- 508 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
KÖKLER
M. Sabri Haberveren
Sizler hangi gazeteleri, dergileri okursunuz bilemem ama ben ulaşabildiğim bütün yayınları okumaya çalışırım. Gerçi bozulan gözlerim fazla okumama izin vermiyor. Ama yinede okumaya bir şeyler öğrenmeye, olan bitenler hakkında bilgi edinmeye çalışırım kendimce. Geçenlerde güzel bir sayfa düzeni olan Zaman Gazetesi’nde bir haber oldukça ilgimi çekti.
Haberin başlığı “Nusaybinli Macarlar Köklerini Arıyor” şeklinde idi. 159 yıl önce Macaristan’dan Osmanlı İmparatorluğuna sığınan 1300 Macar Halep civarına yerleştiriliyor. Daha sonra bu Macarlardan 1000 tanesi İngiltere’ye gidiyor. 300 Macar da Müslüman olarak Osmanlı İmparatorluğunda kalıyorlar. Bunların büyük bölümü Türklerle omuz omuza Kırım Savaşında Rus’lara karşı mücadele verirken hayatını kaybediyor. Geriye kalanlar Anadolu insanına karışıyorlar.
Bu satırları okuduğumda bizim televizyonlarda da yayınlanan televizyon dizisi Kökleri hatırladım. Afrika’daki evinden ve ailesinden vahşice koparılıp Amerika’da köle olarak satılan Kunta Kinte’nin acılarla dolu hikâyesi televizyonun karşısındaki herkesi ağlatmıştı. Bu dizi aslında Kunta’nın torunun torunu Alex Haley tarafından yazılan romana dayanıyordu. Dizinin en acıklı yerlerinden biri Kunta’nın o yakalandığı andaki çığlıkları diğeri de kaçmaya çalışırken yakalanıp ayağının kesilmesiydi. Acımasız Amerikalı beyazlar Kunta’ya çeşitli işkenceler yaparken kendisine birde “Tobi” diye bir isim vermişlerdi. Kahramanımız "benim adım Kunta Kinte" diye karşı durmuştu onlara. İşte şimdi bize soykırımdan bahseden, medeni! insanların yaptıkları bunlar. Kızılderililerden ise hiç söz etmiyorum.
Türkiye’deki Macarlardan tek kendi ailelerinin kaldığını öğrenen, çoğu beyaz tenli, renkli gözlü aile; Macar, Macaroğlu, Soyubey ve Yıldızoğlu soyadlarını taşıyorlarmış. Birçok tarihçi ve bu sıralarda medyada ismi çok sık geçen Yusuf Halaçoğlu, Macarların Türk soyundan geldiğini, Macar tarihçiler tarafından da kabul edildiğini anlatıyorlar. Şimdi Türkiyeli Müslüman Macarlar, Kunta Kinte gibi köklerini arıyorlar.
Toprağınızdan, ocağınızdan, çevrenizden koptuğunuzu düşünün Çevrenizden tanıdığınız bildiğiniz, yerleri, kişileri ve sevdiklerinizi bir daha göremeyeceğinizi düşünün. Ben böyle durumları içler acısı bir dram şeklinde görürüm. Beni müthiş duygulandırır. Bende kendi atalarım ile ilgili araştırmalar yaparken; 4 kuşak önce kardeşlerin, yani büyük dedelerimin birbirinden ayrı düştüğünü, yeğenlerin, kuzenlerin halen birbirini tanımadığını öğrenmiş ve birçok acılar yaşandığını tespit etmiştim. İnsanların yurtlarından, vatanlarından, sevdiklerinden kopmamasını, böyle acılar yaşamamasını temenni ediyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.