- 369 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YOLA DEVAM
M. Sabri Haberveren
Ülkemizde belirli gelir düzeyine sahip aileler vardı. Bunlara orta direk denirdi. Sayın Turgut Özal’ın başbakanlığı sırasında bu orta direk sınıfının beli öylesine kırıldı ki ülkede sadece iki sınıf insan kaldı. Zenginler ve fakirler… Bana göre çok tehlikeli bir dönemeçteyiz. Ülkemiz insanları üzerinde tehlikeli ve korkunç bir oyun sergileniyor. Eski zamandan kalma kaba bir atasözümüz vardır. “Aç it fırın yıkar.” Bu atasözünü günümüzde tekrar gündeme gelmiş görünüyor. İnsanlarımız aç bırakılmaya çalışılıyor. Memur ve işçi kesimine maaş zammı %2 ler seviyesinde bırakılıyor.
Zamlar ise çok büyük bir sürat ve ustalıkla yapılıyor. Türkiye gündeminde bir olay varken bir şeylerin fiyatı birdenbire zamlanıyor. Medya zaten bu zam olaylarının üzerine gitmiyor. İnsanların acılarını hiç ama hiç dikkate almıyor. Çünkü kendisi de kartelleşme peşinde ve bu adımlarını hızlandırmış vaziyette… Adalet dağıtan kurumlar tıkanmış, en basit bir dava iki üç yıl sürüyorken, açlıktan insanlar ölüyormuş, Fuhuş artıyormuş, hırsızlık ve kapkaç vakaları artıyormuş. Kısaca toplumun yapısı bozuluyormuş. Kime ne? Herkes kendi torbasını doldurma telaşı içindeyken, kuvvetler dengesi halkın aleyhine bozulmuş kimi ne ilgilendirir?
2002 yılında iktidar değiştikten sonra, ülkedeki bazı malların fiyatlarına bakalım.
Mal 2002 fiyatları 2007 fiyatları Artış Oranı
BENZİN 1 milyon 696 TL. =1.69 YTL. 3.09 YTL. % 182
TÜPGAZ 19 milyon TL. =19 YTL 42,5 YTL. % 223
EKMEK 150 bin TL. =0.15 YTL. 0.3,5 YTL % 233
SU 852.bin TL. =0,85 YTL. 2.17 YTL. % 117
ELEKTRİK 114.800 TL. =0,16 YTL. 1.424 YTL. % 89
Görüldüğü gibi 5 kalem devamlı olarak kullanılan malda fiyat artış oranları yüzde 89 ile yüzde 233 oranlarında değişiyor. 2002 yılından 2007 yılına kadar memur ve işçi aylıklarına ne kadar zam yapılmış. Yüzde 24… Bu durumda en az zam yapılan elektrik karşısında işçi ve memur ne kadar fakirleşmiş? Yüzde 65… Her şey dengeli olduğuna göre, memur işçi fakirleştiğine göre, birileri zenginleşmiştir. Kim zenginleşti bu durumda? Bu bizlere, yani halka meçhul…
Biz fakirleştiğimize göre birileri durmadan zenginleşiyor. Fakirleşen bizler yarın ekmeğimizi nasıl alacağız diye düşünürken herhalde gidip fuzuli harcamalar yapamayız. Dış ticaret açıkları, cari harcama açıkları, enflasyon bizim suçumuz değil yani. Zaten olamaz da. Ekmek, su giyecek, yani temel ihtiyaçlarımızı temin etmek derdindeyken, ithal mallar alacak halimiz , enflasyonu yükseltecek halimiz olamaz. Zaten büyük çoğunluk olan bizler alışveriş yapamadığımız için enflasyon rakamları düşük çıkıyor. Kim zenginleşiyorsa, kimler yurt dışı gezilerine çıkabiliyorsa, kimler yurt dışından alışveriş yapabiliyorsa, kimler ithal malları alabiliyorsa, iç ve dış ticaret açıklarından da o kişiler sorumludur. Kimdir o kişiler? Kısaca hakkımızı yiyenler, malı götürenler. O zaman yöneticilerimizin iyi bir yönetici olduklarını söylemek mümkün mü? Hayır… Büyük çoğunluğun ezilmesine, fakirleşmesine yönelik idare yaptıkları için iyi olmaları mümkün değil… Daha bunlara son seneleri ilave etmiyoruz. 2007’den 2020’ye kadar olan rakamları da incelerseniz, durumun bundan çok daha kötü, vahim olduğunu da göreceksiniz.
İşte bu yüzden fakirleşen karnını doyuramayan insanlarımız, yanlış yollara sapmaya başlıyorlar. Fuhuşun, hırsızlığın, kapkaçın, dolandırıcılığın artmasının sebepleri fakirleşmektir. Bu arada, birkaç torba kömüre, biraz bulgur ve pirince tamah eden, tipler ve yönetimin yağcısı ve yalakası olmayı, kolay geçim yolu olarak gören tiplerin ortaya çıkması şahsiyetsiz, kişiliksiz ve sorgulamayan bir toplum meydana getirmektedir. Bana göre bu yapılanlar bilinçli olarak yapılmakta, kalem oyunları, enflasyon hesaplamalarında çeşitli oyunlar ve manevralar yolu ile insanlarımız fakirleşmeye mahkûm edilmektedir. Bu durumdan birileri kazançlı çıkmaktadır... Bu durumda sorgulamayan kayıtsız şartsız itaat eden insanların çoğalması, sizce kimlere yararlı oluyor? Toplum bilimcilere sorsanız, sanırım size çok farklı şeyler söylemeyeceklerdir. Yöneticilerimiz insanlara acıyıp merhamet gösterirler mi? Durum değişir mi? Hiç sanmıyorum. Sizler ne düşünürseniz düşünün. Ben bu şekilde yola devam edilirse, geleceğimizi oldukça karanlık görüyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.