- 352 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Temel Asal Sözcük ve Kavramlar
Konuyla İlgili Temel/Asal Sözcük ve Kavramlar
Ben kendi yerelimi baz almıyorum.. kendimi örnekledim, sizin farklıdır, başkasının ki daha farklı.
Herkesin yereline saygılıyım, ırk diyorsunuz o hayvanidir, ben ulusal soruna yazıyorum diyorum, hatta aidiyet kavramını öneriyorum.
Öyle ki, genom tekil değil.. kültürle ve dilledir diyorum geçiştiriliyor.
Ulusal devrimini yapmış bir toplumu içindeki etni, cemaat, mezheplere atomize etmeyi anlamıyorum.
Hele bu atomize ettiğinizden devrimsiz ulus yapma fabrikasyonuna gitmeyi, hiç anlamadığıma dikkat çekiyorum.
Devrimsiz ulus olamıyor.
Bu tarihen sabit.. "tarihin sonu".. "ulus devletin sonu" diyen hariç; onlar da malum ve mahluk kimseler zaten.
Devlet için ise bir sürü tip var, sayabilme serbestimiz oluyor.
Hobbesyan, Hegelyan, Marksist...
Sosyalist, İslamik, dinastik...
Emperyal, kapital, liberal, teokratik gibi...
Marksist ve ulus devlet için ilerici karakterli toplumsal devrimlere ihtiyaç var.
Zorunluluk ve gerekirliktir.
Bir dizi ve dizge sürekli aşamalanmalı ve sınıfsal çelişkiyi belirginleştiren şablon ile beraber...
Zaten ulus olmadan, kapitalize akümülasyon olmadan Marksist/sosyalist devlet olamıyor.. kuramıyorsunuz.
Anarşist devlet var veya yokluğu, bu aşamada arz-ı endam ediyor. İki tarafa kesen kontrolsüz kılıç gibidir.
Yani ulusal sorunu (devlet aşamayla) çözdükten sonra, sosyalize ve marksize (komünal devlet) toplumsal yapıya geçiyorsunuz.
Buradan "halklar" kavramındaki deviasyon ile emperyal kapitalizmin multikültüraliteyi önemsemesine, kendisine ram bir insan hakçılığına, devletin ve ’tarihin sonu’ karmaşasına düşüyorsunuz.
Emperyalizmle örtüşme oranı, söylem biçemi aynılaşıyor ve benzeşliği artıyor.
Yani, o mu (emperyal) size geldi (ki, sanmıyorum) siz mi ona gittiniz (kuvvetle muhtemel) belirsizliği oluşuyor.
Sorun burada...
Ağa ulus ve devlete tampon, maraba devlet oluşumları hariç.. onlar gerici ve feodaliteye (etni, din, mezhep gibi olgulara) yazan devletimsi/trak yapılar oluyor.
Ortak noktaları indirgemeci yöntemsel olursak, din-mezhep enlem-boylam temelliliktir.
Önerme-teorem olarak yazarsak ise:
Yapay devrim (hızlandırılmış devrim) diye bir kavram yok.. varsa karşı-devrim gibidir, ona giden geriye çekilmeli restorasyondur, hatta bizatihi öyledir.
Renkli devrimlerdeki gibidir.. devrim-restorasyon/devrim dizgesindeki karşı devrim ve restoratiflik aşama geçişiyle karışıyor, belirsiz oluyor.
Marks’ın dediği gibi, "karşı devrimde devrimdir" hali oluyor.. eskiye, geriye, klerikaliteye ve teokratiye, feodaliteye yazıyor.
’Emperyalizm, kendisi için fayda sağlayacak her enstrümanı kendi hakimiyet bölgesinde kullanır...’ Anarşizmi de düşünerek bu tespiti sağlama yoluna gitsek, sağlama yolu burada bunu teyit etmek anlamına geliyor.
Bunun nasıl sağlamasını yapabiliriz veya yapabilir miyiz, evet...
Sendikalizmi örnek veriyoruz, sararmadığı taktirde liberal ve kapital devlet-toplumlarda göreceli bir ilericiliktir.
Benim devrim konusunda Lenin’e ilham olmuş-fikir vermiş bilinmedik devrimcilerim var.
Misalen "Gerçek sovyetleşme" tespiti (şura)lanma sınıfsallık açısından, şimdilerin "reel sosyalizm" lafzından bile daha ileriye doğru kapsamlıdır.
Sonra ’büyük ulus şovenizmi’ , ’enerjetik diyalektik’ .. .
Batı şablonu Marksist devrimin oralarda gerçekleşemeyip, teorik kalışı.
Devrimin başlangıcının Doğu toplumları oluşu...
Bütün-bölüm teorisi...
Bu nedenle temel çelişki açısında oryantın-oksidentten öte ve ilerici olması.
Temel çelişkinin, asal çelişkiyle olandan daha güçle devrimcileştirilmesi.
Doğu gericiliği ve feodalizminin pençesi altındaki köylülüğü ’sömürgeler enternasyoneli’ şeklinde devrime itici güç yapmak.
Kısaca, Lenin’in Stalin’e devrettiği ve onunda ’Slav büyük halk-ulus şövenizmine’ kurban ettiği UKTH’nı anti tez emperyalle uygulayan olmak gibi...
Görsel tema: An, an/lam, anlam/ak dizge kavramı üzerine veciz söz...
Ahmet Kutlu Ayyüce
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.