzde çok sesli bir kora gibi internet paylaşımları.. Anlamak isteyene bir söz, bir resim bile her şeyi anlatır.
Yine günümüzde insanların bildikleri şunlardır hiç yoktan;

-Savaşları ihtiyarlar çıkarır gençler ölür.

Bu sözdeki temel kelimeler, ihtiyar-savaş-genç ve ölüm ise; bunları açalım.

İhtiyar kimdir? Ömür süresinin yüzde 70ini geride bırakmış, yürüdüğü yolun sonlarına yaklaşmış, genel olarak torun sahibi olmuş, maddi sorunlarını büyük ölçüde halletmiş, insanların tecrübeli diye başvurdukları kişilerdir. Genelde toplumumuz ataerkil olduğu için, “baba” kelimesine karşılık gelir. Dağ yıkılsa da insanlar kaldırır, düzeltir belki, lakin ihtiyar yıkılınca toplum yıkılır, millet yıkılır. Bu yıkılmaktan gaye bedeni değil, zihnidir, çağı okuyup okuyamadığı ile ilgilidir. İhtiyar kavramı o kadar önemlidir ki, ihtiyar öldüğünde bir dönem ölür, bir şehir, bir aile, geride kalanları ölür, şevkat ölür, merhamet ölür, mecazen başını dizine koyduğun yâr ölür.

Devletin ihtiyarları ölürse devlet ölür. Cumhurbaşkanlığı Yüksek İştişare Kurulunu nasıl değerlendirirsiniz peki?

Çağın gerisinde kalmışlar mıdır; Hukuk adına, teknoloji adına, 20 li yaşlarındaki gençlerin hayalleri adına, ülkenin geleceği adına, maalesef çağı ıskalarlar ise, bir millet ölür, devlet ölür. İşte o yüzden devletler kişilere değil kurumlarıyla yaşar. Kurumlar ölürse devlet ölür, millet ölür. Yargı ölürse zaten Diyanetin pamuk tıkamaktan başka bir görevi de kalmaz. Yargı ölmüş ise ihtiyarların da hükmü kalmaz. İşte o ihtiyarlardır ki; koltukları için artık milleti görmezden gelir, gençlere gaz vererek savaşa gönderir, onlar için insanlar canlı değil, satranç masasındaki bir elemandır. Ne atası, ne ailesi ne de bir yaşamı vardır artık gençlerin, bir hamle ileri, çapraz git, zıpla L şeklinde hareket et, iki hamle açıl, öl ve öldür prosedürü meydana gelir ki..

Görünen o ki sadece ülkemizin değil dünyanın ihtiyarları da çağın epey gerisinde kalmışlardır, genç olmak teknoloji kullanmak değildir sadece, geleceği daha iyi hale getirmeye çalışmaktır, bu iş en çok orta yaşlı insanların ihtiyarlara doğruyu gösterip gösteremeyeceği ile alakalıdır. Eğer orta yaşlılar da ihtiyarların elinde oyuncak olursa; gençlerin ölmesinden başka umutları kalmayacaktır hayat adına, siz bunu; din adına, ülke adına, vatan adına, yâr adına, evlat adına diye de okuyabilirsiniz..

İşte ülkemizdeki en büyük sorun Y kuşağının her anlamda ihtiyarlara, yani Patlama Kuşağına kuyruk olmalarından kaynaklanmaktadır. Devrimiz, anıların anlatılacağı bir ihtiyarlık çağını maalesef taşıyamayacak, bir ölüm üçgenine düşmüştür. Eğer ihtiyarlar, dünyayı, dini, ülkeyi satranç masasındaki bir oyun gibi görmeye devam eder ve Tanrı, Allah, kutsal vb adına çağı ıskalarlarsa maalesef ülkemiz çökecek, devletimiz yıkılacak, milletimiz köleleştirilecektir.

Ben devlet bazlı örnek verdim, sizler bu örnekleri hayatın her konusuna uyarlayabilirsiniz…

Kendi evlatlarını cepheye göndermeyen ihtiyarların ve o tür ihtiyarların vereceği kararlara uymak Tanrının gazabına davetiye çağırmaktır, tarih bunun örnekleriyle doludur.

Savaş konusu da zihnimiz müsait olursa, sonra..