Şerefle bitirilmesi icap eden en ağır vazife hayattır. -- toegueville
Öztürk ALKOÇ
Öztürk ALKOÇ
@ozturk-alkoc

AT GÖZLÜĞÜ

25 Ocak 2021 Pazartesi
Yorum

AT GÖZLÜĞÜ

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

546

Okunma

AT GÖZLÜĞÜ

AT GÖZLÜĞÜ

AT GÖZLÜĞÜ

At Gözüğü nedir,biliyormusunuz? At gözlüğü, atların sağa sola bakmadan yalnızca gideceği yöne doğru yürümesi için koşum takımının atın başına gelen bölümünün iki yanında göz hizasında bulunan parçasına verilen addır.
Birçok insan bunu bir deyim olarak da kullanırlar. “olaylara at gözlüğü ile bakmak,at gözlüğü takmak,at gözlüklü olmak vs.gibi.
Bazen düşünürdüm; bu nasıl bir şey, neden insanlara bunu diyorlar, diye bir gün gidip arabaya koşulan bir atın yanına yakından baktım.Gerçekten de at gözlüğü o canlının yalnızca önünü görmesine yarıyor, başka yönlerde veya yanda ne var ne yok görmesine izin vermiyor, bu o canlının hedefe doğru yürümesine vesile olurken çevreden de habersiz kalmasına sebep oluyor. Sonra düşündüm bunu insanlar üzerinde yorumlarsak anlamı nedir diye;
Çevremizde olup bitenleri bu deyim açısından yorumlamaya başlayalım:Çin Diktatoryası Uzun yıllardır hegomonyası altında tuttuğu Uygur(DoğuTürkistan) bölgesinde yüz elli yılı aşkın süredir insan haklarına aykırı bir şekilde
Doğu Türkistanlı Türklere, insan onurunu kıracak tarzda asimilasyon ve soykırım uyguluyor.21.yüzyılda yapılan bu uygulamalar bırakın Türk olmayı İnsan onurunu bile kırıcı bir hal almıştır.En son yaptıkları vicdansızlık yüz bin kadar Uygur Türk’ünü evlerinden alarak toplama kamplarına götürmüşler güya bu insanları aşırı uçlara kaymasınlar diye eğitmek amacıyla götürüyorlarmış halbuki oraya götürme nedenleri insanlık onurlarını çiğneyerek onların evlerine 100.000 çinli erkek nüfus yerleştirmişler.Bir taraftan bu insanları asimile ederken, diğer taraftan onları aşağılayarak onların onurlarını çiğneyip kendi istedikleri tarzda mangurtlaştırarak kimliklerini yok etmektir.22 ülke bu uygulamayı eleştirerek çin’i kınamışlar,bu uygulamadan vazgeçmeye çağırmışlardır. Bu ülkelerin çoğu avrupalı hırıstiyan ülkelerdir.46 ülke ise çin’ in politikalarına destek veriyorlar.Bu ülkelerin bazıları, doğu bloku ülkeler olduğu gibi büyük bir çoğunluğu Müslüman ve Arap ülkelerinden oluşuyor,yani bu müslüman ülkeler din kardeşleri olan Uygurlara yapılan insanlık dışı uygulamaya destek verdiklerini bildirmişlerdir.İlginç olan Türkiyenin bu konudaki sessizliğidir.Hükümetteki dindar ve Milliyetçi olduğunu iddia eden iki parti bu konuda sessiz oldukları gibi Çin’den Kovid aşısı alarak bir bakıma onların politikalarına dolaylı destek vermişlerdir.Çin tarihine baktığımız zaman onların ömrü Türk ülkelerini entrikalarla yıkmak için uğraşmakla geçmiştir.Günümüzde dahi görenleri hayret ve şaşkınlığa düşüren çin seddi Türkleri engellemek için yapılmıştır.Böyle bir tarihe sahip çinliler’in şu anki nüfusu birbuçuk milyarı aşmıştır.Oradaki 16 milyon Türk’ü yok etmek için kesintisiz çalışmaktadırlar.Son günlerde medyada dolaşan haberlere göre Çin kovid aşısını parayla vermesine rağmen bir şart daha İleri sürmüş Türkiyedeki muhalif Doğu Türkistanlıların kendisine iadesini istiyor,Doğu Türkistanlılar ise kendilerinin Çin’e teslim edilmesi halinde Ankara’da Kendilerini yakacaklarını söylemişlerdir.Hükümetten bu konuda bir açıklama gelmemiştir.Şimdi gelelim Filistin ve İsrail davasına;İsrailli Museviler veya bizim Yahudiler dediğimiz topluluk ırki olarak Araplarla aynı ırka mensupturlar,yani Sami ırkına mensup milletlerdir.Hazreti Muhammed döneminde Arabistan Yarımadasında Araplar ve yahudileler, kabileler halinde iç içe yaşıyorlardı. O zamanki yahudi Kabilelerinden bazıları Beni nadir,Beni kureyze,Beni kaynuka,Beni kinene vs. gibi.Hz.Muhammed bu kabileleri ortadan kaldırmamış bazı kurallara uyma şartıyla yaşantılarına devam edebileceklerini söylemiştir.Diğer taraftan kutsal kitabımızda Hz.Musa’dan Hz.İsa’dan bahsedilmektedir,yani onların dini Hırıstiyanlık da Musevilik de Tanrı tarafından gönderilen semavi dinlerdendirler.Bizim yahudilere verdiğimiz tepkiler Arapların tepkilerinden kat kat fazla ve gereksizdir.Bizim Millet olarak önceliğimiz kendi soydaşlarımız olmalıdır.Çünki onlar bizim dindaşımız değil soydaş, yani dildaşımızdır.Yakut Türklerinin,Saha Türklerinin,Tuva Türklerinin bizim açımızdan inancı önemli değildir.Onların inancını değiştirmeye hakkımız yoktur.Biz nasıl müslümanlık dinine girmişsek onlar da şamanizmi benimsemişlerdir.
Gagavuz(gökoğuz)Türklerinin Hırıstiyan olmaları kendilerini ilgilendirir.Kimse onların inançlarını değiştirme hakkına sahip deeğildir.Hazar Türkleri Yahudi yani Musevilik dinine mensupturlar.Onların tarihi ve dini hakkında kimse söz etmiyor, çünki musevi inanışında olduklarındandır.İşte biz at gözlüğü ile bakarsak biz soydaşımız olan bu insanlarla yakınlaşamayız.Bizim millet olarak ulusal çıkarımız kendi dilimizi konuşan bu insanları inançlarına göre ayırmak değil, onları olduğu gibi kabul ederek kucaklamak sorunlarına imkanlarımız ölçüsünde destek olmaktır.Biz Arap’ın derdini kendimize dert etmek yerine her milletle milli çıkarlarımız temelinde ilişkilerimizi geliştirmeliyiz.Aksi politikalar milletimizin ve devletimizin bekasına fayda sağlamaz, aksine zarar verir.Kimilerinin hamaset duygularını sömürmek amacıyla yaptığı politikalara alet olmamalıyız.Günümüzde Azerbaycan’a verilen desteğe baktığımızda birilerinin şahsi
ve maddi emelleri doğrultusunda yaptıkları faaliyetleri milletimize farklı tarzda aksettirmelerine de gereksiz prim verilmemelidir.Olaylara objektif tarzda bakabilmek için at gözlüklerini çıkarmalıyız

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
At gözlüğü Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz At gözlüğü yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AT GÖZLÜĞÜ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.