- 273 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÜN BATIMI CİNAYETLERİ BÖLÜM- 22
GÜN BATIMI CİNAYETLERİ
BÖLÜM- 22
Hayret diye söylendi,’’ zamanımızda böyle iki katlı bahçe içinde yeşillikler arasında bir ev kaldı mı?’’ Aradığı adresteki evin karşısındaydı. Zile bastı bahçe kapısını açarak bahçeye girdi. Bu sırada evin kapısı açıldı, aksakallı yaşlı bir adam göründü.
‘’ Buyur evladım kimi aramıştın?’’
Yaşlı adamı ürkütmemek için, yumuşak yatıştırıcı bir sesle cevap verdim,
‘’ Bey baba, Nermin hanımı aramıştım. Kendisi evde mi acaba?’’
‘’ Cevher Bey adına geldim. Kendisi ile görüşmek istiyorum.’’
‘’ İki dakika izin ver evlat, Nermin’e haber vereyim.’’
Ben beybabayı beklerken, otuz beş yaşlarında oldukça güzel bir kadın çıktı karşıma.
‘’ Niçin aradınız beni, o şerefsizle konuşacak hiçbir şeyim yok benim.’’
‘’ Lütfen beni içeri alın oturup konuşalım. Sizin çıkarınız açısından bu konuşma çok büyük önem taşıyor’’
Kadın biraz düşündükten sonra, beni içeri davet edip, temiz düzenli bir odaya aldı ve karşıma oturdu.
‘’ Ne anlatacaksanız anlatın ve gidin bu saatten sonra onun yanına dönmeye hiç niyetim yok.’’
‘’ Nermin Hanım, onu adamı olmama rağmen, ben sizin tarafınızdayım. Şimdi sizden rica edeceğim. Anneniz ve babanızda bu konuşmaya tanık olsun.’’
Nermin Hanım ayağa kalktı yanımdan geçerek odadan çıktı. Bir iki dakika sonra, üçü beraber odaya girip karşıma oturdular. Şimdi sıra bana gelmişti. Yerimden kalktım, yaşlı adamın karşısına geçip cebimden tabancamı çıkarttım. Yaşlı adamın birden eli ayağı titremeye başladı. Anne kızda şok olmuştu.
‘’ Bey baba lütfen bu silahı holdeki masaya bırakır mısınız? Giderken alırım.’’
Yaşlı adam korkudan titreyerek, elimden silahı aldı odadan dışarı çıktı ve vakit kaybetmeden yanımıza geldi. Korkudan titreyen bir sesle,
‘’ Oğlum, bizimle alıp veremediğin ne?’’
‘’ Bey baba amacım sizi korkutmak değil, kurtarmak. Nermin Hanım, kocanız Cevher, beni sizi öldürmek için tuttu.’’ Genç kadın,
‘’ Bu adam çıldırmış?’’
‘’ Şimdi bana anlatın, bu adamı niye terk ettiniz?’’
‘’ Terk etmeseydim de, ne yapsaydım? Bana yapmadığı pislik kalmadı. Üzerime dost tuttu. Eve getirdi, beni onunla beraber yaşamaya zorladı.’’
‘’ Aşağı yukarı tahmin edebiliyorum. Sözüm ona kocanızı öldürtmek için adam tutmuşsunuz? Doğru mu?’’
‘’ Aslı astarı yok, benim tek derdim ondan kurtulmak.’’
‘’ Söylediğine göre mal varlığının yarısını senin üzerine yapmış? Doğrumu?’’
‘’ Evet, doğru, ama eksik söylemiş. Mal varlığının üzerine şerh koydurmuştu. Yani onun mal varlığını kendi çıkarıma kullanamam.’’ Yaşlı adam burada lafa karıştı,
‘’ Sen kiralık katil misin evladım?’’
‘’ Nermin Hanım, gazete okur musunuz?’’
‘Evet, eve her gün düzenli gazete girer.’’
‘’ Hiç cam adam diye bir şey okudunuz mu gazetede?’’
‘’ Evet, okudum, önüne geleni öldürüyormuş’’
‘’ İşte o cam adam benim. Demek ki önüme geleni öldürmüyor muşum? Hak edeni öldürüyorum.’’
Anlattıklarımı duyunca, üçünün birden ağzı bir karış açık kaldı. Konuşmaya hiç karışmayan yaşlı kadın,
‘’ Bizi öldürecek misin evladım?’’
