- 533 Okunma
- 0 Yorum
- 4 Beğeni
Dikiş Makinesi
Eskiden her eve Sümerbank ’tan ya da Adana ’da Taş Mağaza’dan toplarla metrelerce basma ,pazen ,kadife,ipek kumaş satın alınır ve evlerde dikiş yapılırdı.Hemen hemen her evin bir dikiş
makinesi olurdu. Kadının dikiş ,nakış bileni makbuldü. Anneannem anneme çocukken en güzel elbiseleri dikermiş .Annemde bana dikerdi.Önceleri bayramdan bayrama alınırdı kıyafetler .O yıllarda Adana’da öyle hazır giyim mağazası bilinen bir iki tanesi dışında yoktu. Anneler de elinden geldiğince ya kendileri diker ya da mahalle terzilerine diktirirlerdi.O terzilerin bir çoğu evlere gider ,günlerce süren provalardan sonra biterdi. Günlerce önceden modeller beğenilir ,kalıplar çıkartılır ,provalar yapılır ve dikilirdi .Biz de çocuk aklımızla yeni giysilerimin modellerini birbirimize oyun oynarken anlatır ,biraz da caka satardık. Yani o zamanların hava atma biçimi bu günlerdeki gibi telefon modelleri ,araba modelleri değildi. Ne güzeldi çocukluğum ya da çocuk olmak çok güzeldi. Şimdilerde her şeyi o kadar çabuk tükeniyoruz ki tıpkı senede iki bayramda aldığımız elbiseler gibi altı ayda moda değişiyor giysilerimizden bıkıyoruz...
Günümüzde her ay, her hafta bayram oldu .Elbise almanın zamanı yok; istediğin model istediğin elbiseyi her zaman her yerde bulabiliyor, alabiliyorsun. İmkanlar genişledi, istekler çoğaldı. Her şey çoğaldı . Eskiden özlemle beklediğimiz şeyleri kolay elde etmeye başlayınca sevinçler kısa süreli oldu, tatminler azaldı. Kolay elde etme çoğaldıkça elde ettiklerimizin değeri azaldı. Daha fazlasını elde edersek daha mutlu olacağımıza inanırken ne kadar yanıldığımızı anladık. İlişkilerimiz, dostluklarımız ucuzladı . İsteklerimize ulaşırken kolay kaybetmeyi öğrendik. Her kaybımızda kendimizi değerlerimizi kaybettik. Eskiyince atmayı öğrendiğimiz gibi yaralanan ilişkilerimizi de kolayca atmayı iyi bir şey sanıyoruz. Elde ettiklerimizin değeri gözümüzde elde edilen kıyafetler gibi azaldı. Eski çoraplarımızı ninelerimiz yamar tamir ederdi. Şimdi eskiyen çorap iç çamaşırı çöpe atılıyor,küsülen çabuk unutuluyor. İşte bu yüzden kırk yıllık dostluklar yok . Elbise dolabında on yıllık giysiler yok. Bayramları geçtim mevsimlik elbise , gibi mevsimlik aşklar. Gecelik arkadaşlıklar var. Nasıl özlemem çocukluğumu ? Nasıl özlenmez eski dostlarımız? "Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı" derler ya bence bu günlerde de eskiye rağbet var. Gelen gideni aratırmı ?Aratır çoğu zaman .Bazen eskiyen şeyler de güzel kalır çok uzaklarda kalan gençliğimiz gibi.
SEÇİM Saliha Seziş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.