- 399 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÜLLÜKLÜ HERMİYAS ve YUNUS BALIĞI
GÜLLÜKLÜ HERMİYAS ve YUNUS BALIĞI
Muğla ilinin, Milas ilçesine bağlı bir mahalle niteliğinde olan Güllük, Güllük Körfezi’nde bulunan şirin mi şirin bir sahil kasabasıdır. Güllük, eşsiz güzelliğinin yanında Hermiyas Efsanesiyle de oldukça meşhurdur. Merak ettiniz değil mi bu efsaneyi? Farkındayım, şimdi sizinle paylaşacağım.
Günümüzden yıllar yıllar önceymiş, Güllük Körfezi’nde denizle iç içe, barış içinde mutlu insanlar yaşarmış. Burada herkes birbirini tanırmış, komşuluk ilişkileri çok iyiymiş, birbiriyle her şeylerini paylaşırmış. İmece yoluyla, birinin işini hepsi el birliği ile yaparmış. Çocuklar sahilde neşe içinde hep birlikte oynarlarmış. Bu çocukların biri, babasını yıllar önce bir iş kazasında kaybeden, annesiyle birlikte yaşayan Hermiyas’mış. Anne-oğul ilşkisinin dışında arkadaş gibiymişler. Her günleri birlikte geçermiş. Annesi onu gözünden bile sakınır, her türlü kötülükten, tehlikeden korur, yanından ayırmazmış. Bir yaz günü, köyün çocukları denize açılmaya karar vermişler. Arkadaşları olan Hermiyas’ı denize açılmaya davet etmişler. Hermiyas annesinden denizde açılmak için izin istedmiş. Annesi canından çok sevdiği biricik oğlunun başına kötü bir şey gelebileceğini düşünerek izin vermemiş: "Olmaz bir tanecik yavrum, denize açılmak çok tehlikeli." diyerek izin vermemiş. Bunun üzerine Hermiyas arkadaşlarına onlarla gidemeyeceğini, annesinin izin vermediğini söylemiş Ailelerinden izin alma gereği bile duymayan arkadaşları Hermiyas ile dalga geçmişler ve kahkahalar atmışlar da atmışlar. Hermiyas’a "Kızsın oğlum sen. Ana kuzususun! Süt çocuğusun. Eve git sütünü iç de yat!" "Kızdan ne farkın var senin?" demişler. Arkadaşlarının yaptıkları alaycı konuşmalar Hermiyas’ ı çok üzmüş. Bir türlü kabullenemiş, kendisine yedirememiş. Üzgün üzgün eve gitmiş. Annesi sebebini sorunca arkadaşlarının söylediklerini bir bir anlatmış. Anne işte, yavrusunun üzgün haline dayanamamış: "Hadi Hermiyas’ım, biricik yavrum, madem seninle dalga geçtiler, sen de bu kadar çok üzüldün, sen de git öyleyse. Ama dikkatli ol olur mu? Başına bir iş gelmesinden korkuyorum." demiş. Bunu duyan Hermiyas annesinin boynuna sarılmış, öpmüş tombik yanaklarından. "Aman da evladına kıyamazmış?" demiş ve sevinç içinde arkadaşlarının yanına gitmiş.
Açılmışlar denize Güllük’ün sevimli çocukları. Egenin tuzlu suları onların sesleriyle dolmuş. Hafif hafif esen rüzgarda açılmışlar da açılmışlar. Köylüler arkalarından bakmışlar onlara. Bir süre sonra gözden kaybolmuşlar. Başta Hermiyas’ın annesi olmak üzere köyün kadınları merak etmeye başlamışlar. Hatta korkmuşlar ama birbirlerine belli etmemişler. Neyse ki korktukları olmamış, bir süre sonra kıyıya geri dönmeye başlamışlar. Güllük kıyıları çocuk sesleriyle yeniden şenlenmiş. Hermiyas’ın annesi koşa koşa gitniş yanlarına. Ama nafile. Bir tek o yokmuş aralarında. Annesi başlamış ağlamaya dövünmeye. Bu kez onun ağlama sesleri yankılanmış kıyıda. Güllük’ ün en usta balıkçıları vakit geçirmeden açılmışlar Ege denizine, aramaya başlamışlar. "Hermiyas’ı Ege aldı." diyormuş herkes. Balıkçılar körfezin her yerini karış karış aramış. Ama Hermiyas bulunamamış. Zavallı annesi Hermiyas’ın yokluğunu kabullenememiş bir türlü. yolmuş saçını başını. Ancak içinde de bir his varmış oğlunun geri döneceğine dair. Kadıncağız ne yapsın? Elinden bir şey gelmiyormuş. Bağrına taş basıp beklemeye başlamış. Denizden dönen herkese sormuş durmuş. Günlerden bir gün bir balıkçı telaş içinde bağırmaya başlamış: "Gördüm gördüm! Hermiyas’ı gördüm!" diye müjde vermiş. "O halde niye getirmedin?!" diyen herkese: "Nasıl getirseydim, yunusun sırtındaydı. Ben ona yaklaştıkça denize dala çıka uzaklaşıyordu." demiş. Balıkçıya kimse inanmamış. "Yunus sırtında insan taşımaz, seninki hayal." demişler. Ama bir gün Hermiyas’ ın geri döndüğü herkes tarafından duyulmuş. Başta üzgün annesi olmak üzere herkes heyecanla kumsala koşuşturmuş. Ama ne görsünler, Hermiyas hareket etmiyor, hatta nefes bile almıyormuş. Kumsalda boylu boyunca sessizce yatıyormuş. Yanı başındaki yunusla birlikte. Anlaşılmış ki balıkçının anlatmaya çalıştığı yunus buymuş. "Ben size söylemedim mi? Bakın, işte bu yunusla beraberdi." demiş. Hermiyas’ın annesi sarılmış yavrusunun cansız bedenine, daha sonra bayılmış.
Köyün muhtarı: "Bu olaydan ders çıkarmak lazım. Görüyor musunuz vefalı yunusu? Arkadaşını cansız bedeninin yanına gelmiş ve kendisini ölüme terk etmiş. İnsanlar da bunu yapmalı aslında. Dostluklar pazara kadar değil, mezara kadar olmalı." demiş
İSMAİL MALATYA 23/01/2021-CUMARTESİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.