- 365 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Ara
Ara
Evrende ileri veya geri mutlak bir hareketin olmadığını, olanların, "An" işleyişine göreceli oluştuğu bilinir! Gelişim, değişime izafi görünüyor! Geriye gidiş olmaz, ileriye ise çok yavaş olduğunda, asırlar alabilir! İleriden kastım, "Entropi" yani düzenden düzensizliğe akış. Eskime gibi. Saatin akrebi ilk bakışta hareket etmiyor gibi görünür; bu duruyor zannı verir. Yelkovanın hareketi ise gözlenebilir! Çok yavaş olan gelişim için "Gelişemeyecek" tabiri doğru olmasa da anlamlıdır! Bu bir şeyin yutulması ile gargarası gibidir. Bazı bilgiler, sıkça gargara edilince, yutmak gereksiz olarak düşünülebilir. Gargaradan ne bulaştıysa onunla devam edilir.
Saniyeleri sayan kadranın hareketi, ilk bakışta görünür! Dakikaları sayan yelkovanın hareketi ise en az bir dakikada fark edilir. Akrebinki daha uzun sürer! Saate, günleri- ayları- yılları- asırları- bin yılları- milyon yılları gösteren kadranları ekleyelim. Teorik olarak eklenecek bu kadranlar sonsuzdur! Değişimi izleme aralığı her bir üst kadranda artıyor. Tüm kadranların döndüğü söylenebilir. Hareketi, gözlem aralığında olmayanlar için "Hareket etmiyor" tabiri doğru olmasa da anlamlı, olabilir!
"Ne kadarını gözledin?", gözlem, insan için bir ömür (100 yıl gibi) öncesine ve sonrasına bizzat şahit değil. Bilgi edinmiş olabilir ama "Şahit" değildir. Saatin kadranları, turlarını milyarlarca tamamlamıştır. Bir gün, bir Dünya turu; bir yıl, Güneş etrafındaki tur. Bilinen galaksiler etraffındaki tur, bilinmeyen kaç galaktik tur var? Galaksilerin de gruplar halinde bağlı olduğu bir kadran var mıdır? Bütünü gözleyemeyen parçayı gözlemeye çalışır. Aslında parça da gözlenmedi. En küçük, bilinmiyor!
Son tahlilde; gelişim, değişimi gözlemekle bilinir! Gözlenemediğinde, doğru olmasa da anlamlı olan, "Değişim yani hareket, yok!" denilebilir! Gözlem, gözlem süresine göreceli. Yaşlılardan duymuşsunuzdur; "Bu göz, neler gördü!" Oysa o göz, en fazla 100 yıllık bir aralığı gördü! Hareket gözlenemediğinde, gelişim- değişim yok gibidir! Yazılı tarihin, Sümerler ile başladığı söylenir. Öncesi kalıntılardan çıkar. Bilimsel araştırmalarla da bir yere kadar gider. Gerisi mitolojik anlatımlar! Mitolojik anlatımlar için yazılı veya bilimsel bir sınır yok. Bazılarını, salla gitsin! Zeus’lar, Gılgameş’ler daha neler neler...
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.