- 383 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
PERİ KIZI
Uyku tutmadı gözlerini, yatakta sağa sola döndü, yorganın altında kıvrıldı, iki büklüm oldu. Her tarafını ateş basmıştı. Bu ateş, ocaktaki ateşe benzemiyordu. Sanki hayat iksiriydi. Bastığı yeri bilmiyor, havada uçuyordu. Bugünlerde kavak yelleri esiyordu kafasında. İçindeki duygularla çoşuyor, dağların zirvesine tırmanıyordu. Yorgunluk nedir bilmeden bir çırpıda çıkıyordu en yüksek tepesine.
Muhacir Reşit( Macir Reşit Aga, diyorlardı), oğlundaki değişiklikleri an be an izliyordu. Elinde avucunda bir erkek çocuğu vardı. Diğerleri, sıtmadan, tüberkülozdan ölmüşlerdi.
"Bu sıpaya ne oldu bea son günlerde. Kıpır kıpır er tarafı oynar, yerinde duramaz. Gönül işiyse akkıdır. Ele bi askere gitsin gelsin emen başgöz edecem."
Oğluna alacağı kızı şimdiden kafasına koymuştu. Gülcemal Gemisi’nde ahbap oldukları Seyit Ali’nin kızını aklından geçiriyordu. Ne de olsa macirdi. Yerli kızını almak mı, töbe. Allah yazdıysa bozsundu. Bu yerli Türklerden çektiklerimi Yunan gavurundan çekmedik, derdi.
"Bitli macirler."
"Alık macirler."
"Yunan tohumları."
Aldığım gelin safkan macir olmalı bea.
Günlerden pazartesi. Niksar’ın pazarı. Manifatura dükkanı kalabalık. Hurşit, onaltı yaşının çevikliğiyle babasına yardım ediyor. Raflardan basma toplarını indiriyor, patır patır açıyor, babasının söylediği uzunlukta elindeki tahta metre ile ölçüyor, kesip hazırlıyordu müşteriye.
"Osman Aga’nın gayfesine bi soluk seğirt, on çay kap, gel."
Hurşit, ok gibi fırladı. On onbeş adım atmıştı ki zank diye fren yaptı. Yüreği gümbür gümbür etmeye başladı. On gündür feleğini şaşırtan, geceleri rüyalarına giren kız, anasıyla birlikte caddenin karşı tarafındaydılar. On gün önce gözgöze geldiklerinde cin çarpmışa döndü. Kızın gülümsemesiyle kendine gelmişti ama sanki hayal aleminde; karşısında ki peri kızıydı. Kız, karşı mahalledendi. Yerlilerin mahallesinden. "Bu kızı sevdim bea," diye içinden geçirdi.
Tekrar gözgöze geldiler ama kızın anası, kızının kolunu çimdikledi.
"Önüne bak kızım."
Kadın, " kızımı, bitli macire vereceğime çingeneye veririm daha iyi," diye içinden geçirdi.
NOT:- GÖNLÜM ORADA KALDI - ROMANINDAN BİR BÖLÜM.
LOZAN MÜBADİLLERİNE İTHAFEN.
YORUMLAR
Yazının yarısına gelince anladım.
Bu dedim Ayhan'nın yeni romanından bir bölüm.
Çünkü biliyorum romanlarının üslubunu, başarısını.
Roman yazmak bizler gibi günlük yazı yazmaya benzemez.
Sabır ister, ustalık ister.
Bunlarda sende fazlasıyla var.
Öperim gözlerinden canım kardeşim.