‘’ Korkmana gerek yok benim güzel anacığım. Haksız yere kimseyi öldürmem ama Cevher’e hep beraber güzel bir oyun oynayacağız. Tabi kabul ederseniz?’’
Nermin Hanım,
‘’ Ne yapmamızı istiyorsunuz?’’
Kafamdan geçen senaryoyu anlatınca, yaşlı adam gülmeye başladı. Biraz sonra hepimiz birden gülüyorduk. Benim tasarladığım senaryoyu uygulamak bir saatimizi aldı ama oldukça iyi iş çıkardık. Nermin Hanım saatine bakarak,
‘’ Saat on ikiyi geçiyor. Vural Bey sizi öğle yemeğine davet ediyorum. İnşallah kabul edersiniz?’’
‘’ Size bir şey daha söylemek istiyorum. Bu iş bitene kadar, iki sivil memur evinizi kontrol altında tutacak. Haberiniz olsun. Sizde bütün ihtiyaçlarınızı tedarik edin. Ve dört, beş gün ortalıkta görünmeyin. Benim söyleyeceklerim bu kadar.’’
‘’ Ama yemeğe kalıyorsunuz?’’
‘’ Evet.’’
Evden çıkarken Nermin Hanıma,
‘’ Bir daha karşılaşacağımızı ummuyorum’’
‘’ Niye, nikâhınız varmış, bizi de davet ederseniz çok memnun oluruz?’’
‘’ Tabi niye olmasın? Telefonunuz var bende haberdar ederim. İyi günler.’’
Nermin Hanımın yanından ayrılınca doğru Asayişin yolunu tuttum. Artık Cevher’den haber beklemekten başka işim kalmamıştı.
Asayişin bahçesinden içeri girince, Heval Baş komisere, çektiğim resimleri gönderdim. Beş, on dakika geçince, telefonla aradım, Heval Baş komisere,
‘’ Baş komiserim, çok üzgünüm. Düşündüm de para ağır bastı. Elinizdeki resimler maalesef mizansen değil. Gerçek. Beni aramayın ortadan kayboluyorum.’’
‘’ Sen ne diyorsun be manyak mısın? Böylemi konuştuk seninle orospu çocuğu? Seni yakalayınca, yargısız infaz yapacağım.’’ Hansa,
‘’ Ne oldu Heval? Ateş püskürüyorsun?’’
‘’ Hiç yanıma yaklaşma yoksa kalbini kırarım.’’
Hansa, yanından sessizce uzaklaşırken, diğer arkadaşlarda şaşkınlıkla Heval’e bakıyorlardı. Heval, sandalyeyi tekmeledikten sonra, önündeki masayı devirdi. Kendini afakanlar basmaya başlayınca, Asayişten çıkıp, koşar adım merdivenlerden inmeye başladı. Ana binanın kapısından hızla çıkarken, Vural’la çarpıştı. Vural kendine gülerek bakıyordu. Düştüğü yerden kalkarak Vural’ın yanına giderek, suratına okkalı bir tokat attı. Vural hala gülmeye devam ediyordu.
‘’ Bunu sana ödeteceğim Vural. Yürü Asayişe çıkıyoruz?’’
Asayişten içeri girince Hansa’ya seslendi,
‘’ Hansa, şu psikopatı, içeri at. Aç susuz iki gün yatsın. Belki aklı başına gelir.’’
Paydosa doğru masasını toplarken, birden aklına Vural geldi. Toplanma işini bir kenara bırakıp, odadan çıkarak, karşısına çıkan Eda’ya,
‘’ Vural, hala sorgu odasında mı?’’
‘’ Evet, Baş komiserim siz öyle istemiştiniz. Öğle yemeği vermedik.’’
‘’ Arkadaşlarına da söyle çıkabilirsiniz.’’
Eda’nın yanından geçerek, sorgu odasına gitti. Kapıyı açarak içeri girdi ve Vural’ın yanına oturdu.
‘’ Özür dilerim, sana küfretmemeliydim.’’
Vural, her zamanki soğukkanlılığıyla gülerek,
‘’ Ben size o şakayı yaparken, zaten bunları göze almıştım Baş komiserim. Üzerime düşeni yaptım. Artık Cevherden gelecek habere göre hareket edeceğiz.’’
Heval, ayağa kalkarak kapıyı açtı ve
‘’ Geceyi burada geçirmek istemiyorsan çıkabilirsin?’’
‘’ Emredersiniz Baş komiserim.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.