- 253 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAYATIMDAN ENSTATANELER
HAYATIMDAN ENSTATANELER
Sınava yeni girmiş sonuçları bekliyordum. Sonuçlar geldi. Edebiyat fakültesini kazanmıştım ama askerlik problemim vardı. Tecil yapamıyordum. O yıllar fakülte kazanmak tecil sebebi sayılmıyordu. Bir arkadaşım akıl verdi. Hem de ne akıl. Üstelik örneklerle. Hala hatırlarım.(Şimdi yeri değil) . Yeri gelince yazarım.
Yazmayı seviyorum. Anılarımı yazacağım kararlıyım. Özal’dan ibret aldım. Zavallı yazamadan göçtü. Tam Türk usulü. Bizde anı yazma geleneği yok. Hocalarım hep bunu söylerdi. Ben bu yüzden çok günlük tuttum. Ama temize çekemedim. Kısmet belki başarırım.)
Üniversite kazanmam tam bir maceradır. İlk sınavımda kazandım, bir de son sınavda. Arada 5 sınav geçirdim fazladan. Toplam yedi oldu. Son kezinde sınav sayısında sınırlama yapmışlardı. Ben 2’ sini eksilterek yazdım. İstanbul’da okuyacaktım. Hep İstanbul’daki fakülteleri yazdım. Kazanmıştım. Türkoloji okuyacaktım. Hep hayalim buydu. Edebiyat öğretmeni olmak. Edebiyat öğretmeni ve yazar. Edebiyat tarihçisi de olabilirdim. Ama olmadı.
Hiçbir zaman dershaneye gitmedim. Oldum olası dershaneye karşıyımdır. İlkinde ilimizdeki İs-fen dershanesi şubesinin dergisinde kazananlar listesinde adım çıktı. Kendi öğrencilerinden sayarak üzerimden rant elde etmek istemişlerdi. Son sınava bir arkadaşımın teşvikiyle girdim. Hiç test kitabı karıştırmadan yalnızca kitap okuyarak. O da öyle söylemişti. ‘Sen çok kitap okuyorsun abi mutlaka kazanırsın.’
Öyle de oldu. Ancak bu kazanımda önceki sınavlarda edindiğim bir deneyimimin çok büyük payı var. İlk sınavıma İstanbul’da girmiştim. Bir önceki geceyi Sirkeci’de tahtakurularıyla beraber bir 3. Sınıf otelde geçirmiş, ama uyuyamamıştım. Bir yandan sıcak, bir yandan stres ve diğer yandan tahtakurularının eziyeti uykumu iç etmişti. Sabah olunca yorgun argın beni yiyen yataktan kalkıp Beşiktaş’ta Çırağan sarayı yakınlarında bir okulda sınava girmiştim. Anarşinin yeni yeni belirdiği, sağ-sol kavgasının yeni başladığı zamanlardı.
Gözetmenler görevini yapmıyor, öğrencilerin kopya çekmesini teşvik diyorlardı. Ben çekmedim. İyi hazırlanmıştım. Hem kimden kopya çekecektim ki benim kadar bilgili olduklarından emin değildim.
Arkadaşlarımdan kopya çekip hak etmedikleri fakülteyi kazanan biri öğreniminde başarılı olamamış, o fakültede yıllarını harcamış, oradan atılıp askere alınmıştı. Askerde psikolojisi bozulmuş hava değişimiyle memleketine dönmüştü. Hastanenin deliler koğuşundaki maceralarını hala anlatır durur.
Aslında iyi bir tarihçi olacak arkadaşım- çünkü tarih sevgisi ve ilgi ve bilgisi çoktu- dişçilik fakültesini hak etmeden kazanınca bu vahim durum ortaya çıkmıştı. Sonradan ücretli öğretmenlik, kaçak dişçilik ve en son kerestecilik yaptı. Naylon fatura ticareti yaptı. Bir ara siyasete girdi, il genel meclisi üyesi oldu. Adalet bakanlığında müşavirlik yaptı. Görevden alındı iktidar değişince sonra da emekli maaşına talim etti. Şimdilerde haksızca görevden alındığı bakanlıkta memur oldu geç yaşlarda.
Ahmet Kemal
________________________________________
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.